İzmir'de bu yıl iki yeni Mesleki Eğitim Merkezi’nin (MESEM) daha açılacağı duyurulurken, eğitimciler ve veliler çocuk işçiliği ve güvenlik sorunları nedeniyle kaygılarını yüksek sesle dile getiriyor. Eğitim Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Nafiz Ceylan, bu uygulamaların çocuk haklarına aykırı olduğunu vurgularken, Veli-Der temsilcileri ise çocukların istismara açık bırakıldığı uyarısında bulunuyor.

Nafiz Ceylan-1

MESEM’lerin çoğaltılmasının patronların istekleri doğrultusunda önünün açıldığını vurgulayan Eğitim Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Nafiz Ceylan, “Şu an iktidarın bakış açısı ve MESEM üzerinden yapılanlar çok yanlış. Özellikle çocuk işçiliğinin olduğu merkezlerde, çocukların zor şartlarda çalıştırılarak patronlar için değerlendirilmesini doğru bulmuyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı üzerinde düşen görevi yapmalı ve çocuklara okullarda, laboratuvarlarda, atölyelerde eğitim verilmelidir. Fakat patronların istekleri doğrultusunda MESEM’lerin çoğaltılmasının önü açılıyor. Özellikle son yıllarda uygulanan eğitim politikalarına bakıldığında eğitimi patronların yönettiği ortada. Patronların talepleri doğrultusunda hareket ediliyor. Çocukların sigortasız ve düşük ücretlerle çalıştırılması doğru değildir. Yaş sınırının 14’e kadar düşmesiyle beraber çocukların köle gibi çalıştırılmasını doğru bulmuyoruz” dedi.

“EĞİTİM ADI ALTINDA ÇOCUKLARIN ÇALIŞTIRILMASI DOĞRU DEĞİL”

Çocukların sağlıksız ortamlarda çalıştığını vurgulayan Ceylan, “Sosyal devlet yapısı içerisinde çocuklar okullarda eğitim görmeli. Okullardan uzak patronların emrinde çalışan çocukların şartları kontrol edilemiyor. Tehlikeli ve güvencesiz işlerde yaklaşık son bir yıl içinde 12 öğrencimiz iş kazasında hayatını kaybetti. Eğitim adı altında çocukların çalıştırılması doğru değildir. Denetimler yapılmadığından çocuklar sağlıksız bir şekilde çalıştırılıyorlar. Bu yanlış tutumdan vazgeçilmelidir.”dedi.
Çocukların kendini iş ortamında korumasının imkansız olduğunu söyleyen Veli- Der İzmir Şube Başkanı Necati Kalafat şu ifadeleri kullandı:

İzmir'de yangın sigortasına talep arttı
İzmir'de yangın sigortasına talep arttı
İçeriği Görüntüle

“ MESEM’in 15-16 yaşındaki çocukları iş hayatının içerisine, asgari ücretin dörtte biri gibi bir parayla çocuk işçiliğine özendirdiğini görüyoruz. MESEM'lerde bu ülkede 20 milyonu aşkın bir öğrenci topluluğumuz var. İşte 1 milyonu geçkin öğretmen topluluğumuz var. Ve bu yaklaşık 22 milyonluk kitlenin aileleriyle beraber hesaba kattığınızda 40 milyon insanı bağlayan bir eğitim sistemi içindeyiz. Bu Avrupa'daki bir sürü ülkenin nüfusundan fazla bir rakam. Dolayısıyla eğitim sistemi doğru bir planlamaya ihtiyaç duymak zorunda. Bu planlamanın birinci aşaması istihdama yönelik olandır.

Necati Kalafat-2

‘ÇOCUKLARIN KENDİNİ KORUMASI İMKANSIZ’

Birincisi çocuklar eğitimden çıktıktan sonra, eğitim hayatları bittikten sonra yaşamlarını sürdürebilecekleri bir işe kavuşmalarını sağlanmalıdır. İkinci olarak da temel referansın bilgi olduğu dünyada dünyadaki akranlarıyla rekabet edebilecek, onlar kadar donatılmış çocukları yetiştirebilme becerisi eğitim sisteminde olmak zorundadır. Biz meslek liselerine karşı çıkmayız. Meslek eğitimi demek, ileride yüksek eğitim programlarına da devam edebilecekleri şekilde çocukların iş öğrendikleri, ara kademe elemanı olarak yetiştikleri, hayata daha erken atıldıkları bir şey olabilir. Ama MESEM uygulaması böyle değil.
MESEM, 15-16 yaşında, liseye yeni gelmiş çocukların lise hayatında yer almadan, doğrudan sözde denetimli ama küçük sanayi işletmelerinde çalışmasıdır. Haftada 4 gün diye tanımlansa da haftada 6 gün bile çalışıyorlar. Çocuk işçiliğin karşılığında çocuklara 7 bin lira, 6 bin lira gibi yol paralarını karşılamayacak bir para veriyorlar.
Yani 22 bin lira gibi geçinmesi imkansız olan bir asgari ücreti bile veremeyen sistem, kendi açıklarını 15-16 yaşında çocuklarımız üzerinden kapatmaya çalışıyor ve bunu da çocukların iş öğrenmesiyle sosluyor. Bunu sermaye grupları ve kendisine biat edilmesini hedefleyen topluluklar fırsat bulmuş gibi kullanıyorlar.

‘ÇOCUKLAR EMEK SÖMÜRÜSÜNE, TACİZE MARUZ KALACAK’

Bizler çocuklarımızın, çocuk işçi olmasını istemiyoruz. Bu ülkede her gün 10'dan fazla insan iş kazalarında ölüyor ve televizyonlarda, gazetelerde haber dahi olmuyor. Ve 15 yaşındaki bir çocuğun kendini koruyabilme becerisi, iş ortamında psikolojik, fiziksel ve ruhsal olarak kendini koruyabilmesi imkansızdır. Dolayısıyla denetleme de yapılamazsa bu çocuklar her türlü tacize, emek sömürüsüne maruz kalacaklardır. Zaten bunlar yaşanıyor.”

Muhabir: Rojda Dolgun