Türkiye'nin dünyaya açılan en büyük kapısı olan İstanbul Havalimanı (İGA), operasyonel gücünü tarihi bir rekorla taçlandırdı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, yaptığı yazılı açıklamada, 18 Temmuz tarihinde havalimanında tam 1.695 iniş ve kalkışla, açılışından bu yana en yüksek günlük hava trafik hareketi sayısına ulaşıldığını müjdeledi. Bu rakam, havalimanının sadece yoğun bir gün geçirmesi değil, aynı zamanda devasa bir operasyonu kusursuz bir şekilde yönetme kabiliyetini de ortaya koyması açısından büyük bir önem taşıyor.
Bu yeni rekor, bir önceki rekorun kırıldığı 11 Haziran 2023 tarihini de geride bıraktı. UEFA Şampiyonlar Ligi Finali gibi olağanüstü bir organizasyon nedeniyle 1.690 uçuşla kırılan rekorun, normal bir yaz gününde geçilmesi, havalimanının organik büyümesinin ve artan kapasitesinin en net göstergesi oldu.
Bakan Uraloğlu, bu başarının altını çizerken, "Bu rekorla İstanbul Havalimanı, Avrupa ve dünyadaki havacılık sektörünün en önemli aktörlerinden biri olmaya devam ediyor" ifadesini kullandı. Bu operasyonel mükemmellik, havayolu şirketleri için güvenilir bir ortak, yolcular için ise sorunsuz bir seyahat başlangıcı ve sonu anlamına geliyor. Bu rakamlar, İstanbul Havalimanı'nın sadece bir geçiş noktası değil, aynı zamanda küresel havacılık ağının kalbinde yer alan, stratejik bir merkez olduğunu da kanıtlıyor.
Prestij zirvesi: Okuyucular ikinci kez 'en iyi' dedi
İstanbul Havalimanı'nın başarısı, sadece operasyonel rakamlarla sınırlı kalmadı. Havalimanı, en önemli değerlendirici olan yolcuların takdirini de kazanarak, uluslararası alandaki itibarını zirveye taşıdı. Bakan Abdulkadir Uraloğlu, dünyanın en önde gelen seyahat dergilerinden biri olan Travel and Leisure tarafından düzenlenen "Dünyanın En İyi 10 Uluslararası Havalimanı" anketinde, İstanbul Havalimanı'nın üst üste ikinci kez birinci seçildiğini açıkladı.
Her yıl milyonlarca tecrübeli gezginin oylarıyla belirlenen bu anket, sektördeki en prestijli ödüllerden biri olarak kabul ediliyor. Bir havalimanının bu ödüle layık görülmesi, sadece mimari güzelliği veya büyüklüğü ile değil, aynı zamanda sunduğu bütünsel deneyimle mümkün oluyor. Travel and Leisure okurları, havalimanlarını; erişim kolaylığı, check-in ve güvenlik süreçlerinin hızı, yeme-içme alanlarının çeşitliliği ve kalitesi, alışveriş imkanları ve genel tasarım estetiği gibi birçok farklı başlıkta değerlendiriyor. İstanbul Havalimanı'nın tüm bu kategorilerde yüksek puanlar alarak yeniden zirveye yerleşmesi, hizmet kalitesindeki sürekliliğin ve yolcu memnuniyetine verilen önemin bir göstergesi.
Asya ve körfez'in devleri geride kaldı
Bu başarının büyüklüğünü anlamak için, İstanbul Havalimanı'nın geride bıraktığı rakiplere bakmak yeterli. Yıllardır "dünyanın en iyisi" olarak anılan ve hizmet kalitesiyle efsaneleşmiş havalimanları, bu yıl da İstanbul'un arkasında kaldı. Travel and Leisure anketinin sonuçlarına göre, İstanbul Havalimanı'nın geride bıraktığı devler arasında şu isimler yer alıyor:
-
Changi Havalimanı (Singapur): Yıllardır listenin gediklisi olan ve içindeki şelale, bahçeler ve sinema salonlarıyla bilinen efsanevi havalimanı.
-
Hamad Uluslararası Havalimanı (Katar): Lüks alışveriş mağazaları ve modern mimarisiyle öne çıkan, Körfez'in en önemli aktarma merkezi.
-
Dubai Uluslararası Havalimanı (BAE): Dünyanın en yoğun havalimanlarından biri olan ve devasa duty-free alanlarıyla tanınan merkez.
-
Zayed Uluslararası Havalimanı (BAE)
-
Hong Kong Uluslararası Havalimanı
-
Helsinki-Vantaa Havalimanı (Finlandiya)
-
Haneda Havalimanı (Japonya)
-
Chhatrapati Shivaji Maharaj Uluslararası Havalimanı (Hindistan)
-
Seul Incheon Uluslararası Havalimanı (Güney Kore)
Bu denli güçlü ve köklü rakipleri geride bırakarak zirveye yerleşmek, Türkiye'nin havacılık alanındaki vizyonunun ve bu vizyonu hayata geçirme konusundaki başarısının uluslararası kamuoyu tarafından da tescil edildiği anlamına geliyor.
Sadece bir havalimanı değil, küresel bir marka
İstanbul Havalimanı'nın aynı hafta içinde hem operasyonel bir rekor kırması hem de yolcu memnuniyetinde zirveye çıkması, tesadüfi bir başarı değil. Bu iki gelişme, birbiriyle doğrudan ilişkili ve havalimanının bir "küresel marka" olma yolundaki stratejisinin sağlam temeller üzerine kurulduğunu gösteriyor.
Bir yanda, 1.695 uçuş gibi devasa bir trafiği sorunsuz yönetebilme kapasitesi, havayolu şirketlerine ve lojistik firmalarına güven veriyor. Bu, havalimanının teknik altyapısının, personelinin yetkinliğinin ve kriz yönetimi kabiliyetinin ne kadar üst düzeyde olduğunu kanıtlıyor. Diğer yanda ise, bu yoğunluğun içinde yolculara keyifli, konforlu ve güvenli bir deneyim sunabilme başarısı, havalimanını insanlar için bir "tercih sebebi" haline getiriyor.
Bu çifte başarı, Türkiye'nin coğrafi konum avantajını, modern altyapı yatırımları ve yüksek hizmet kalitesiyle birleştirerek, İstanbul'u sadece bir kıtalararası geçiş noktası (hub) olmaktan çıkarıp, aynı zamanda bir "destinasyon havalimanı" kimliğine büründürdüğünü gösteriyor. Yolcular artık İstanbul'a sadece başka bir yere gitmek için değil, aynı zamanda havalimanının sunduğu deneyimi yaşamak için de geliyor. Bu durum, Türkiye'nin hem turizm gelirlerine hem de uluslararası imajına paha biçilmez bir katkı sağlıyor. Görünen o ki, İstanbul Havalimanı, gelecekte de hem rekorlar kırmaya hem de ödüller toplamaya devam ederek, adını havacılık tarihine altın harflerle yazdırmayı sürdürecek.