Türkiye, hayvancılık sektöründe son yılların en büyük krizlerinden birini yaşıyor. Kurban Bayramı öncesi ortaya çıkan ve kısa sürede 81 ile yayılan şap hastalığı, ülke genelinde hayvan pazarlarının kapatılmasına yol açtı. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın “acil” kodlu genelgesiyle, canlı hayvan borsaları, toplama merkezleri ve panayırlar da dahil olmak üzere tüm hayvan satış noktalarına kilit vuruldu. Bu karar, hem üreticileri hem de tüketicileri endişelendirdi.
Denetimsizlik ve yetersiz aşılama krizi büyütüyor
CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, yaşanan salgının temel nedeninin yetersiz denetim ve aşılama eksikliği olduğunu savundu. Gürer, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “Kurban Bayramı öncesinde hayvan hareketleriyle hastalık görülmeye başlandı, bu da yeterli denetimin olmadığını ortaya koyuyor” diyerek, hayvan sağlığına yönelik mevcut politikaların yetersizliğine dikkat çekti.
Gürer, 2024 yılında 146 büyükbaş hayvanın şap hastalığından öldüğünü, 1500 büyükbaş hayvanın ise farklı nedenlerle şartlı kesime gittiğini belirtti. Aynı yıl ülke genelinde 146 milyon doz aşı uygulandığını vurgulayan Gürer, “Bu kadar aşı yapılmasına rağmen hastalıkların önüne neden geçilemiyor?” sorusunu gündeme taşıdı. Gürer’e göre, denetimsizliğin ve düzensiz aşılama uygulamalarının yarattığı açık, hem üreticiyi hem de tüketiciyi tehdit ediyor.
Hayvan ölümleri ve ekonomik kayıp büyüyor
Şap salgını, sadece hayvan sağlığını değil, Türkiye ekonomisinin önemli bir ayağını da tehdit ediyor. Gürer, “Hayvan hastalıklarının önlenememesi, hayvansal üretimde ciddi açıklar yaratıyor. Buzağı ve büyükbaş ölümleri artıyor, hayvan açığı büyüyor” dedi. Hastalığın yayılması, hem üreticinin gelirini düşürüyor hem de piyasadaki et ve süt arzını daraltıyor. Bu daralma, zincirleme bir şekilde raflara ve sofralara yansıyor.
Et ve süt fiyatlarında yeni zam dalgası kapıda
Gürer, şap salgınının kontrol altına alınamaması halinde, et ve süt fiyatlarında yeni bir zam dalgasının kaçınılmaz olacağı uyarısında bulundu. “Hastalık hayvan sahipleri için ciddi gelir kaybına neden olacak ve tüketici de bu süreçten olumsuz etkilenecek. Rafta et ve süt fiyatlarında artışlara neden olacak. Vatandaş et ve süt ürünlerini daha yüksek fiyatlarla karşılaşması olası” diyen Gürer, mevcut tabloya müdahale edilmezse hem üreticinin hem de tüketicinin kaybedeceğini vurguladı.
Hayvan pazarlarının kapalı kalmasının, kesimhanelere gidecek hayvan sayısını azaltacağı, bunun da kısa vadede arz sıkıntısı ve fiyat artışı anlamına geldiği belirtiliyor. Sektör temsilcileri, piyasada yaşanacak dengesizliklerin önüne geçmek için hızlı ve etkili bir müdahale gerektiğine dikkat çekiyor.
Bakanlığa çağrı: Hayvan sağlığında seferberlik şart
Gürer, Tarım ve Orman Bakanlığı’na “hayvan sağlığında seferberlik” çağrısı yaptı. “Denetimlerin artırılması, sürekli ve düzenli aşılama yapılması, karantina ve kesim uygulamalarının titizlikle yürütülmesi gerekiyor” diyen Gürer, mevcut uygulamaların yetersizliğinin altını çizdi. Gürer, “Sorun ne kadar hızlı kontrol altına alınırsa, ekonomik ve toplumsal etkileri o kadar azalacaktır” dedi.
Salgının kısa sürede kontrol altına alınamaması halinde, hem üreticinin hem de tüketicinin daha büyük bir ekonomik yükle karşı karşıya kalacağı, hayvancılık sektöründe ise telafisi zor kayıpların yaşanacağı uyarısı yapılıyor. Uzmanlar, hem hayvan sağlığı hem de gıda güvenliği için, sürdürülebilir ve bilimsel temelli bir mücadele stratejisinin acilen hayata geçirilmesi gerektiğini vurguluyor.