Morgan Stanley, Türkiye ekonomisinin Mayıs 2023’ten bu yana izlediği sıkılaştırma politikalarıyla önemli bir ilerleme kaydettiğini ifade etti. Rapordan dikkat çeken bazı değerlendirmeler:
- Dolarizasyon azalıyor: Döviz korumalı mevduat (KKM) hacmi Ağustos 2023'teki 140 milyar dolardan 38 milyar dolara düştü.
- Yabancı yatırımlar arttı: 2023 yılında net portföy girişleri 17 milyar dolara ulaştı (2022'de 2 milyar dolardı).
- Cari açık daralıyor: 12 aylık cari açık, GSYİH’nin yüzde -3,6’sından yüzde -0,8’e düştü.
- Rezervlerde artış: Brüt ve net döviz rezervleri kayda değer şekilde yükseldi.
Türkiye’nin bu süreçteki başarıları, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları tarafından iki kademe not artışıyla ödüllendirildi.
Büyüme ve ekonomik aktivite
Türkiye ekonomisi, yılın ilk yarısında büyüme kaydetse de yılın ikinci çeyreğinde yavaşlama sinyalleri verdi.
- Reel GSYİH büyümesi: İlk çeyrekte yüzde 5,3 iken ikinci çeyrekte yüzde 2,5’e geriledi.
- Sanayi üretimi: İki çeyrek üst üste daralma yaşandı.
- Tüketici güveni: Yurt içi talepte dayanıklılık işaretleriyle perakende satışlarda toparlanma görüldü.
Enflasyon ve hizmet sektörü
Morgan Stanley, Türkiye'de enflasyonda bir dönüş noktası görüldüğünü belirtti.
Hizmet enflasyonu: Bazı fiyat kontrollerinin kaldırılması, yüksek beklentiler ve iç talep etkisiyle artış gösterdi.
Tahminler:
- 2024 sonunda manşet enflasyonun yüzde 44,5 olması bekleniyor.
- 2025 sonunda ise yüzde 26’ya düşmesi öngörülüyor.
Asgari ücret ve enerji fiyatları
Morgan Stanley, 2025 yılı ekonomik tahminlerinde bazı varsayımlar yaptı:
- Asgari ücret: Ocak 2025’te yüzde 30 oranında zam yapılacağı öngörülüyor.
- Enerji fiyatları: Yeni yılda elektrik ve doğalgaz fiyatlarına yüzde 25 oranında zam beklentisi var.
Faiz politikası ve TCMB stratejisi
Kurum, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 2025 yılı için kademeli bir faiz indirimi döngüsüne gireceğini tahmin ediyor.
TCMB’nin tahminleri:
- 2025 sonunda enflasyon yüzde 21.
- 2026 sonunda enflasyon yüzde 12.
- Faizler: Parasal duruş sıkı kalmaya devam ederken, makro ihtiyati tedbirlerin sürdürüleceği öngörülüyor.
