İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Basmane Çukuru ile ilgili aldığı son karar, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Belediye, resmi internet sitesinde yayımlanan bir haberde, TMSF ile imzalanacak anlaşma doğrultusunda Basmane Çukurundaki payından feragat edeceğini açıkladı. Bu feragat karşılığında, 2020 yılında depremde hasar gören İzmir Büyükşehir Belediyesi Ana Hizmet Binası’nın yeniden inşa edileceği belirtildi. Ancak TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, bu kararın kamu yararına aykırı olduğunu vurgulayarak, feragatin kabul edilemez olduğunu dile getirdi.
Feragat ne anlama geliyor?
TMMOB, Basmane Çukuru'nun İzmir halkına ve kamusal alana ait olduğunu belirterek, bu tür bir feragatin kamunun haklarından vazgeçilmesi anlamına geldiğini ifade ediyor. TMMOB’nin açıklamasında, "Basmane Çukuru, süreç içinde çeşitli yetki ihlalleriyle kamunun elinden çıkarılmış ve sermayeye teslim edilmiştir" denildi. Asıl sorunun, kamuya ait mülklerden vazgeçilmesi olduğunun altı çizildi.
Basmane Çukuru’nun tarihçesi
Basmane Çukuru'nun hikâyesi 1922 İzmir Yangını'ndan sonra başlıyor. Yangından önce Ermeni Hastanesi olarak kullanılan bu alan, uzun yıllar şehir içi ve şehirlerarası ulaşım garajı olarak hizmet verdi. 1990’lı yılların başında Kültürpark Mimari Proje Yarışması ile alanda otel, kongre merkezi ve sergi alanları gibi yapıların yapılması planlandı. Ancak yıllar içinde alan, kamunun yararından çıkarılarak sermayeye teslim edilen bir mülk haline dönüştü.
TMMOB’nin açıklamasında, İzmir halkına şu sorular yöneltildi: "Geçmişte kamusal mülkler birer birer satılmasaydı, bugün belediye hizmet binası yapmak için mülk bulmakta zorlanır mıydık? Yeniden kamu mülkiyetine geçebilecek bir alandan feragat edilmeseydi, belediye hizmet binası yapılamaz mıydı?"
TMMOB'un açıklaması şöyle:
TMMOB İZMİR İL KOORDİNASYON KURULU BASIN BÜLTENİ - 10.10.2024
FERAGAT “HAK SAHİBİ OLUNAN BİR ŞEYDEN” VAZGEÇMEK DEMEKTİR!
BASMANE ÇUKURU; KAMUYA, İZMİRE VE İZMİRLİYE AİTTİR!
KAMUYA AİT OLANDAN FERAGAT EDİLEMEZ!
İzmir Büyükşehir Belediyesi resmi internet sitesinde yayımlanan, 20.08.2024
tarihli “Belediye binasının yapımına karşılık Basmane Çukuru’ndan şartlı feragat”
başlıklı haber ile [1]; “TMSF ile imzalanacak anlaşmaya göre İzmir Büyükşehir
Belediyesi’nin Basmane Çukurundaki payından vazgeçeceği, karşılığında ise
2020 yılındaki depremde hasar gördüğü için yıkımına karar verilen Büyükşehir
Belediyesi Ana Hizmet Binası’nın TMSF tarafından yeniden aynı yerinde inşa
edileceği” kamuoyuna duyurulmuştur. İlgili haber ile; Basmane Çukuru’nun ve
Belediye Hizmet Binasının “kentin iki önemli sorunu” olduğu ve söz konusu
“feragatin” “yüksek kamu yararı” içerdiği ifade edilmiştir.
Evet, Basmane Çukuru da Belediye Hizmet Binası da “iki önemli sorundur”.
Ancak, sorunu doğru tarif edebilmek, soruna yönelik bilimsel ve teknik bir çözüm
üretebilmenin ilk ve en önemli aşamasıdır:
● Basmane Çukuru, kamuya ait olan bir mülk iken süreç içerisinde türlü yetki
ihlalleri ile kamunun elinden çıkarılmış ve adeta sermayeye teslim
edilmiştir. Buradaki asıl sorun kamuya ait olandan kamunun
vazgeçmesidir!
● Belediye Hizmet Binasını sorun yapan ise 12.012 km²’lik büyükşehir
belediyesi sınırları içerisinde Büyükşehir Belediyesinin hizmet binası için bir
mülkiyeti bulamamasıdır!
Her iki konuyu birlikte ele aldığımızda görüyoruz ki; iki sorunun da temel
kaynağı kamu mülklerinden vazgeçilmesidir!
Bu doğrultuda da çözümün “feragat” olmadığı oldukça açıktır!
Basmane Çukuru’nun hikâyesi gerçek sorunu da çözümü de olduğu
gibi yansıtmaktadır!
Basmane Çukuru’nun hikâyesi “yerel yönetim olanaklarının kamu yararına
aykırı olarak sermaye yararına kullanılması sonucunda kamuya ait olan bir mülkünyasal dayanak ve meşruiyet açısından oldukça problemli, soru işaretleri içeren bir
kent suçu olarak sermaye için nasıl çukur haline getirildiğinin” hikâyesidir!
Sürecin başlangıcı, 102 yıl öncesine tarihlenmektedir. Basmane Çukuru
olarak adlandırılan bölgede, 1922 tarihli İzmir Yangını öncesinde Ermeni Hastanesi
yer almaktadır. Yangın sonrasında ise bu alan uzun bir süre şehiriçi ve şehirlerarası
ulaşımın gerçekleştirildiği garaj alanı olarak kullanılmıştır. Basmane Çukuru’nun
sermayeye teslim edilişine yol açan ilk adımlar 1990’lı yıllarda atılmıştır. 1990’lı
yılların başında Belediye tarafından “Kültürpark Mimari Proje Yarışması” açılmış ve
yarışmayı kazanan proje ile alanda “borsa binaları, otel, kongre merkezi, açık
sergileme alanları” gibi yapılaşma hedefleri gündeme getirilmiştir.
1991 yılında Yüksel Çakmur döneminde onaylanan 20.08.1991 tarihli 1/5000
ölçekli Nazım İmar Planında “Basmane Çukuru” ile Kültürpark’ın da içinde olduğu
üç farklı bölge belirlenmiştir. Bu bölgeleme ile Basmane Çukuru yani o zamanki
Eski ESHOT garajı alanı ,"C" Bölgesi - “Otel-Kongre Merkezi” olarak belirlenmiştir.
1995 yılında Burhan Özfatura döneminde 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı
Değişikliği onaylanmış ve yarışma projesi ile hedeflenen kullanımlar ile benzer
ancak hazırlanan projeden yaklaşık iki kat fazla olacak şekilde (162.579 m²) inşaat
hakkı öngörülmüştür. Kısacası plan aracılığıyla alanın rantı oldukça yüksek bir
düzeye çekilmiş ve Basmane Çukuru adeta “yatırımcısını bekler hale” getirilmiştir.
1997 yılında ise İBŞB; kamuya ait olan Basmane Çukuru mülkünü kat
karşılığı inşaat sözleşmesi karşılığında ihale etmiştir. Bu ihale ile hem Belediyenin
para kazanması hem sözleşmeye konu alanda belediyeye ait kullanımların inşa
edilmesi hem de Alsancak Bölgesinde yer alan Kahramanlar Otoparkının iki yıl
içinde inşa edilerek 15 yıl işletildikten sonra belediyeye devredilmesi
öngörülmüştür.
Ancak; ihaleyi kazanan sermaye grubu ve İBŞB arasındaki kat karşılığı
sözleşmeye göre tamamı kamuya ait olan mülkün yalnızca %11’i belediyede
kalmış, kalan %89’u ise 1999 yerel seçimlerinin hemen öncesinde, seçimlere
yaklaşık bir ay kalmışken “ihaleyi alan sermaye grubuna” teslim edilmiştir! Öyle ki,
tapudaki devir işlemine dayanak kabul edilen inşaat projesinin onaylandığı
tarihte, yürürlükte olan bir uygulama imar planı bulunmamaktadır.
2000 sonrası yaşanan krizle birlikte ihaleyi kazanan firmanın hisselerine ise
TMSF tarafından el konulmuş ve Basmane Çukuru için yeni bir süreç başlamıştır.
2009 yılında Aziz Kocaoğlu döneminde TMSF ve İBŞB arasında yeni bir
anlaşmanın yapıldığı, belediye hissesinin %11’den %30’a çıkarıldığı bilgisi
paylaşılmış, imar planı notlarına alandaki inşaatın %30’unun “Belediye Hizmet
Alanı” olarak kullanılacağı ifadesi eklenmiştir. Ancak söz konusu plan notuna
ekleme yapılmasına karşın tapu mülkiyetindeki %11 - %89’luk kat irtifakı dağılımı
değişmemiştir.Süreç içerisinde farklı dönemlerde TMSF tarafından yapılan hisse satışı
sonucunda başka bir sermaye grubu ihaleyi almış ancak alana ilişkin imar
planlarının iptal edilmesi ve süresi içerisinde inşaata başlanmaması nedeniyle
ihaleyi kazanan firma hisselerini TMSF’ye tekrar iade etmiştir. Hatırlanacağı üzere;
projeyi kazanan firma tarafından basınla paylaşılan görseller ile Kültürpark
Revizyon Projesinin aynı dönemde gündeme gelmesi İzmir kamuoyundaki
önemli tartışma konularından biri haline gelmiştir.
2019 yılı sonrasında, Tunç Soyer döneminde, önce, TMSF ile çeşitli
görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Görüşmelerin içeriği, belediye mülkiyetindeki kimi
taşınmazların Basmane Çukuru karşılığında TMSF’ye devredilmesini
kapsamaktadır. TMSF ile Soyer idaresindeki İzmir Büyükşehir Belediyesinin
anlaşamaması üzerine, İBŞB tarafından 1997 tarihli sözleşmenin geriye doğru feshi
davası açılarak kat irtifakı kurularak devredilen tapuların iptali istenmiştir. Söz
konusu dava sürecinde, devredilen tapuları alması yönünde bilirkişilerin İBŞB
lehine görüşü olduğu bilinmektedir.
Geldiğimiz süreçte ise Basmane Çukuru pazarlık konusu edilmiş,
sözleşmenin geriye doğru feshi davası devam ederken ve İzmir Büyükşehir
Belediyesi’nin Basmane Çukurundaki hisselerin tamamına sahip olması
gündemde iken, hisselerinin TMSF’ye devri hakkında protokol hazırlığı yapılması
ve hisse devri karşılığında hizmet binası yapılması konuları İzmir Büyükşehir
Belediye Meclisi gündemine taşınmıştır.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Eski Hizmet Binasının yer aldığı Konak İlçesi,
Ahmetağa Mahallesi, 7559 ada, 1 parsele ilişkin 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı
Uygulama İmar Planı Değişikliği, İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge
Kurulunun 11.07.2024 tarihli ve 17937 sayılı kararı doğrultusunda İzmir Büyükşehir
Belediye Meclisinin 16.08.2024 tarihli ve 04.828 sayılı kararı ile onaylanarak
25.09.2024 tarihinde askıya çıkarılmıştır. Söz konusu plan değişikliği ile “Mülkiyeti
İzmir Büyükşehir Belediyesine ait 7599 ada 1 parselin mülkiyet sınırı, imar ve kitle
hattıdır” şeklinde plan notu eklenmiştir [2].
Bu kararın altında imzası olanlara soruyoruz:
● Bu kentte geçmişte kamuya ait olan Tekel, TRT ve Hilton arazileri gibi çok
sayıda alan teker teker satılmasıydı; belediye hizmet binası yapmak için
mülkiyet bulmakta bu kadar zorlanılır mıydı?
● Geçmişte tamamen kamunun mülkiyetinde bulunan ve yeniden bedelsiz
olarak kamu mülkiyetine geçmesi mümkün olan bir alandan feragat
edilmeseydi; belediye hizmet binası yapılamaz mıydı?Meslek odaları olarak, yaşanan soruna bilimsel ve teknik çözüm
üretebilmek ve gerçek “kamu yararının” sağlanabilmesi adına yapılması
gerekenleri bir kez daha ısrarla ve kararlılıkla sıralıyoruz:
1. Basmane Çukuruna ilişkin imzalanan protokol, sözleşme, yazışma gibi her
türlü belge eksiksiz olarak kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
2. 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planına uygun 1/1000 ölçekli Uygulama İmar
Planı onaylanmadan düzenlenen ihale ve sonrasındaki kat irtifakına dayalı
tapu devri, iptal edilmelidir.
3. Sürece ilişkin ayrıntılı soruşturma süreci yürütülmeli, hukuka aykırı
belgelerde sorumluluğu bulunanlar ortaya çıkarılmalıdır.
Aksi takdirde belediye; kendi hakkı olan bir taşınmazı satmış, hukuksuz
işlemlerin tamamının üzerini örtmüş, “parası yetmediği” iddiası ile alanın
satışına “meşruiyet” kazandırmaya çalışmış ve yeniden bütün bu yağma
hikâyesinin bir parçası olmuş olacaktır.
4. Alanın yeniden bedelsiz olarak kamu mülkiyetine geçmesi ve kamusal
hizmet sunumu için kullanılması sağlanmalıdır.
Meslek odaları olarak; kamuya ait olan Basmane Çukurunun tarihsel
geçmişinden ve kent bütününden kopuk bir şekilde, hukuka ve kamu yararına
aykırı olarak toplumun ortak yararından koparılıp bir grup azınlığın çıkarı haline
getirilmesi karşısında sessiz kalmayacağız.
Kamuya ait olan mülklerin kamu yararına aykırı bir şekilde sermayeye
teslim edilmesinin ne kamu yararıyla ne de “yüksek” kamu yararıyla herhangi bir
ilgisi bulunmamaktadır. Kamuya ait mülklerden vazgeçmek yalnızca geleceğe
yeni ve geri dönüşü imkânsız kentsel sorunlar bırakmaktır. Bu nedenle, tüm İzmir
halkını bize ait olanı hep birlikte savunmak, korumak ve kazanmak için
mücadelemize davet ediyoruz!
BASMANE ÇUKURU; KAMUYA, İZMİR’E VE İZMİRLİYE AİTTİR!
KAMUYA AİT OLANDAN FERAGAT EDİLEMEZ!