KAZİM BOZKURT/İzmir'in 117 can kaybıyla yasa boğulduğu 30 Ekim 2020 depreminin acı hatırası tazeliğini korurken, depremin beşinci yıldönümünde AKP İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı’dan dikkat çeken bir duyuru geldi. Çankırı, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, "İklim ve Afetlere Dayanıklı Şehirler" projesi kapsamındaki kentsel dönüşüm kredisinin üst limitinin 2,5 milyon TL’den 3 milyon TL’ye yükseltildiğini "İzmir’e Müjde" başlığıyla duyurdu. Bu haber, iktidara yakın medya organları tarafından "vatandaşlara sevindiren haber" olarak hızla yayıldı. Açıklamada, yüzde 0,69 faiz oranı, 180 ay vade ve 1 yıl geri ödemesiz dönem gibi avantajlarla sunulan bu artışın, inşaat maliyetlerindeki güncel koşulları karşılayacağı ve dönüşüm sürecini kolaylaştıracağı iddia edildi.

İktidar kanadından övgü, rakamlardan acı gerçek

AKP İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya da projeyi överek, bunun İzmir tarihinin en büyük kentsel dönüşüm yatırımı olduğunu belirtti. Kaya, "Vatandaşlarımız 3 milyon TL limitli kredi kullanabilecekler. Piyasa faizlerinin katbekat altında, uzun vadeli bir krediyle hemşehrilerimiz evlerini yenileyebilecekler," diyerek hükümetin desteğini vurguladı. Kaya, İzmir'in birinci derece deprem riski taşıdığını ve dönüşümün bir zorunluluk olduğunu ifade ederken, yerel yönetimleri de duyarsız kalmakla eleştirdi. Ancak siyasi arenadaki bu iddialı söylemler, ekonomik verilerle karşılaştırıldığında geçerliliğini yitiriyor. İktidar kanadının "müjde" olarak sunduğu bu artış, vatandaşın cebindeki ateşin yanında sönük kalıyor.

Kredi arttı ama alım gücü buharlaştı: İşte o makas

Asıl mesele, rakamların nominal artışından çok, alım gücü üzerindeki etkisinde yatıyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, krediyi ilk olarak 8 Mart 2024'te 2,5 milyon TL olarak duyurmuştu. Aradan geçen yaklaşık 19 aylık süreçte Türkiye ekonomisi, dizginlenemeyen bir enflasyon dalgasıyla boğuştu. Bu süreçte Türk Lirası, ABD Doları karşısında yüzde 30'un üzerinde değer kaybetti.

Elektrik faturalarında yeni dönem: Devlet desteğine üst sınır geldi
Elektrik faturalarında yeni dönem: Devlet desteğine üst sınır geldi
İçeriği Görüntüle

Bu dönemdeki kümülatif enflasyon, gerçeği tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. ürkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) resmi verilerine göre Mart 2024 ile Eylül 2025 arasındaki 18 aylık toplam fiyat artışı (kümülatif enflasyon) yaklaşık %57,4'e ulaştı. Bu hesaba göre, Mart 2024'teki 2,5 milyon liralık kredinin bugünkü alım gücünü koruyabilmesi için limitin en az 3,93 milyon liraya yükseltilmesi gerekiyordu. Bağımsız akademisyenlerin oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu'nun (ENAG) verileri ise (Eylül 2025 için %63,2'lik yıllık enflasyon açıklaması gibi) resmi rakamların da üzerinde bir artışa işaret ediyor.Her iki durumda da, %20 artışla 3 milyon liraya çıkarılan yeni limit, kredinin Mart 2024'teki alım gücünü korumak için gereken 3,93 milyon liralık seviyenin çok gerisinde kalarak, aslında bir alım gücü kaybına işaret ediyor.

İnşaat maliyetleri uçtu, işçilik zirve yaptı

Kredinin yetersizliği, doğrudan inşaat maliyetleri incelendiğinde daha da netleşiyor. Mart 2024'te 100 metrekarelik bir dairenin yeniden inşa maliyeti ortalama 1,6 milyon TL iken, bugün bu rakam yüzde 50 artışla 2,4 milyon TL'ye dayanmış durumda. Maliyet artışının lokomotifi ise yüzde 50'yi aşan artış oranıyla işçilik ücretleri oldu. Aynı dönemde demir fiyatlarındaki artış yüzde 14,6 ile daha sınırlı kalırken, genel inşaat maliyet endeksi yüzde 26,4 yükseldi. Bu durum, artan maliyetlerin temel nedeninin malzeme fiyatlarından ziyade, enflasyona paralel artan işçilik giderleri olduğunu kanıtlıyor. 3 milyon liralık kredi, sadece dairenin yeniden inşa maliyetini karşılarken, hak sahiplerinin üzerine binecek ek masraflar ve arsa payı gibi unsurlar hesaba katıldığında yetersiz kalıyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ