Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2024 yılına dair yoksulluk ve yaşam koşulları istatistikleri, gelir dağılımındaki eşitsizliği ve ekonomik zorlukların etkisini gözler önüne serdi. Medyan gelirin yüzde 50’sine göre yapılan hesaplamalarda yoksulluk oranı bir önceki yıla göre 0,1 puan artarak yüzde 13,6'ya ulaştı.
Medyan gelir üzerinden yoksulluk hesaplaması
2024 sonuçlarına göre, medyan gelirin yüzde 60’ına göre yapılan değerlendirmelerde yoksulluk sınırı içinde yer alan kişi sayısı 17 milyon 821 bin olarak kaydedildi. Geçen yıl bu rakamın 17 milyon 873 olduğu düşünülürse, hafif bir düşüş yaşandığı görüldü. Ancak yüzde 50’lik medyan gelir oranına göre yoksul sayısı 11 milyon 457 bine yükseldi.
Eğitim seviyesi yoksulluk oranını etkiliyor
Yoksulluk oranları eğitim düzeyine göre incelendiğinde, bir okul bitirmeyenlerde yoksulluk oranı yüzde 24,7 ile zirveye ulaştı. Lise mezunları arasında bu oran yüzde 7,4 iken, yükseköğretim mezunlarında yüzde 2,7 olarak kaydedildi. Eğitim seviyesindeki artışın, bireylerin ekonomik durumunu önemli ölçüde iyileştirdiği açıkça görülüyor.
Maddi ve sosyal yoksunluk oranı geriledi
Hanehalklarının ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarını karşılayamama durumunu ifade eden maddi ve sosyal yoksunluk oranı, 2024'te yüzde 13,3 olarak belirlendi. Bu oran, bir önceki yıla göre 1,1 puanlık bir düşüş anlamına geliyor. Ancak hâlâ birçok hane, temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor.
Bölgesel yoksulluk oranlarında farklılık
TÜİK’in bölgesel verilerine göre, göreli yoksulluk oranı en düşük TRC1 bölgesinde (Gaziantep, Adıyaman, Kilis) yüzde 4,7 olarak ölçüldü. En yüksek yoksulluk oranı ise yüzde 14,6 ile TR71 bölgesinde (Kırıkkale, Aksaray, Niğde, Nevşehir, Kırşehir) görüldü. Bölgesel gelir dağılımı farkları, yoksulluk oranlarında önemli bir belirleyici olarak öne çıkıyor.
Sürekli yoksulluk oranında artış
Dört yıllık panel verilerinden yararlanılarak hesaplanan sürekli yoksulluk oranı, yüzde 13,7 olarak kaydedildi. Bu oran, bireylerin ekonomik zorluklardan çıkmakta zorlandığını ve yoksulluğun kalıcı bir sorun haline geldiğini ortaya koyuyor.
Konut sahipliği oranları ve yaşam şartları
2024 yılında, kendine ait bir konutta yaşayan bireylerin oranı yüzde 56,1 olarak hesaplandı. Ancak nüfusun yüzde 31,3’ü, konut problemleriyle karşı karşıya. Bu sorunlar arasında sızdıran çatı, nemli duvarlar ve çürümüş pencere çerçeveleri öne çıkıyor.
Sonuçlar, Türkiye'deki yoksulluğun boyutlarını ve gelir dağılımındaki eşitsizliği bir kez daha gözler önüne serdi. Ekonomik refahın artırılması için gelir adaletine yönelik politikaların önemine dikkat çekiliyor.