Türkiye'nin mühendislik dehasını, yerli üretim kararlılığını ve küresel iddialarını bir kez daha tüm dünyaya sergilediği 17. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı (IDEF 2025), İstanbul'da kapılarını kapatırken, ardında rekorlarla dolu bir başarı hikayesi bıraktı. Milli Savunma Bakanlığı'nın ev sahipliğinde, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı'nın destekleriyle ve Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı (TSKGV) yönetiminde düzenlenen bu prestijli fuar, sadece askeri teknoloji meraklılarının değil, aynı zamanda küresel savunma devlerinin de akın ettiği bir platform oldu. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün'ün fuar sonrası yaptığı çarpıcı açıklamalara göre, beş gün süren IDEF 2025'te toplam 9 milyar dolarlık devasa bir sözleşme hacmine ulaşıldı. Bu anlaşmaların %65'inin ihracat odaklı olması ise, Türk savunma sanayiinin sadece kendi ihtiyaçlarını karşılamakla kalmayıp, küresel pazarda da söz sahibi olduğunu kanıtladı.
Rakamlarla bir rekorlar fuarı: IDEF 2025'in anatomisi
Haluk Görgün'ün X (eski adıyla Twitter) hesabından yaptığı paylaşım, IDEF 2025'in sadece bir fuar olmadığını, aynı zamanda Türkiye'nin savunma sanayiindeki dönüşümünün ve yükselişinin somut bir göstergesi olduğunu ortaya koydu. Görgün'ün aktardığı verilere göre, IDEF 2025'e olan küresel ilgi ve katılım, beklentilerin çok üzerinde gerçekleşti:
-
Katılımcı Firma Rekoru: Fuarda tam 1491 firma stant açtı. Bu firmalar arasında Türk savunma sanayiinin devlerinin yanı sıra, dünyanın dört bir yanından gelen uluslararası firmalar da yer aldı. Bu sayı, önceki fuarlara kıyasla katılımcı çeşitliliğini ve fuarın küresel cazibesini ortaya koydu.
-
Küresel Temsil: 103 farklı ülkeden temsilciliklerin ve 231 resmi heyetin fuarı ziyaret etmesi, IDEF 2025'in uluslararası alandaki prestijini ve etki gücünü gösterdi. Bu heyetler arasında, üst düzey askeri yetkililer, savunma bakanları, genelkurmay başkanları ve tedarik makamlarının temsilcileri yer aldı.
-
Ziyaretçi Akını: Fuara toplamda 120 binden fazla ziyaretçi katılım sağladı. Bu yoğun ilgi, savunma sanayii teknolojilerine olan ilginin yanı sıra, Türk savunma ürünlerine yönelik artan merakı da yansıttı.
-
Yeni Ürün Tanıtımları: IDEF 2025, aynı zamanda bir inovasyon ve teknoloji şöleni oldu. Fuarda 26 yeni savunma sanayisi ürününün ilk kez tanıtımı yapılırken, toplamda 1100'den fazla ürün de ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. Bu durum, Türk mühendislerinin ve firmalarının aralıksız Ar-Ge faaliyetleri ve ürün geliştirme kapasitesini gözler önüne serdi.
9 milyar dolarlık dev sözleşmeler: ihracat odaklı büyüme
IDEF 2025'i, diğer fuarlardan ayıran en önemli özellik hiç şüphesiz, ticari başarıda elde edilen rekor oldu. Haluk Görgün, fuar kapsamında tam 270 imza töreninin gerçekleştirildiğini ve toplamda 9 milyar dolarlık sözleşme hacmine ulaşıldığını açıkladı. Bu rakam, fuarın sadece bir tanıtım platformu olmanın ötesinde, somut ticari iş birliklerine ve milyar dolarlık anlaşmalara sahne olduğunu gösterdi.
En dikkat çekici detay ise, imzalanan anlaşmaların %65'inin ihracat odaklı olmasıydı. Bu oran, Türk savunma sanayiinin stratejik vizyonunun ve küresel pazardaki rekabet gücünün geldiği noktayı açıkça ortaya koydu. Daha önce kendi ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan bir sanayiden, bugün teknoloji ihraç eden ve milyarlarca dolar döviz girdisi sağlayan bir konuma gelinmesi, Türkiye'nin bu alandaki büyük dönüşümünü sembolize etti. İmzalanan anlaşmalar arasında, insansız hava araçlarından güdümlü füzelere, zırhlı araçlardan elektronik harp sistemlerine kadar geniş bir yelpazede ürün ve hizmetin yer aldığı belirtildi. Bu başarı, Türkiye'nin savunma ve güvenlik alanındaki yerli ve milli çözümlerinin, dost ve müttefik ülkeler tarafından da tercih edildiğini kanıtladı.
Milli üretim kararlılığının küresel yansıması
Haluk Görgün, bu rakamların sadece bir fuar bilançosu olmadığını, aynı zamanda "yerli üretim kararlılığının ve stratejik savunma mimarisinin küresel yansıması" olduğunu vurguladı. Bu ifade, Türk savunma sanayiinin sadece ekonomik bir sektör olmanın ötesinde, Türkiye'nin ulusal güvenliği ve bölgesel gücü için ne denli stratejik bir öneme sahip olduğunu gösterdi. Türkiye, son yıllarda savunma sanayiinde yaptığı yatırımlarla, kritik sistemlerde dışa bağımlılığını önemli ölçüde azaltırken, kendi geliştirdiği özgün platformlarla da dünya çapında dikkat çekiyor.
Bu başarıda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu "tam bağımsız savunma sanayii" vizyonunun ve bu alana verilen kesintisiz desteğin büyük payı olduğu belirtiliyor. Görgün, fuarın başarısında emeği geçen herkese teşekkür ederken, özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan'a vizyoner liderliği ve ilham verici desteği için şükranlarını sundu. Milli Savunma Bakanlığı'nın ev sahipliği, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı'nın katkıları ve KFA Fuarcılık AŞ'nin başarılı organizasyonu da bu devasa başarının diğer paydaşları olarak gösterildi.
Savunma sanayii: teknolojinin ve güvenliğin buluşma noktası
IDEF 2025'in başarısı, savunma sanayiinin sadece askeri alanda değil, aynı zamanda teknolojik inovasyon, Ar-Ge ve ekonomik büyüme açısından da ne denli lokomotif bir sektör olduğunu bir kez daha kanıtladı. Bu fuar, geleceğin teknolojilerine yatırım yapmanın, nitelikli insan gücü yetiştirmenin ve özgün ürünler geliştirmenin bir ülkeye neler kazandırabileceğinin somut bir örneğini sundu.
Türk savunma sanayii firmaları, fuarda sergiledikleri ürün ve kabiliyetlerle, uluslararası alanda hem güçlü bir ortak hem de önemli bir tedarikçi olduklarını gösterdi. Özellikle insansız sistemler, yapay zeka uygulamaları, siber güvenlik çözümleri ve uzay teknolojileri gibi alanlarda kaydedilen ilerlemeler, geleceğin savunma konseptlerine Türkiye'nin de yön verebileceğine dair güçlü sinyaller verdi. İmzalanan milyar dolarlık sözleşmeler, sadece şirketlerin bilançolarını güçlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda Ar-Ge yatırımlarını artırarak, yeni istihdam alanları yaratarak ve ülke ekonomisine önemli bir katkı sağlayarak katma değerli üretimin önemini bir kez daha vurgulayacak.
Geleceğe yön veren bir güç olarak türkiye
IDEF 2025'in elde ettiği bu tarihi başarı, Türkiye'nin sadece bölgesel değil, küresel ölçekte de yükselen bir güç olduğunu tescilledi. Savunma sanayiindeki bu atılım, Türkiye'nin dış politikada elini güçlendirirken, aynı zamanda stratejik bağımsızlığını da pekiştiriyor. Türkiye, artık sadece hazır ürün alan değil, aynı zamanda üreten, geliştiren ve satan bir ülke konumuna yükseldi. Bu durum, gelecekteki IDEF fuarlarında da daha büyük başarıların elde edilebileceğine dair umutları artırıyor. Türk mühendislerinin ve işçilerinin alın teriyle üretilen bu ürünler, sadece ülkenin güvenliğini sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda Türkiye'nin teknolojik ve ekonomik kalkınmasına da ivme kazandırmaya devam edecek.