İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, "2024-2025 Çocuk İş Cinayetleri Raporu"nu yayımladı. Rapora göre, Eylül 2024 ile Ağustos 2025 tarihleri arasındaki bir yıllık eğitim döneminde, çalışırken hayatını kaybeden çocuk işçi sayısı en az 72 olarak tespit edildi. Bu rakam, bir önceki eğitim döneminde hayatını kaybeden 66 çocuk işçiye kıyasla %10'luk bir artış anlamına geliyor. İSİG Meclisi, bu artışın çocuk işçiliğinin yoksulluk ve güvencesizlik temelinde derinleştiğinin bir göstergesi olduğunu belirtti. Raporda, uluslararası tanım baz alınarak 18 yaşını doldurmamış herkesin çocuk işçi olarak kabul edildiği ve basında 18 yaşında olarak belirtilen 14 işçi ölümünün daha yaşandığı, bu kişilerin bir kısmının da "çocuk işçi" tanımına girebileceği ifade edildi.
İş kollarına ve ölüm nedenlerine göre dağılım
Hayatını kaybeden 72 çocuğun iş kollarına göre dağılımı incelendiğinde, 20 çocuğun (%28) tarım/orman, 19 çocuğun sanayi, 17 çocuğun inşaat ve 16 çocuğun hizmet sektöründe çalıştığı görüldü. İSİG Meclisi, geçmiş yıllarda tarım sektöründeki ölümlerin oranının %65'lere vardığını, bu oranın %28'e gerilemesinin çocuk işçiliğinin merkezinin kırsaldan kentlere, özellikle Organize Sanayi Bölgelerine (OSB) kaydığını gösterdiğini vurguladı. Raporda, ölümlerin %33'ünün trafik/servis kazası, %15'inin boğulma/zehirlenme ve %11'inin ezilme/göçük gibi nedenlerden kaynaklandığı belirtildi. Ölen çocukların 65'i erkek, 7'si kız olurken, 8'inin mülteci/göçmen olduğu kaydedildi. Yaş gruplarına göre ise ölenlerin 20'si 0-14 yaş, 52'si ise 15-17 yaş aralığındaydı.
Mesem ve çocuk işçiliği politikaları
Rapor, Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) programının çocuk işçiliğini meşrulaştıran ve kitleselleştiren bir sisteme dönüştüğünü savundu. MESEM kapsamındaki 505 bin öğrencinin 18 yaş altında olduğu ve bu sistemin sermayeye ucuz iş gücü sağladığı belirtildi. Son iki eğitim-öğretim yılında MESEM kapsamında en az 15 öğrencinin, diğer staj programlarında ise en az 7 çocuğun iş cinayeti sonucu hayatını kaybettiği hatırlatıldı. Raporda, Orta Vadeli Program (OVP), 12. Kalkınma Planı ve Ulusal İstihdam Stratejisi gibi resmi politika metinlerinde "mesleki eğitimin özel sektörle işbirliği içinde geliştirilmesi" hedeflerinin, aslında çocuk emeğini ucuz iş gücü olarak kullanma amacını taşıdığı öne sürüldü.
Gerçek çocuk işçi sayısı ve talepler
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 15-17 yaş grubunda 970 bin çocuk işçi bulunduğu, ancak bu sayıya MESEM'li 505 bin çocuk, kayıt dışı çalışanlar ve 15 yaş altı çalışanların dahil edilmediği belirtildi. İSİG Meclisi, bu gruplar da eklendiğinde Türkiye'deki gerçek çocuk işçi sayısının 3-4 milyona ulaştığını tahmin ettiklerini açıkladı. Bu tablo karşısında İSİG Meclisi, taleplerini şu şekilde sıraladı:
-
Çocuk işçiliği yasaklanmalı.
-
MESEM programı kapatılmalı.
-
Eğitim her kademede tamamen parasız olmalı ve 4+4+4 sisteminden vazgeçilmeli.
-
Okullarda bir öğün ücretsiz yemek verilmeli ve yoksul çocukların ihtiyaçları devlet tarafından karşılanmalı.
-
Yaşam alanları uyuşturucu ve çeteleşmeden temizlenmeli.
Meclis, mesleki eğitime karşı olmadıklarını ancak çocukları 10 yaşından itibaren ucuz emek haline getiren, çocukluklarını yaşamalarına engel olan ve ölümlerine neden olan mevcut düzenlemelere karşı olduklarını vurguladı.