Tarihin en trajik deniz kazalarından biri olarak bilinen Titanic'ten geriye kalan değerli eşyalardan biri, geçtiğimiz günlerde düzenlenen bir açık artırmada alıcısını buldu. "Titanic'in en zengin adamı" olarak bilinen iş insanı John Jacob Astor'a ait olduğu düşünülen saat, 14,5 milyon TL gibi rekor bir fiyata satılarak adeta küçük bir servet değerinde alıcısıyla buluştu.
Küçük Bir Servet Karşılığında Yeni Sahibiyle Buluştu
Titanic'ten geriye kalan ve bugüne kadar satılan en değerli eşya olma özelliğini taşıyan bu saat, 1,1 milyon dolarlık satış fiyatıyla Titanic'te kullanılan kemanı geride bıraktı. Açık artırma ABD'deki Henry Aldridge & Son müzayede evinde gerçekleşti ve Astor'a ait olduğu düşünülen saat, özel bir koleksiyonere satıldı.
Astor'un Son Anları ve Saatin Hikayesi
Saat'in orijinal sahibi olan iş insanı John Jacob Astor, 1912'de eşi Madeleine'i filikaya bindirdikten sonra Titanic ile birlikte batarak 47 yaşında hayatını kaybetmişti. Son olarak başka bir filikaya binmeye çalışmak yerine batmakta olan gemide sigara içip sohbet ederken görülen Astor'un saati, trajik kazadan geriye kalan en değerli hatıralardan biri olarak kabul ediliyor.
Vergiler Dahil 14,5 Milyon TL
Müzayede sözcüsü, 14,5 milyon TL'lik satış fiyatına vergilerin ve ek ödemelerin de dahil olduğunu açıkladı. Bu satış, Titanic'ten geriye kalan en pahalı eşya satışlarının arasına girdi ve tarihin en trajik kazalarından birinin hatırasını yaşatmaya devam ediyor.
Tarihe Damgasını Vuran Bir Trajedi ve Geriye Kalan Değerli Eşyalar
Titanic faciası, sadece trajik bir kaza olmanın ötesinde, bir dönemin sonunu da simgeliyor. Bu kazadan geriye kalan her bir eşya, o dönemdeki yaşam tarzına ve lüksüne dair önemli ipuçları sunuyor. Astor'un saati de bu değerli eşyalardan biri olarak öne çıkıyor ve Titanic'in hikayesini gelecek nesillere aktarmaya yardımcı oluyor.
Müzayede Evinin Yorumu
Henry Aldridge & Son müzayede evi, Astor'un saatinin satışının büyük bir ilgiyle karşılandığını ve Titanic'e olan ilginin hala devam ettiğini gösterdiğini belirtiyor. Müzayede evi, bu tür tarihi eserlerin korunmasının ve gelecek nesillere aktarılmasının önemli olduğunu da vurguluyor.
