Son haftalarda Türkiye'nin dört bir yanından gelen orman yangını haberlerinin acısı henüz tazeyken, bu felaketlerin bıraktığı derin izler ve görünmeyen trajediler de gün yüzüne çıkmaya başlıyor. Ege'nin en güzel köşelerinden biri olan İzmir'in Urla ilçesine bağlı Zeytineli Mahallesi'nde yaşanan yangın felaketi, sadece binlerce ağacı ve yeşil dokuyu yok etmekle kalmadı, aynı zamanda bölgedeki kırsal kalkınma dinamiğinin can damarı olan küçük üreticinin de hayallerini ve geçim kaynağını küle çevirdi. Hayvanlarının otladığı meraların bir gecede simsiyah bir araziye dönüştüğünü gören ve kış ayları yaklaşırken ne yapacağını bilemez hale gelen üreticilerin imdadına, Urla Belediyesi yetişti. Felaketin hemen ardından bölgede hasar tespit çalışmalarına başlayan belediye ekipleri, en acil ihtiyacın hayvan yemi olduğunu belirleyerek, dayanışma ve umudun simgesi haline gelen bir adım attı.
Küllerin arasından uzanan 19 tonluk umut
Yangının söndürülmesinin ardından bölgeye çöken ağır sessizlik ve çaresizlik havası, Urla Belediyesi Tarımsal Hizmetler Müdürlüğü'ne bağlı ekiplerin kamyonlarla mahalleye girmesiyle dağıldı. Ekipler, yangında meralarını tamamen kaybeden ve hayvanlarını besleyecek bir ot dahi bulamayan 7 küçükbaş hayvan yetiştiricisine, toplamda 19 tonluk saman desteği sağladı. Bu destek, rakamsal boyutundan çok daha derin bir anlam taşıyordu. Bu, sadece hayvanların aç kalmasını önleyen bir yem yardımı değil, aynı zamanda tüm birikimini ve geleceğini toprağa ve hayvancılığa bağlamış insanlara uzatılan bir dayanışma eliydi. Dağıtım sırasında belediye personeli, üreticilerle tek tek sohbet ederek sadece samanları teslim etmekle kalmadı, aynı zamanda onların dertlerini dinledi, moral verdi ve geleceğe yönelik diğer ihtiyaçlarını not aldı. Bu birebir temas, bürokratik bir yardımdan ziyade, samimi bir "geçmiş olsun" ziyaretine dönüşerek, yaraların sarılmasında psikolojik bir destek de sağladı.
Başkan Balkan: "Üretici bu toprakların ruhudur, onları yalnız bırakmayız"
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan, yapılan yardımın bir lütuf değil, bir görev ve sorumluluk olduğunun altını çizdi. Başkan Balkan, yangının sadece ekolojik bir felaket olmadığını, aynı zamanda sosyo-ekonomik bir yıkım yarattığını belirterek, "Zeytineli’de yaşanan yangın sadece ormanlarımızı değil, aynı zamanda bir ömür o topraklara emek vermiş üretici kardeşlerimizin hayvanlarını beslediği, gözü gibi baktığı otlakları da yok etti. Biz Urla Belediyesi olarak bu felaketin ardından hızlıca harekete geçtik ve ilk etapta en acil ihtiyaç olan yem sorununa çözüm bulmak istedik," dedi. Bu desteğin devamının geleceğini vurgulayan Balkan, sözlerine şöyle devam etti: "Bizim için yerel üretici, sadece bir ekonomik aktör değildir. Onlar, bu toprakların kültürüdür, doğayla uyumlu yaşam biçimimizin taşıyıcısıdır, Urla'nın ruhudur. Onların tarlasında bereket, ağılında hayvan olmazsa Urla eksik kalır. Bu yüzden onların ayakta kalması, Urla’nın kendi değerlerinin yaşaması demektir. Bu 19 tonluk saman desteği bir başlangıçtır. Biz her koşulda, iyi günde de kötü günde de üreticimizin yanındayız ve bundan sonra da olmaya devam edeceğiz. Çünkü bu topraklarda kimsenin çaresiz hissetmesine, yalnız kalmasına izin vermeyeceğiz."
Yangının görünmeyen yüzü: Yem krizi ve geleceğe dair endişeler
Urla Belediyesi'nin bu zamanında müdahalesi, bölgedeki hayvancılık faaliyetinin devamlılığı için kritik bir hamle oldu. Çünkü yangın sonrası üreticinin karşılaştığı en büyük sorun, ani bir yem kriziydi. Meraların yok olması, üreticileri bir anda yüksek maliyetli hazır yemlere mahkûm bırakacaktı. Zaten artan girdi maliyetleri altında ezilen küçük üretici için bu, altından kalkılamayacak bir yüktü ve birçoğunu, yıllardır emek vererek oluşturduğu sürüsünü yok pahasına elden çıkarmak zorunda bırakabilirdi. Saman desteği, üreticilere en azından bir süreliğine nefes aldırarak, bu zorunlu satışların önüne geçmiş oldu. Ancak tehlike henüz geçmiş değil. Yanan meraların kendini toparlaması ve yeniden otlak vasfı kazanması aylar, hatta yıllar alabilir. Bu süreçte üreticilerin yem ihtiyacının nasıl karşılanacağı, kış aylarının nasıl atlatılacağı ise en büyük endişe kaynağı. Yardım yapılan üreticiler, belediyenin bu desteğinin kendileri için "can suyu" olduğunu belirtirken, "Bu yardım olmasaydı ne yapardık bilmiyoruz. Hayvanları satmaktan başka çaremiz kalmayacaktı. Belediye başkanımıza ve ekiplere minnettarız. Bizi bu zor günümüzde unutmadılar," diyerek duygularını ifade ettiler.
Kırsal kalkınmada yerel yönetimlerin rolü
Zeytineli'nde yaşanan bu olay, doğal afetler karşısında yerel yönetimlerin ne kadar hayati bir rol oynayabileceğini de bir kez daha gösterdi. Merkezi yönetimin büyük ölçekli müdahalelerinin yanı sıra, belediyelerin kendi kaynaklarıyla hızlı, esnek ve doğrudan vatandaşa dokunan çözümler üretebilmesi, kriz anlarında toplumun direncini artırıyor. Urla Belediyesi'nin bu adımı, sadece bir afet yardımı olmanın ötesinde, sürdürülebilir bir kırsal kalkınma politikasının da bir yansıması. Üreticiye tohum, fide, ekipman desteği sağlamak, yerel ürünlerin pazarlanması için kooperatifleri güçlendirmek ve bugün olduğu gibi felaket anlarında onların yanında olmak, bir bütün olarak kırsal bölgelerde yaşamı cazip kılıyor ve köyden kente göçün de önüne geçilmesine katkı sağlıyor. Bu dayanışma kültürü, hem yerel ekonomiyi güçlendiriyor hem de sosyal bağları kuvvetlendirerek daha dirençli bir toplum yapısının temelini atıyor.
Yaralar sarılıyor, gelecek için umut yeşeriyor
Urla'nın Zeytineli Mahallesi'nde küllerin arasından yükselen bu dayanışma hikayesi, felaketlerin ortasında bile umudun nasıl yeşerebileceğinin en güzel örneğini oluşturuyor. Sağlanan 19 tonluk saman, belki de yanan milyonlarca ağacın yerini tutmayacak, ancak bir üreticinin ocağının tütmeye devam etmesini sağlayacak. Bu, bir başlangıç. Şimdi öncelik, yanan alanların ekolojik restorasyonu ve üreticilerin uzun vadeli ihtiyaçlarını karşılayacak kalıcı çözümler üretmek. Urla Belediyesi'nin gösterdiği bu duyarlılığın, diğer yerel yönetimlere de örnek olması ve Türkiye'nin dört bir yanında benzer zorluklar yaşayan üreticilere umut olması bekleniyor. Çünkü bir toplumun gücü, en zor zamanında en savunmasız olanın elinden ne kadar sıkı tutabildiğiyle ölçülür. Urla, bu sınavı başarıyla vermiş görünüyor.