Türkiye'deki milyonlarca sürücü, çiftçi ve nakliyeci için akaryakıt pompası, adeta bir "kötü haber makinesine" dönüştü. Henüz geçtiğimiz hafta, 3 Temmuz'da açıklanan enflasyon verileriyle birlikte yürürlüğe giren otomatik Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) artışının yarattığı şok dalgası dinmeden, şimdi de ikinci bir zam haberi geldi. Sektör kaynaklarından edinilen bilgilere göre, Çarşamba gününü Perşembe'ye bağlayan gece yarısından itibaren, motorinin litre fiyatına 1,70 TL'lik yeni bir artış yapılacak.

Bu yeni zam, doğrudan uluslararası piyasalardaki ürün fiyatlarının artmasından ve Brent petrol fiyatlarındaki dalgalanmalardan kaynaklanıyor. Geçtiğimiz hafta gelen ve tamamen vergi artışına dayalı olan 2,12 TL'lik ÖTV zammının üzerine eklenecek olan bu yeni artışla birlikte, motorin kullanıcılarının cebinden sadece bir hafta içinde litre başına yaklaşık 3,82 TL daha fazla para çıkmış olacak. Bu durum, akaryakıt fiyatlarının artık sadece vergi artışlarıyla değil, aynı zamanda küresel piyasalardaki en ufak bir dalgalanmayla bile hızla yükseldiği, son derece kırılgan bir döneme girildiğini gösteriyor.

Artışın nedeni: uluslararası piyasalar ve brent petrol

Peki, ÖTV zammının hemen ardından gelen bu yeni artışın arkasında yatan temel neden ne? Sektör uzmanları, bu sorunun cevabının, Türkiye'nin enerji konusunda dışa bağımlı yapısında ve uluslararası piyasalarda yaşanan gelişmelerde saklı olduğunu belirtiyor. Türkiye, tükettiği ham petrolün neredeyse tamamını ithal ettiği için, yurt içindeki pompa fiyatları iki ana değişkene doğrudan bağlı: Brent petrolün varil fiyatı ve Dolar/TL döviz kuru.

Son günlerde, küresel piyasalarda jeopolitik gerilimler, büyük petrol üreticisi ülkelerin arz-talep politikaları ve uluslararası ekonomik beklentiler nedeniyle Brent petrol fiyatlarında bir yükseliş trendi gözlemleniyor. Petrol fiyatlarındaki bu artış, uluslararası piyasalarda rafine edilmiş ürün olan motorinin ton fiyatını da doğrudan yukarı çekiyor.

Türkiye'deki akaryakıt dağıtım şirketleri, bu uluslararası ürün fiyatını ve Dolar/TL kurunu baz alarak, yurt içi pompa fiyatlarını belirliyor. İşte bu gece yarısı gelecek olan 1,70 TL'lik zam, doğrudan bu uluslararası ürün fiyatlarındaki artışın, iç piyasaya bir yansıması olarak ortaya çıkıyor. Bu durum, Türkiye'de akaryakıt fiyatlarının belirlenmesinde, vergi politikalarının yanı sıra, küresel konjonktürün de ne kadar belirleyici olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

ÖTV zammının yarası taze, şimdi de ürün fiyatı vurdu

Araç sahipleri için bu son zam, kelimenin tam anlamıyla "yaraya tuz basmak" oldu. Çünkü daha bir hafta önce, milyonlarca sürücü, maaş zamlarının sevincini yaşayamadan büyük bir ÖTV şokuyla karşılaşmıştı. 3 Temmuz'da TÜİK tarafından açıklanan 6 aylık üretici enflasyonu verilerinin yüzde 15,71 olarak kesinleşmesiyle birlikte, yasa gereği akaryakıt üzerindeki maktu ÖTV tutarları da bu oranda otomatik olarak artırılmıştı.

Bu vergi artışı, pompa fiyatlarına anında yansımış ve benzinin litre fiyatına 2,26 TL, motorinin litre fiyatına ise 2,12 TL zam olarak gelmişti. Vatandaşlar, bu vergi şokunun etkilerini henüz sindirememişken, şimdi de uluslararası piyasa kaynaklı ikinci bir zam dalgasıyla karşı karşıya kaldı. Bu çifte darbe, son bir haftalık süreçte motorine yapılan toplam zammın yaklaşık 4 TL'ye ulaşması anlamına geliyor ki, bu da bir deponun dolum maliyetinin yüzlerce lira artması demek. Bu durum, hem bireysel araç sahiplerinin bütçesini hem de ticari faaliyette bulunanların maliyet tablolarını altüst edecek bir gelişme olarak kabul ediliyor.

Zincirleme etki kapıda: iğneden ipliğe her şeye zam gelecek

Motorine gelen bir zam, asla sadece pompa fiyatlarında sınırlı kalmaz; yarattığı "domino etkisi" ile ekonominin tüm kılcal damarlarına sızarak, tarladaki domatesten marketteki süte, otobüs biletinden kargo ücretine kadar iğneden ipliğe her şeyin fiyat etiketini yeniden yazar. Çünkü motorin, Türkiye ekonomisinin adeta "kan dolaşımıdır".

Bu zincirleme etki, şu şekilde işler:

  • Nakliye ve Lojistik Maliyetleri: Türkiye'deki şehirlerarası ve şehiriçi mal taşımacılığının neredeyse tamamı, kamyon, tır ve kamyonet gibi dizel yakıtla çalışan araçlarla yapılır. Motorine gelen her kuruşluk zam, bir ürünün fabrikadan depoya, tarladan markete taşınma maliyetini doğrudan artırır. Lojistik firmaları, bu artan maliyeti, taşıdıkları ürünün navlun ücretine yansıtmak zorunda kalır.

  • Gıda Enflasyonu: Türkiye'de gıda enflasyonunun en önemli tetikleyicilerinden biri de motorin fiyatlarıdır. Çiftçi, tarlasını sürerken kullandığı traktörden, ürününü pazara götürdüğü kamyonete kadar her aşamada motorin kullanır. Artan mazot maliyetleri, çiftçinin üretim maliyetini yükseltir ve bu da kaçınılmaz olarak sebze, meyve, tahıl ve diğer tüm tarımsal ürünlerin fiyatlarına yansır.

    Memur ve emekliye seyyanen zam yapılacak mı?
    Memur ve emekliye seyyanen zam yapılacak mı?
    İçeriği Görüntüle
  • Sanayi Üretimi: Fabrikaların üretim süreçlerinde kullandığı hammadde ve ara mamullerin taşınması, artan motorin fiyatlarıyla daha pahalı hale gelir. Bu da, sanayi ürünlerinin fabrika çıkış fiyatını yükselterek, genel enflasyon üzerinde baskı yaratır.

  • Hizmet Sektörü: Şehir içi ve şehirlerarası yolcu taşımacılığı yapan otobüs ve minibüs firmaları, artan yakıt maliyetlerini bilet fiyatlarına yansıtmak zorunda kalır. Aynı şekilde, taksi ve kargo gibi hizmetlerin ücretleri de bu zamlardan doğrudan etkilenir.

Kısacası, bu gece pompaya yansıyacak olan 1,70 TL'lik motorin zammı, önümüzdeki haftalardan itibaren vatandaşın karşısına market rafında, manav tezgahında, pazarda ve faturalarda yeni fiyat artışları olarak geri dönecek.

Sürücüler ve çiftçiler kara kara düşünüyor: maliyetler nasıl karşılanacak?

Bu sürekli artışlar, en çok da geçimini doğrudan motorine bağlamış olan kesimleri vuruyor. Bireysel araç sahipleri, artan maliyetler nedeniyle özel araç kullanımını azaltma veya daha ekonomik alternatiflere yönelme yoluna giderken, ticari araç sahipleri ve çiftçiler için durum çok daha vahim.

Şehirlerarası taşımacılık yapan bir kamyon şoförü için, bir deponun dolum maliyetindeki yüzlerce liralık artış, kâr marjının tamamen erimesi veya zarar etmesi anlamına geliyor. Aynı şekilde, tarlasını ekime hazırlayan bir çiftçi için, artan mazot maliyeti, üretimden vazgeçme noktasına getiren bir unsur haline gelebiliyor.

Hükümetin enflasyonla mücadele programı çerçevesinde fiyat istikrarını sağlamaya çalıştığı bir dönemde, akaryakıt fiyatlarına art arda gelen bu zamların, hem maliyet enflasyonunu körükleyerek programın başarısını zedelemesi hem de milyonlarca vatandaşın alım gücünü daha da eriterek sosyal bir huzursuzluk yaratması riski bulunuyor. Şimdi tüm gözler, bu son zammın ardından, hükümetin bu zincirleme etkiyi hafifletmek için herhangi bir önlem alıp almayacağında ve uluslararası piyasalardaki seyrin, pompa fiyatlarına nasıl yansımaya devam edeceğinde olacak.

Kaynak: HABER MERKEZİ