CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Hatay'da konuşma yaptı. Konuşmasında Türkiye'de barış içinde yaşamak istediklerini belirterek hiçbir kişiyi ötekileştirmeden tüm insanları kucaklamak gerektiğini söyledi. Ülkemizin zor günlerden geçtiğini ve herkesin elinden geldiğince acıları hafifletmeye çalıştığını da vurgulayan Kılıçdaroğlu, ancak bazı acıların yüreklerde iz bıraktığını ifade etti.

Deprem felaketinin yarattığı büyük acının sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada yankılandığını sözlerine ekleyen Kılıçdaroğlu, Hatay'da bulunmanın kendisi için önemli olduğunu belirtti. Türk bayrağının değerini ve vatan sevgisini herkesin bildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ülkemizdeki birlik ve beraberliğin korunması gerektiğine vurgu yaptı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri Kemal Kılıçdaroğlu, deprem bölgesinde yaptığı açıklamalarda önemli mesajlar verdi. Kılıçdaroğlu, bundan sonra halka sesleneceğini belirterek, Türk bayrağının ve vatanın ne kadar değerli olduğunu vurguladı. Mezarlıkları ziyaret ettiklerini ve Ankara'dan gelen talimatla bayrakların indirilmesinin vicdanlarında derin yaralar açtığını ifade etti. Bayrağa sahip çıkmak ve vatanına sahip çıkmakın namusları olduğunu dile getirdi.

Kılıçdaroğlu, depremin etkilediği kentlerde koordinatör olarak görev yapan 11 büyükşehir belediye başkanına teşekkür etti. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na da özel bir teşekkür etti.

Yeni bir güne beraber başlayacaklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, hiç kimsenin ötekileştirilmediği bir ufuk göreceklerini belirtti. Yaşananların çok acı olduğunu vurgulayarak, esnafın dükkanının yıkıldığını ve çiftçinin yem bulamadığını dile getirdi.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Türkiye coğrafyasında hepimiz huzurla yaşamak istiyoruz. Hiç kimseyi ötekileştirmeden 85 milyon insanı kucaklamak benim boynumun borcudur. Zor günlerden geçiyoruz biliyorum, acılarımızı hafifletmek için her birimiz elimizden geleni yapıyoruz, bunu da biliyorum. Ama bazı acılar var ki yüreğimizin bir kenarında durur.

Depremin yarattığı büyük acı sadece kendi ülkemizde değil, bütün dünyada yankılandı. Hatay'da ilk toplantıyı yapıyorum. Bayrağımızın ne kadar değerli olduğunu biliriz, vatanımız da bizim için değerlidir.

"YENİ BİR ANLAYIŞ GÖRÜLECEK"

14 Mayıs'tan sonra yeni bir güne başlayacağız. Hatay'da, Kahramanmaraş'ta yeni bir anlayışı görecek. Hiç kimsenin ötekileşmediği bir ufku görecek. Şimdi 'Çiftçinin, esnafın kredisi var ödesin', nasıl ödeyecek? Herkes kenti terk etmeye başlamış.

Olağanüstü hallerde olağanüstü kararlar alınır. Esnafın, çiftçinin kendisine dönmesi için ona destek vereceksiniz. Bir olayla karşılaştığınızda derhal planlarsınız. Kısa, orta, uzun dönemde ne yapacağım... Aksi halde devleti yönetemezsiniz. Beşeri sermayeden büyük kayıp var. Adıyaman, Kahramanmaraş, Malatya'ya gittim. Hatay'a 4'üncü gelişim. Nitelikli eleman kenti terk etmiş vaziyette. Fabrikaların çalışması, esnafın dükkan açması lazım. Okulların açılması lazım. Yapamıyorsanız bize söyleyin yaparız hepsini. Bir kenti kent yapan unsurlardan birisi de o kentteki entelektüel birikimdir. Kenti kent yapan ruhtur, bu ruhun korunması lazım.

"HATAY'IN DEMOGRAFİK YAPISI ÇOK DEĞERLİ"

Samandağ'da yazı göndermişler, 'Az su tüketen ürünler ekin' diye. Bir devlet bunu yapar mı? Deyin ki 'Devlet Su İşleri bunu yapamıyor', bizim belediye başkanlarımız yaparlar ve suyu da verirler. Siz bunu yapmadığınız takdirde daha pahalı bedel ödüyorsunuz. Bizim insanımız bunu yapar.

Hatay'ın demografik yapısı çok değerlidir. Dışarıya aşırı göçün ve geri gelmemesinin demografik açıdan sorun yaratacağını biliyoruz. Bunu düşünüyorlar mı, gereğini yapıyorlar mı? Devleti yöneten kişi ülkenin 20-25-30-100 yılını düşünmek zorundadır.

180 milyon ton enkaz bir yerlere taşınacak. Asbesti düşünüyorlar mı? Bir çevre mühendisi ile görüştüler mi acaba? Devleti yöneten kişi bütün ayrıntıları düşünmek zorundadır. Hep afetten sonrasını düşünüyoruz. Biz afetten sakınmayı adeta defterden silmişiz. Devletin liyakatli kadroları depremi biliyor ama devleti yönetenler sakınmıyor.

"DEPREM BÖLGESİ İÇİN ÖZEL YASA GETİRİN"

Erzurum'u 'özel üretim merkezi yapacağız' dedim. Bu bölgenin de özelliklerini düşünülerek bu ürünleri üretmek zorundasınız. Yapın bunları, niye yapmıyorsunuz. Bu bölge için özel yasa getirin. Herkes burada üretsin, istihdam yaratsın. Ortadoğu'nun ve Akdeniz havzasının en güçlü ekonomik yapılanmasını bu bölgede yapabiliriz. Eksik olan geleceği iyi görmeyen siyaset...

"KONUTLARIN HEPSİNİ TAMAMLAYACAĞIZ"

Deprem sonrası temeller atıldı. Eyvallah. İnşallah biz o konutların hepsini tamamlayacağız. Hiç kimse endişe etmesin. Bu olayda kimin kabahati var? Anayasa'nın 57'nci maddesinde ne diyor. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 25'inci maddesi... Bir binanın yapımı için 23 imza gerekiyor. 23 imzanın hiçbirisinde konut ve dükkan sahibinin imzası yok, tamamı kamu. Bu güveni kamu veriyor. Şimdi diyorlar ki 'Size yer vereceğiz ama sizi borçlandıracağız, 20 yıl ödeyeceksiniz.' Benim ne günahım var, o imzaları ben atmadım. Şimdi depremzedeyi borçlu çıkarıyorlar.

Hatay'da bütün depremzede kardeşlerime sözüm sözdür; Allah nasip eder iktidar olursak herkesin anahtarını teslim edeceğiz, 5 kuruş almayacağız. Zaten almak suç.

Bütün vatandaşlarıma sözüm sözdür, herkesin anahtarını teslim edeceğiz, 5 kuruş almayacağız. Eğer bir helalleşme olacaksa, anahtarı teslim edeceksiniz, özür dileyeceksiniz. Eve ruhsat veriyorsun, herkes geliyor, bakıyor. 'Sana ev yapacağım, bana parasını ver.' Kimin kusuru varsa, kusuru giderecek olan odur. Vatandaşın devlete değil, devletin vatandaşa borcu var.

"ANAHTARLARI TESLİM EDECEĞİZ, 5 KURUŞ ALMAYACAĞIZ"

Hatay'da bütün depremzede kardeşlerime sözüm sözdür; Allah nasip eder iktidar olursak herkesin anahtarını teslim edeceğiz, 5 kuruş almayacağız. Zaten almak suç. Hem helalleşeceğiz hem de evi 5 kuruş almadan anahtarını teslim edeceğiz. Vatandaşın sorununu çözerken hukuk, vicdan, ahlakın gereğini yapacaksınız. Başını sokacak bir ev bulmuş, sen de rapor vermişsin. Hem helalleşeceğiz, hem evi 5 kuruş almadan teslim edeceğiz.

"DEVLETİN VATANDAŞA BORCU VAR"

Vatandaşın devlete borcu yok ama devletin vatandaşa borcu var. 'Devlet bunu yapar mı?' Bunu da düşünen var; niye yapmasın kardeşim? 418 milyar doları hortumlayanlardan alacaksın parayı, vereceksin vatandaşa! Hem helalleşeceğiz hem de evi 5 kuruş almadan anahtarını teslim edeceğiz."

Editör: Kazim Bozkurt