9 Eylül Gazetesi'nden Fevzi Efe SEKİTMEZ'in haberine göre: Şahin, günümüz medya dünyasında iki önemli sorunla karşı karşıya olduğumuzu belirtti: hakikat bunalımı ve gürültü problemi. Gazetecilerin bu iki problemle mücadele etmek için tüm dijital platformları etkin kullanmaları gerektiğini vurgulayan Şahin, gazeteciliğin romantik bir misyon olduğunu söyledi.
“Gazetecilik romantik bir misyondur”
Gazeteciliği bir şövalyelik görevi olarak tanımlayan Prof. Dr. Haluk Şahin, günümüz Türkiye’sinde gazeteciliğin karşılaştığı sorunlara değinerek, birçok gazetecinin işini yeterince ciddiye almadığını belirtti. Şahin, "Türkiye’de medyanın içinde bulunduğu vahim durumun nedenlerinden bir tanesi, bu işi yapan insanlardan birçoğunun yaptıkları işi ciddiye almamalarıdır. Halbuki her zaman gazeteciliğe bir misyon, romantik bir misyon gözüyle baktım. Gazetecilik benim için romantik bir şövalyeliktir. Bir taraftan yel değirmenlerine karşı çıkmaktır. Ne pahasına olursa olsun doğruyu söylemek çabasıdır. Bu, ne yazık ki zannedildiği kadar yaygın bir şey değil. İnsanlar kolayca çevrenin etkisinde kalan, zaten ideolojik olarak genel anlamda tutsak olan canlılardır. 'Doğruyu söyleyen her zaman makbuldür' diye bir şey yok" ifadelerini kullandı.
“200 yiğit gazeteci hapse girmeyi göze alıyor”
Türkiye’de, gerçeklerin peşinden gitmeyi göze alan cesur gazeteciler olduğunu belirten Şahin, hapse girmeyi göze alan 200 gazeteci bulunduğunu söyledi. Şahin, "Türkiye’de bu misyonu üstlenip gerekirse hapse girmeyi göze alan 200 gazetecimiz vardır. 200 yiğit gazetecimiz vardır. Bu bizim en büyük zenginliklerimizden biridir" dedi. Ayrıca Arthur Miller’dan bir anekdot paylaşarak, "Arthur Miller Türkiye’ye geldiğinde gazeteciler şikayetçi olmuşlar, o da 'yalnız, hiç olmazsa sizi ciddiye alıyorlar' demiş. ABD’de gazetecilik bir çeşit memuriyet gibi yapılır, bizde ise misyon işidir. O misyonun devam ediyor olması gerek, o olmazsa çok kötü yerlerdeyiz demektir" ifadelerini kullandı.
“Yapay zeka konusunda uzmanlaşmalıyız”
Teknolojik gelişmelerin gazeteciler için kaçınılmaz olduğuna değinen Şahin, yapay zekanın kullanımının zorunlu hale geldiğini belirtti. "Teknolojilerin kötü amaçla da kullanılabileceğini biliyoruz ama bizim amacımız, bu teknolojilerin kullanımını başkalarına bırakmamak. 'Hayır efendim ben yapay zeka kullanmayacağım' demek mümkün değil, böyle bir lüks yok. Bu misyona inanan insanların bu teknolojileri en iyi şekilde kullanması, rakiplerimizden daha iyi kullanması gerek. O rekabette mutlaka olmak zorundayız" diye konuştu. Şahin ayrıca, "Artık hiçbir araştırmama önce yapay zekaya danışmadan başlamıyorum. Seferihisar’la ilgili bilgiye ihtiyacım varsa yapay zekaya danışıyorum. Elbette olay orada bitmiyor ama olay orada başlıyor" ifadelerini kullandı.