Türkiye'nin ekonomik sağlığının en önemli barometrelerinden biri olan şirketleşme verileri, 2025 yılına dair endişe verici bir tablo ortaya koydu. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından kamuoyu ile paylaşılan Ocak-Ağustos dönemi istatistikleri, ticari hayatta kurulan ve kapanan firmalar arasındaki makasın tehlikeli bir şekilde açıldığını gösteriyor. Geride bıraktığımız sekiz aylık süreçte, kurulan şirket sayısı bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 0,6'lık cüzi bir azalmayla 71 bin 224'e geriledi. Bu durağanlığa karşın, aynı dönemde kepenk indiren şirket sayısındaki artış ise çok daha çarpıcı oldu. Kapanan şirket sayısı, yüzde 11,1'lik endişe verici bir artışla 18 bin 482'ye fırladı. Bu rakamlar, yeni girişimcilerin piyasaya girmekte temkinli davrandığını, mevcut işletmelerin ise artan maliyetler ve daralan pazar koşulları karşısında ayakta kalmakta zorlandığını net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu durum, sadece bir istatistik olmanın ötesinde, binlerce girişimcinin hayallerinin yarım kalması ve on binlerce çalışanın işsizlik riskiyle karşı karşıya kalması anlamına geliyor.

Tasfiye süreçleri de hız kazandı, kapanan işletme sayısı 50 bine dayandı

Tabloyu daha da karartan bir diğer veri ise tasfiye edilen şirket ve işletmelerin sayısındaki artış oldu. Resmi olarak kapanmanın yanı sıra, ticari faaliyetlerini sonlandırmak için yasal tasfiye sürecini başlatan işletmelerin sayısı da tırmanışta. TOBB verilerine göre, 2025'in ilk sekiz ayında tasfiye edilen şirket sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7,6'lık bir artış göstererek 18 bin 730'dan 20 bin 170'e yükseldi. Şirketler, kooperatifler ve gerçek kişi ticari işletmeleri dahil edildiğinde, kapanan toplam işletme sayısı yüzde 4,3'lük bir artışla 29 bin 410'a ulaştı. Tasfiye edilen işletmeler de bu rakama eklendiğinde, yılın ilk sekiz ayında ticari hayattan çekilen toplam işletme sayısı yüzde 5,7'lik bir artışla 46 bin 904'ten 49 bin 580'e dayandı. Bu durum, ekonomik zorlukların sadece ani kapanmaları değil, aynı zamanda planlı bir şekilde piyasadan çekilmeleri de tetiklediğini gösteriyor. İşletme sahiplerinin, daha fazla zarara uğramamak veya borç yükünü artıramamak için faaliyetlerini kontrollü bir şekilde sonlandırma yoluna gitmesi, piyasadaki genel karamsarlığın bir yansıması olarak yorumlanıyor.

Altını tahtından indirdi: Gümüş yeni gözde oldu, düğün takısına göz kırpıyor
Altını tahtından indirdi: Gümüş yeni gözde oldu, düğün takısına göz kırpıyor
İçeriği Görüntüle

Her gün yeni bir umut doğuyor ama kepenkler daha hızlı iniyor

Yılın genelindeki bu karamsar tabloyu günlük verilere indirgediğimizde, Türkiye'nin girişimcilik ruhu ile ekonomik gerçekler arasındaki mücadele daha net bir şekilde görülüyor. EKONOMİ gazetesinin TOBB verilerinden yaptığı hesaplamalara göre, Ocak-Ağustos dönemini kapsayan 243 günde, Türkiye'de her gün ortalama 349 yeni işletme (şirket, kooperatif ve gerçek kişi işletmesi dahil) kuruldu. Her gün yüzlerce yeni girişimcinin "ben de varım" diyerek piyasaya adım atması, tüm zorluklara rağmen ekonomi içindeki dinamizmi ve umudu canlı tutuyor. Ancak madalyonun diğer yüzü oldukça karanlık. Aynı 24 saatlik dilimde, ortalama 206 işletme ise ticari hayatına veda etmek zorunda kaldı. Bu rakamlara tasfiye edilenler de eklendiğinde, her gün ticari arenadan çekilen işletme sayısı daha da artıyor. Kısacası, her gün kurulan yaklaşık üç işletmeye karşılık, iki işletmenin kapısına kilit vurulması, ekonomik ekosistemin sürdürülebilirliği konusunda ciddi soru işaretleri doğuruyor.

Yaz rehaveti mi, ekonomik durgunluk mu? Ağustos ayı düşündürüyor

Yılın sekizinci ayı olan ağustos verileri ise tablonun hem olumlu hem de olumsuz yönlerini bir arada barındırıyor. Ağustos ayında kurulan toplam işletme sayısı, bir önceki aya göre hafif bir düşüşle 10 bin 724 olarak gerçekleşti. Bu da günde ortalama 357 işletmenin kurulduğu anlamına geliyor ve yıl ortalamasının bir miktar üzerinde seyrediyor. Kapanan işletme sayısı ise günde 192 olarak hesaplandı. Ancak ağustos ayına dair en kritik ve endişe verici veri, yeni kurulan şirketlerin sermaye yapısından geldi. Ağustos ayında kurulan şirketlerin toplam sermayesi, bir önceki aya göre yüzde 27,8 gibi çok sert bir düşüşle 39,9 milyar liradan 28,8 milyar liraya geriledi. Sermayedeki bu keskin düşüş, piyasaya yeni giren şirketlerin dahi daha küçük ölçekli, daha temkinli ve finansal olarak daha kırılgan bir yapıyla işe başladığını gösteriyor. Bu durum, girişimcilerin geleceğe yönelik belirsizlikler nedeniyle büyük yatırımlar yapmaktan kaçındığının ve kurulan şirket yapılarının zayıfladığının açık bir işareti olarak kabul ediliyor.

Yabancı yatırımcının iştahı var ama sermayesi küçülüyor

Küresel ekonomik belirsizliklere ve Türkiye ekonomisindeki zorluklara rağmen, yabancı yatırımcıların Türkiye'ye olan ilgisi devam ediyor. 2025 yılının ilk sekiz ayında, Türkiye'de 4 bin 497 adet yabancı sermayeli şirket kuruldu. Bu, yabancıların Türkiye pazarında hala potansiyel gördüğünün bir kanıtı. Ancak burada da sermaye yapısı detayı dikkat çekiyor. Kurulan bu şirketlerin toplam sermayesi 14 milyar 369 milyon lira olarak kaydedilirken, bu sermayenin yaklaşık 11 milyar 375 milyon liralık kısmı (yüzde 79,2) doğrudan yabancı ortaklar tarafından karşılandı. Yabancı sermayeli şirketlerin sayısındaki devamlılık olumlu bir sinyal olsa da, kurulan şirketlerin ortalama sermaye büyüklükleri ve faaliyet alanları, bu ilginin niteliği hakkında daha derin bir analiz gerektiriyor. Uzmanlar, büyük sanayi yatırımları yerine daha çok hizmet, danışmanlık veya emlak gibi alanlarda küçük ölçekli şirket kuruluşlarının yoğunlaşmış olabileceğine dikkat çekiyor. Bu da yabancı yatırımcının büyük riskler almaktan kaçınarak, daha çok Türkiye'deki mevcut potansiyelden faydalanmaya yönelik adımlar attığı şeklinde yorumlanıyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ