Türkiye ekonomisinin ve sanayisinin kalbinde yer alan, Kayseri merkezli dev üretici HES Kablo'nun satış süreci, bir kez daha duvara tosladı. Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturmaları kapsamında Boydak Holding'den devralınarak yönetimi TMSF'ye geçen HES Hacılar Elektrik Sanayi ve Ticaret AŞ için düzenlenen satış ihalesinde, beklenen sonuç alınamadı. TMSF, daha önce iki kez ertelenen veya başarısız olan ihalenin ardından, 1 Temmuz'da üçüncü kez masaya oturdu. Ancak, sektörün bu önemli oyuncusuna ne yerli ne de yabancı yatırımcılardan beklenen ilgi gelmedi.

TMSF tarafından yapılan resmi açıklamada, satış sürecinin detayları ve sonucu net bir şekilde ifade edildi. 22 Mayıs'ta Resmi Gazete ve kurumun kendi internet sitesi üzerinden duyurusu yapılan ihale kapsamında, Hazine'ye ait olan yüzde 100 oranındaki HES Kablo payları ile yine Hazine ve Boyçelik Metal Sanayi'ye ait olan yüzde 27,49 oranındaki Erciyes Çelik Halat Tel Sanayi AŞ paylarının satışı hedefleniyordu. Ancak 1 Temmuz'da gerçekleştirilen üçüncü ihalede, şartname kapsamında herhangi bir uygun teklif sunulmadığı ve bu nedenle ihalenin sonlandırıldığı resmen açıklandı. Bu durum, Türkiye'nin en değerli sanayi varlıklarından birinin satış sürecinin neden tıkandığına dair ciddi soru işaretlerini de beraberinde getirdi.

İhale neden başarısız oldu? yatırımcıyı ne korkuttu?

Piyasalar, bu kadar büyük ve köklü bir sanayi devine neden alıcı çıkmadığını tartışıyor. Sektör uzmanları ve ekonomi analistleri, ihalenin üçüncü kez başarısız olmasının arkasında, tek bir nedenden çok, bir dizi karmaşık ve birbiriyle bağlantılı faktörün yattığını belirtiyor.

  • Ekonomik Konjonktür ve Finansman Zorluğu: Türkiye ekonomisinin içinden geçtiği sıkı para politikası dönemi, ihalenin başarısız olmasındaki en önemli etkenlerden biri olarak görülüyor. Yüksek faiz oranları ve bankaların kredi musluklarını kısması, bu kadar büyük ölçekli bir satın alma için gerekli finansmana erişimi son derece zor ve maliyetli hale getiriyor. Potansiyel yatırımcılar, yüksek borçlanma maliyetleri altında böyle devasa bir yatırıma girmekten çekiniyor olabilir.

  • Şirketin Hukuki ve Siyasi Geçmişi: HES Kablo'nun, FETÖ soruşturmaları kapsamında el konulan bir şirket olması ve halen TMSF kayyumunda yönetilmesi, yatırımcılar için bir "hukuki belirsizlik" riski taşıyor. Özellikle yabancı yatırımcılar, bu tür siyasi ve hukuki geçmişi olan varlıklara yatırım yapma konusunda oldukça temkinli davranıyor. Gelecekte yaşanabilecek olası hukuki süreçler ve mülkiyet haklarına ilişkin endişeler, yatırımcı iştahını kapatan en önemli faktörlerden biri olarak öne çıkıyor.

  • Değerleme ve Piyasa Beklentisi: TMSF'nin, şirket için belirlediği muhammen bedelin (tahmini değer), piyasanın mevcut koşullardaki gerçekçi beklentileriyle uyuşmadığı da konuşulan bir diğer önemli konu. Üç kez üst üste ihaleye yeterli talep gelmemesi, satıcının istediği fiyat ile alıcıların ödemeye razı olduğu fiyat arasında ciddi bir makas olduğunu gösteriyor. Ekonomik belirsizlik ortamında, yatırımcılar risk primini daha yüksek tutarak, şirket değerlemesini daha aşağı çekiyor olabilir.

  • Sektörel Zorluklar: Global piyasalarda hammadde (bakır, alüminyum vb.) fiyatlarındaki dalgalanmalar, artan enerji maliyetleri ve kablo sektöründeki yoğun rekabet de, yatırımcıların kararını etkileyen diğer teknik faktörler arasında yer alıyor.

Tüm bu faktörler bir araya geldiğinde, HES Kablo gibi değerli bir markanın bile, mevcut ekonomik ve siyasi iklimde kendine bir alıcı bulmakta neden bu kadar zorlandığı daha net bir şekilde anlaşılıyor.

Sanayinin amiral gemisi: HES Kablo kimdir?

Satış sürecinin başarısızlıkla sonuçlanması, gözleri bir kez daha HES Kablo'nun sanayideki önemine çevirdi. 1974 yılında Kayseri'de kurulan şirket, yarım asra yakın bir süredir Türkiye'nin en büyük ve en önemli kablo üreticilerinden biri olarak faaliyet gösteriyor. Enerji, iletişim ve fiber optik kablo üretiminde uzmanlaşan HES Kablo, hem yurt içinde hem de 140'tan fazla ülkeye yaptığı ihracatla uluslararası arenada tanınan bir marka.

Bir alkol grubuna daha dev zam! Viski, votka, cin, tekila...
Bir alkol grubuna daha dev zam! Viski, votka, cin, tekila...
İçeriği Görüntüle

Kayseri Organize Sanayi Bölgesi'ndeki devasa tesislerinde binlerce kişiye istihdam sağlayan şirket, sadece bir sanayi kuruluşu değil, aynı zamanda Kayseri ve çevre iller için önemli bir ekonomik lokomotif. Yıllardır Türkiye'nin en büyük 500 sanayi kuruluşu (İSO 500) listesinde üst sıralarda yer alan HES Kablo, teknolojiye ve Ar-Ge'ye yaptığı yatırımlarla da biliniyor. 2016 yılında Boydak Holding'e yönelik operasyonların ardından yönetimi TMSF'ye devredilen şirket, o tarihten bu yana profesyonel yöneticiler tarafından idare ediliyordu. Ancak bu kayyum yönetiminin, uzun vadede şirketin dinamizmini ve yatırım kabiliyetini nasıl etkilediği de piyasalarda tartışılan bir konu.

Şimdi ne olacak? Belirsizlik hem çalışanları hem piyasayı endişelendiriyor

Üçüncü ihalenin de başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından, şimdi herkesin aklındaki en önemli soru şu: Şimdi ne olacak? TMSF'nin önünde birkaç farklı senaryo bulunuyor.

İlk ve en olası senaryo, TMSF'nin bir süre bekledikten sonra, ihaleyi dördüncü kez, ancak bu sefer farklı koşullarla ve muhtemelen daha düşük bir başlangıç fiyatıyla yeniden açması. Piyasa koşullarının ve yatırımcı algısının daha iyi analiz edilerek, daha cazip bir ihale şartnamesi hazırlanması, satış şansını artırabilir.

İkinci bir seçenek ise, şirketin bütün olarak satılması yerine, farklı birimlerinin veya varlıklarının ayrı ayrı satılması (parçalara ayırma) olabilir. Ancak bu, şirketin bütünlüğünü ve marka değerini zedeleyebileceği için genellikle son çare olarak düşünülür.

Bir diğer alternatif ise, şirketin Borsa İstanbul'da halka arz edilerek, mülkiyetinin tabana yayılması olabilir. Bu yöntem, hem şirkete yeni bir finansman kaynağı yaratabilir hem de satış sürecindeki tıkanıklığı aşmak için bir çözüm sunabilir.

Ancak, kısa vadede en olası görünen, HES Kablo'nun bir süre daha TMSF yönetiminde faaliyetlerine devam etmesi. Bu durum, şirketin binlerce çalışanı, tedarikçileri ve iş ortakları için belirsizliğin devam etmesi anlamına geliyor. Uzun süredir devam eden bu satış sürecinin bir türlü sonuçlandırılamaması, şirketin geleceğe yönelik stratejik yatırım kararları almasını zorlaştırırken, çalışanlar arasında da bir moral bozukluğu ve gelecek kaygısı yaratıyor. Türkiye sanayisinin bu değerli markasının geleceğinin ne olacağı, önümüzdeki dönemde hem ekonomi yönetiminin hem de piyasaların en yakından takip edeceği konulardan biri olmaya devam edecek.

Kaynak: HABER MERKEZİ