Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerinden tekstil ve hazır giyim, tarihinin en zorlu dönemlerinden birini yaşıyor. İşçilik ücretlerinde enflasyon oranlarının çok üzerinde yapılan zamlar ve Türk Lirası'nın reel olarak değerlenmesi, sektörün ihracat performansını olumsuz etkiliyor. Sektör temsilcileri, 2021 ve 2022 yıllarındaki olumlu tablonun ardından 2023'ten itibaren başlayan daralmayı işaret ederek, 2025'in çok daha zorlu geçeceğini belirtiyor.

SGK verilerine göre, Kasım 2024 itibarıyla tekstil ve hazır giyim sektöründe toplam 59 bin 190 işyeri faaliyet gösteriyor. Bu rakam 2022'de 64 bin 50 idi. Yani son iki yılda sektörde yaklaşık 5 bin işyeri kapanmış durumda. Daha da çarpıcı olan, bir zamanlar 1,2 milyon kişiye istihdam sağlayan sektördeki çalışan sayısının 965 bin 266'ya gerilemesi. Bu düşüş, tekstil ve hazır giyim sektöründeki kan kaybının ciddi boyutlara ulaştığını gösteriyor.

Uluslararası rekabette geride kalma tehlikesi

Türkiye Tekstil İşverenleri Sendikası (TTSİS) İkinci Başkanı Nevzat Seyok, sektörün içinde bulunduğu durumu çarpıcı örneklerle anlatıyor. Seyok'a göre, Türkiye'deki asgari ücret maliyeti 850 dolar seviyesine ulaşarak, rakip ülkelerin çok üzerine çıkmış durumda. Sendika kapsamındaki ortalama işgücü maliyeti ise 1530 dolar civarında seyrediyor.

200 lira yıllara yenik düştü 200 lira yıllara yenik düştü

"Uluslararası pazarlardaki en önemli rekabet gücümüz olan kalifiye, erişilebilir insan gücü avantajımızı maalesef kullanamaz hale geldik," diyen Seyok, bu durumun bazı firmaları Mısır gibi ülkelere yatırım yapmaya yönlendirdiğini belirtiyor.

Sektör, 2024 yılını 20 milyar dolarlık dış ticaret fazlası ve ihracatta yüzde 3-4'lük bir küçülme ile kapatmayı başarsa da, 2025 için beklentiler çok daha karamsar. Uzmanlar, önlem alınmazsa ihracattaki kaybın çift haneli rakamlara ulaşabileceği konusunda uyarıyor.

Destek programları yetersiz kalıyor

Sektör temsilcileri, mevcut destek programlarının yetersizliğine dikkat çekiyor. KOSGEB İstihdamı Koruma Destek Programı'nın sadece KOBİ'lere yönelik olması, sektördeki büyük ölçekli firmaları kapsam dışı bırakıyor. Oysa krizden en çok etkilenenler arasında işgücü harcamaları yüksek olan büyük şirketler de bulunuyor.

TTSİS İkinci Başkanı Seyok, "Bu şirketlerimizin çözümü daha ucuz ülkelere kaymakta aramamaları için sektörün tamamına ve daha geniş kapsamlı bir destek sağlanmalıdır," diyor.

İşgücü maliyetlerindeki artış resmi verilere de yansıdı

TÜİK verilerine göre, 2024 yılı dördüncü çeyreğinde saatlik işgücü maliyeti endeksi, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 75,6 arttı. Sanayi sektöründe bu artış yüzde 80,9 ile genel ortalamayı aştı. 2022 ve 2023 yıllarında da işgücü maliyetlerindeki artış yüzde 90,4 ve yüzde 109,4 olarak gerçekleşmişti.

Maliyetlerdeki bu hızlı artış, tekstil ve hazır giyim gibi emek-yoğun sektörleri doğrudan vuruyor ve uluslararası rekabet gücünü zayıflatıyor.

60 milyar dolarlık sektörel yatırım risk altında

Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Türkiye'de tekstil ve hazır giyim sektöründe 60 milyar dolarlık yatırım olduğunu hatırlatarak, "Bu kadar büyük bir yatırım öyle kolayca kenara atılamaz," diyor.

Eskinazi, sektörün ülke ekonomisine ve sosyal yapıya katkılarını şöyle sıralıyor: "Doğu illerinde en kolay istihdam hazır giyim ile sağlanıyor ve bunun iç barışa çok önemli katkısı var. Ayrıca kadın istihdamı oranımız da çok yüksek."

Çözüm için "ihracata kur desteği" verilmesi gerektiğini savunan Eskinazi, "Yüzde 5 ile başlanabilir, yüzde 10'a çıkarılabilir. Yılbaşından itibaren bu yapılsa büyük katkı sağlanır," önerisinde bulunuyor.

Eskinazi, sektörün yurt dışına taşınmasının sanıldığı kadar kolay olmadığını da belirtiyor. Mısır'daki kişisel deneyiminden örnekler veren Eskinazi, verimlilik ve termin sorunları nedeniyle buradaki üretimin Türkiye'deki kadar etkin olmadığını söylüyor. Ancak Fas, Portekiz, Romanya ve Tunus gibi ülkelerin maliyet avantajı ile Türkiye'nin rekabet gücünü zorladığını da kabul ediyor.

Sonuç olarak, Türkiye'nin geleneksel ihracat kalesi olan tekstil ve hazır giyim sektörü, acil önlemler alınmazsa ciddi bir küçülme ile karşı karşıya. Sektör temsilcileri, rekabet gücünün korunması için iş gücü maliyetlerinin kontrol altına alınması, kur politikasının gözden geçirilmesi ve kapsamlı destek programlarının hayata geçirilmesi gerektiğini vurguluyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ