İzmir, tarihinin en zorlu yaz günlerinden birini yaşıyor. Kentin üzerine adeta bir alev topu gibi çöken ve Basra Alçak Basıncı'ndan kaynaklanan sıcak hava dalgası, sosyal yaşamı felç ederken, en büyük darbeyi sağlık sistemine vurdu. Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi başta olmak üzere kentteki tüm hastanelerin acil servisleri, son günlerde benzeri görülmemiş bir yoğunlukla karşı karşıya. Sokaklarda, parklarda, hatta evlerinde aniden fenalaşan vatandaşlar, acil servislerin kapısını aşındırıyor.

DEÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Yanturalı, mevcut tabloyu "ciddi bir halk sağlığı sorunu" olarak nitelendiriyor. Prof. Dr. Yanturalı, "Hafta başından bu yana güneş çarpması, ani gelişen bayılma, aşırı sıvı ve tuz kaybı gibi şikayetlerle acil servislerimize başvuran hasta sayısında dramatik bir artış söz konusu. Bu, termometrelerin gösterdiği rakamların ötesinde, sıcaklığın insan vücudu üzerindeki yıkıcı etkisinin en net kanıtıdır," diyerek durumun ciddiyetini gözler önüne serdi. Acil servis koridorları, sıcağın kurbanı olan, özellikle yaşlı ve kronik rahatsızlığı bulunan hastalarla dolup taşıyor.

Basra'dan gelen alev topu: Sıcaklıklar neden rekor kırıyor?

Peki İzmir'i ve tüm Ege Bölgesi'ni bu denli çaresiz bırakan bu aşırı sıcakların kaynağı ne? Meteoroloji uzmanlarına göre sorun, Basra üzerinden gelen sıcak ve kuru "fön" rüzgarları. Basra Alçak Basıncı'nın taşıdığı bu hava kütlesi, bölgedeki sıcaklıkları mevsim normallerinin 6 ila 12 derece üzerine fırlatmış durumda. Ancak tehlike sadece yüksek sıcaklıktan ibaret değil. Düşük nem oranı, terlemenin buharlaşmasını hızlandırarak vücudun çok daha hızlı su kaybetmesine neden oluyor. Bu durum, "hissedilen sıcaklığı" termometredeki rakamın çok daha üzerine taşıyarak, vücudun ısı dengesini sağlayan doğal mekanizmalarını iflas ettiriyor. Sonuç olarak, insan vücudu kendini soğutamaz hale geliyor ve organlar ciddi bir stres altına giriyor.

'Sadece su içmek yetmez, tuzu da yerine koyun'

Aşırı sıcaklarla mücadelede toplumda yerleşmiş en yaygın kanı "bol su içmek". Ancak Prof. Dr. Sedat Yanturalı, bu bilginin eksik ve hatta bazen yanıltıcı olabileceği konusunda hayati bir uyarıda bulunuyor. Prof. Dr. Yanturalı, terlemeyle birlikte vücudun sadece su değil, aynı zamanda hayati öneme sahip sodyum, yani tuz ve diğer elektrolitleri de kaybettiğini vurguluyor. "Hastalarımızın birçoğunda, özellikle yaşlı grupta, böbrek yetmezliğine kadar gidebilen ciddi bir sıvı kaybı tablosu görüyoruz. Vücut terlerken tuzu da kaybeder. Sadece su içerek bu kaybı telafi edemezsiniz," diyen Yanturalı, doğru sıvı alımının formülünü veriyor:

"Tek başına su içmek, kaybedilen hacmi yerine koyar ama vücudun dengesi için kritik olan elektrolitler eksik kalır. Bu nedenle, içinde tuz ve mineral barındıran içecekler çok daha faydalı. Geleneksel içeceğimiz ayran veya şalgam suyu mükemmel seçenekler. Bunlar yoksa, içeceğiniz normal suyun içine bir çay kaşığı kadar tuz atarak içmek, izole sudan çok daha etkilidir. Çünkü asıl mesele, hem suyu hem de kaybedilen elektrolitleri aynı anda yerine koyabilmektir."

Sıcaklar kalbi nasıl yoruyor: 'Görünmez tehlike'

Sıcak hava dalgasının en büyük tehdidi altında olan gruplardan biri de kalp damar hastaları. Kavurucu sıcaklar, sağlıklı bir insan için bile zorlayıcıyken, kalbi zaten yorgun olan kişiler için adeta görünmez bir katile dönüşebiliyor. DEÜ Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Kış, sıcak havanın kalp üzerindeki etkisini adım adım açıklıyor:

"Sıcak havada vücut, iç ısısını düşürebilmek için bir savunma mekanizması geliştirir. Cilde yakın damarlar genişler. Bu genişleme, kanın cilde daha çok yayılmasını ve ısının dışarı atılmasını sağlar. Ancak damarların genişlemesi, aynı zamanda kan basıncında, yani tansiyonda bir düşüşe neden olur. Düşen tansiyonu dengelemek ve tüm organlara yeterli kanı pompalamaya devam etmek için ise kalp, normalden çok daha hızlı ve güçlü çalışmak zorunda kalır. İşte bu ekstra yük, zaten hipertansiyon, diyabet, kalp yetmezliği veya koroner arter hastalığı gibi sorunları olan bir kalp için bardağı taşıran son damla olabilir."

İlaç kullananlar dikkat: Doz ayarı hayati olabilir

Doç. Dr. Kış, özellikle tansiyon ve kalp yetmezliği nedeniyle idrar söktürücü (diüretik) ilaç kullanan hastalar için kırmızı alarm veriyor. Bu ilaçların temel görevi, vücuttaki fazla sıvıyı ve tuzu idrar yoluyla dışarı atmaktır. Sıcak havada terlemeyle zaten artan sıvı kaybına bir de idrar söktürücülerin etkisi eklenince, vücutta "hipovolemi" (aşırı sıvı kaybı) ve "hipotansiyon" (şiddetli düşük tansiyon) gibi hayati tehlike yaratan durumlar ortaya çıkabiliyor. Doç. Dr. Kış, "Bu ilaçları kullanan hastaların, yaz aylarında mutlaka hekimlerine danışarak doz ayarlaması yapması gerekebilir. Kendi başlarına ilacı kesmek veya dozunu değiştirmek de aynı derecede tehlikelidir. Ani başlayan nefes darlığı, göğüs ağrısı, şiddetli baş dönmesi veya çarpıntı gibi belirtiler asla ihmal edilmemeli ve derhal en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır," uyarısında bulunuyor.

İlk yardım hayat kurtarır: Bilinç kaybı yaşanırsa ne yapılmalı?

Uzmanlar, sıcak çarpması veya sıcak bitkinliği belirtileri gösteren birine yapılacak ilk müdahalenin hayat kurtarıcı olabileceğinin altını çiziyor. Prof. Dr. Yanturalı, böyle bir durumla karşılaşıldığında yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor:

  • Derhal Serin Bir Yere Alın: Hasta hemen güneşin altından alınarak gölge, serin ve havadar bir yere taşınmalıdır. Mümkünse klimalı bir ortam tercih edilmelidir.

  • Giysilerini Gevşetin: Hastanın üzerindeki sıkı ve kalın giysiler çıkarılmalı veya gevşetilmelidir.

    Şırnak sıcaklıkta Avrupa rekoru kırdı
    Şırnak sıcaklıkta Avrupa rekoru kırdı
    İçeriği Görüntüle
  • Aktif Soğutma Uygulayın: Hastanın bilinci yerindeyse soğuk içecekler verilebilir. Bilinci kapalıysa asla ağızdan bir şey verilmemelidir. Vücut ısısını düşürmek için hastanın kasıklarına, koltuk altlarına ve boynuna ıslak, soğuk bezler veya havlular konulmalıdır. Vücudun geri kalanına da ıslak süngerle kompres yapılabilir.

  • Hava Akımı Sağlayın: Vantilatör veya yelpaze gibi araçlarla hastanın üzerinde bir hava akımı oluşturmak, vücut yüzeyindeki nemin buharlaşmasını hızlandırarak soğumaya yardımcı olur.

  • Tıbbi Yardım İsteyin: Bu müdahaleler yapılırken bir yandan da acil olarak 112'den tıbbi yardım istenmelidir. Çünkü sıcak çarpması, hastane ortamında damardan sıvı ve elektrolit tedavisi gerektiren ciddi bir tıbbi acil durumdur.

Kaynak: AA