Siyasetin nabzının attığı İstanbul Esenyurt'taki mitingde, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel tarafından dile getirilen iddialar, spor ve hukuk gündemine bomba gibi düştü. Türk futbolunun son yıllarda boğuştuğu sorunlara bir yenisini ekleyen açıklamalar, İzmir'in köklü kulübü Göztepe'nin bir maçında yaşananları ve arkasındaki devasa bahis şüphesini işaret ediyordu. Bu sözlerin kamuoyunda yarattığı yankı henüz dinmeden, yargı mekanizması harekete geçti ve iddiaların merkezindeki olaya ilişkin geniş çaplı bir inceleme başlattı. Bu gelişme, futbol sahalarındaki kararların yasa dışı bahis piyasalarıyla olan ilişkisine dair endişeleri yeniden alevlendirdi.
Miting kürsüsünden futbolu sarsan iddia
CHP lideri Özgür Özel, Esenyurt'ta on binlerce kişiye hitap ederken, sözü Türk futbolundaki hakem krizine getirdi. Konuşmasının en çarpıcı bölümünde, Göztepe–Galatasaray maçında yaşanan bir pozisyonu gündeme taşıdı. Özel, "İzmir'in takımı Göztepe’ye hakem haksız bir kırmızı kart vermiş. Aynı gün Kuzey Kıbrıs’tan birisi tam 5,5 milyon liralık kırmızı karta bahis oynamış," ifadelerini kullanarak, sahadaki bir hakem kararının yasa dışı bahis piyasasında milyonluk bir vurguna dönüştürüldüğünü öne sürdü. Bu iddia, sadece bir spor müsabakasındaki tartışmalı bir kararı değil, aynı zamanda organize bir suç ağının spora sızdığına dair ciddi bir şüpheyi de beraberinde getirdi. Özel'in bu çıkışı, zaten şeffaflık ve adalet tartışmalarıyla çalkalanan Türk futbolu için yeni bir krizin habercisi oldu.
Başsavcılık jet hızıyla harekete geçti
Özgür Özel'in kamuoyu önünde dile getirdiği bu vahim iddialar, yargıyı da anında harekete geçirdi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, konuşmanın hemen ardından yaptığı bir açıklamayla, iddiaları ihbar kabul ederek re’sen soruşturma başlattığını duyurdu. Başsavcılıktan yapılan yazılı açıklamada, "CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Esenyurt mitinginde 'İzmir’de Göztepe’ye haksız kırmızı kart veren hakemin maçında Kuzey Kıbrıs’tan biri 5,5 milyonluk kırmızı karta bahis oynamış' şeklinde iddialarda bulunması üzerine, adı geçen olayı ve yasa dışı bahis oynayan kişileri araştırmak üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından re’sen soruşturma başlatılmıştır," denildi. Bu hızlı adli süreç, iddiaların ciddiyetini ve futbolun suç unsurlarından arındırılmasına yönelik toplumsal beklentinin ne denli yüksek olduğunu gözler önüne serdi. Soruşturma kapsamında, maçın hakem raporları, bahis hareketleri ve iddiada adı geçen kişilerin mercek altına alınması bekleniyor.
'Sistem çürümüş, ahlak bitmiş'
CHP lideri Özel, eleştirilerini sadece tek bir maç veya olayla sınırlı tutmadı. Konuşmasında, Türkiye'deki hakem sistemini hedef alarak, mevcut yapının tamamen iktidarın 23 yıllık yönetimi döneminde şekillendiğini savundu. Özel, çarpıcı rakamlar vererek, "Türkiye'de 571 hakem var. Bu hakemlerin 371'i bahisçi çıkmış, 152'si ise aktif olarak bahis oynamış," dedi. Bu sözleriyle, sorunun münferit olmadığını, aksine sistemik bir çürümüşlüğe işaret ettiğini vurguladı. Özel, "Memlekette tuz kokmuş, ahlak bitmiş. Yöneten adam bunları üstüne almıyor," diyerek siyasi sorumluluğun iktidar partisinde olduğunu belirtti. Bu çıkış, futbol sahalarındaki adalet sorununu, ülkedeki genel ahlaki ve yönetimsel yozlaşmanın bir yansıması olarak konumlandırdı.
Futbolda 'temiz eller' operasyonu mu başlıyor?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı soruşturma, "Türk futbolunda yeni bir 'temiz eller' operasyonu mu başlıyor?" sorusunu gündeme getirdi. Geçmişte yaşanan şike ve teşvik primi davalarıyla sarsılan futbol kamuoyu, şimdi de bahis skandalı iddialarıyla yüzleşiyor. Bu soruşturmanın sadece Göztepe maçını kapsayıp kapsamayacağı ya da daha geniş bir yasa dışı bahis ağını ortaya çıkarıp çıkarmayacağı merak konusu. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ve Merkez Hakem Kurulu'nun (MHK) nasıl bir tavır alacağı, iddiaların odağındaki hakemler hakkında bir işlem yapılıp yapılmayacağı da yakından takip ediliyor. Eğer Özgür Özel'in iddiaları kanıtlanırsa, bu durum sadece birkaç kişinin cezalandırılmasıyla kalmayıp, Türk futbolunun yönetimsel ve denetimsel mekanizmalarının kökten sorgulanmasına yol açabilir. Bu süreç, futbolun adil ve şeffaf bir yapıya kavuşması için bir milat olma potansiyeli taşıyor.
 
             
             
             
                             
                             
                             
                




 
                 
                 
                 
                 
                 
                 
                 
                 
                 
                 
                             
                            