Türkiye'de sigara fiyatlarını belirleyen en önemli faktörlerden biri olan otomatik ÖTV artışı, 3 Temmuz Perşembe günü Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı verilerle birlikte resmen devreye girdi. Yasal düzenlemelere göre, sigara ve diğer tütün ürünlerindeki maktu ve asgari maktu ÖTV tutarları, her yılın ocak ve temmuz aylarında, bir önceki altı aylık Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) artış oranı kadar otomatik olarak güncelleniyor.
2025 yılının ilk altı ayını kapsayan dönemde, Yİ-ÜFE'deki kümülatif artışın yüzde 15,71 olarak gerçekleşmesiyle birlikte, sigara üzerindeki vergi yükünün de bu oranda artırılması kesinleşti. Bu durum, sigara üreticisi firmaların yeni maliyetleri fiyatlarına yansıtmasıyla birlikte, perakende satış fiyatlarında kaçınılmaz bir zammı da beraberinde getirecek. Hükümetin aksi yönde bir karar alarak bu otomatik artışı erteleme veya durdurma yetkisi bulunsa da, mevcut ekonomik konjonktürde böyle bir beklenti oldukça zayıf görünüyor. Bu nedenle, tiryakilerin önümüzdeki günlerde raflarda yeni ve zamlı fiyatlarla karşılaşması artık an meselesi.
Paket başına 10 tl'lik artış bekleniyor: en ucuz sigara kaç lira olacak?
Yüzde 15,71'lik ÖTV artışının, nihai tüketiciye yansıması ne kadar olacak? Bu sorunun cevabı, vergi uzmanlarının ve sektör temsilcilerinin yaptığı hesaplamalarla netleşmeye başladı. Bir paket sigaranın fiyatı, sadece ÖTV'den değil, aynı zamanda bu vergi üzerinden hesaplanan Katma Değer Vergisi'nden (KDV) de oluştuğu için, etiketlere yansıyacak zam miktarı daha da yüksek olacak.
Yapılan hesaplamalara göre, paket başına ortalama 8 ila 10 TL arasında bir fiyat artışı bekleniyor. Bu da, piyasadaki farklı segmentlerdeki sigara markalarının fiyatlarının ciddi şekilde artacağı anlamına geliyor. Sektör kaynaklarından alınan bilgilere göre, bu zam dalgasının ardından:
-
En ucuz sigaranın fiyatı, 70 TL bandından 80 TL bandını aşarak yeni bir psikolojik eşiğe ulaşacak.
-
Orta segmentteki sigaraların fiyatı, 80-85 TL aralığına yükselecek.
-
Premium ve ithal sigaraların fiyatı ise 90 TL'yi aşarak 100 TL sınırına dayanacak.
Bu yeni fiyatlar, sigarayı, birçok tüketici için lüks bir harcama kalemi haline getirecek. Özellikle dar ve sabit gelirli vatandaşlar için, bu zamların bütçe üzerindeki baskısı daha da ağırlaşacak. İlk zam haberinin, JTI grubuna ait markalara 8 TL olarak yansıdığı ve diğer firmaların da kısa süre içinde kendi zamlı listelerini açıklayacağı belirtiliyor.
Bir paket sigaranın yüzde 81'i vergi: tiryaki devlete çalışıyor
Peki, bir paket sigara için ödediğimiz paranın ne kadarı gerçekten tütünün maliyeti, ne kadarı ise vergi? Vergi uzmanı Ozan Bingöl'ün yaptığı analiz, bu gerçeği çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Bingöl, "Örneğin bugün 80 liraya satılacak bir paket sigaranın yüzde 81'e yakını vergiden oluşmaktadır. Yani 80 liraya satılan bir paket sigaranın yaklaşık 65,5 lirası ÖTV ve KDV'dir" diyerek, durumun vahametini ortaya koydu.
Bu hesaplama, tiryakinin cebinden çıkan her 100 liranın 81 lirasının, doğrudan devletin kasasına vergi olarak girdiğini gösteriyor. Geriye kalan 19 liralık kısım ise, üretici firmanın maliyetini, dağıtım giderlerini, bayi karını ve kendi kar payını kapsıyor. Bu yüksek vergi oranı, Türkiye'yi, sigara üzerindeki vergi yükünün en yüksek olduğu ülkelerden biri konumuna getiriyor.
Vergi artışının amacı ne? sağlık mı, bütçe mi?
Hükümet, sigara üzerindeki yüksek ÖTV oranlarını, genellikle halk sağlığını koruma ve sigara tüketimini caydırma politikasıyla açıklıyor. Fiyatların artmasının, özellikle gençlerin ve dar gelirlilerin sigaraya başlamasını engelleyeceği ve mevcut tiryakileri de bırakmaya teşvik edeceği savunuluyor. Bu yaklaşım, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından da desteklenen ve birçok ülkede uygulanan bir stratejidir.
Ancak madalyonun diğer yüzünde, bu vergilerin, devlet bütçesi için ne kadar vazgeçilmez bir gelir kapısı olduğu gerçeği yatıyor. ÖTV, genel bütçe gelirleri içinde dolaylı vergilerin en önemli kalemlerinden birini oluşturuyor. Özellikle bütçe açıklarının arttığı dönemlerde, sigara ve alkolden alınan vergilerin artırılması, hükümetler için kolay ve etkili bir kaynak yaratma yöntemi olarak görülüyor.
Bu durum, "vergi artışının asıl amacı halk sağlığı mı, yoksa bütçe açığını kapatmak mı?" sorusunu da beraberinde getiriyor. Eleştirmenler, eğer amaç gerçekten halk sağlığı olsaydı, vergi gelirlerinin bir kısmının, sigarayı bırakma kampanyaları, ücretsiz tedavi merkezleri ve halkı bilinçlendirme faaliyetleri için kullanılması gerektiğini savunuyor.
Kaçak ve sahte sigara riski artıyor mu?
Sigara fiyatlarındaki her fahiş artış, beraberinde ciddi bir riski de getiriyor: kaçak ve sahte sigara tüketiminin artması. Yasal sigarayı alım gücü yetmeyen tüketiciler, daha ucuz olan ancak sağlık açısından çok daha büyük tehlikeler barındıran, merdiven altı üretilmiş veya yasa dışı yollarla ülkeye sokulmuş ürünlere yönelebiliyor.
İçinde ne olduğu belli olmayan, hiçbir denetime tabi tutulmayan bu ürünler, normal sigaradan çok daha zararlı kimyasallar içerebiliyor. Ayrıca, kaçakçılığın artması, devletin milyarlarca liralık bir vergi kaybı yaşamasına da neden oluyor. Bu nedenle, güvenlik güçlerinin, yeni zamların ardından artması muhtemel olan kaçak sigara ticaretine karşı denetimlerini daha da sıkılaştırması bekleniyor.
Sonuç olarak, temmuz ayındaki otomatik ÖTV zammı, sigara fiyatlarında yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Bu artışın, bir yandan tiryakilerin bütçesini zorlayacağı, diğer yandan da kamu sağlığı ve vergi gelirleri üzerindeki etkileriyle uzun süre tartışılmaya devam edeceği kesin.