Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde 2008 yılında kurulan topluluk, Türk dünyasının otantik ezgilerini ve danslarını yaşatıyor.
Topluluğun repertuvarında, Türkiye, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Azerbaycan ve KKTC gibi ülkelerin dans ve müziklerinin yanı sıra Tataristan, Kerkük, Kırım, Gagavuzya, Sincan Uygur Özerk Bölgesi, Yakutistan gibi Türklerin yaşadığı bölgelerin de eserleri yer alıyor.
İzmir Devlet Türk Dünyası Dans ve Müzik Topluluğu 25 kişilik orkestrasıyla, eserlerini hem Türk dünyasına özgü geleneksel müzik aletleri olan dutar, balaban, dombra, kopuz, şaman davulu ve şan kopuzu gibi enstrümanlarla hem de Anadolu'nun klasik enstrümanlarıyla zenginleştirerek otantik melodileri dinleyiciye sunuyor.
Dansçılar ise her bölgenin kültürel kimliğini yansıtan geleneksel Türk kıyafetleriyle sahneye çıkarak izleyiciye görsel bir şölen sunuyor. Kıyafetler, Türk dünyasının farklı coğrafyalarında geleneksel dokuları ve renkleri yansıtarak dansı daha da güçlendiriyor.
Repertuvar oluşturuluyor
Topluluğun sanat yönetmeni Şavk Eryürek, AA muhabirine topluluğun Türk dünyasına ait ülke ve bölgelerin dans ve müziklerini yurt içinde ve dışında sergileme amacıyla kurulduğunu söyledi.
Geniş coğrafyadan derledikleri otantik eserleri orkestraya göre düzenleyerek dinleyiciyle buluşturduklarını belirten Eryürek, "Bizim için eserlerin geleneksel ve otantik olması büyük önem taşıyor. Eser seçerken en büyük kriterimiz bu. Geleneksel eserleri, hem Türk dünyasına özgü enstrümanların hem de Anadolu'nun geleneksel enstrümanlarının yer aldığı geniş orkestramıza göre aranje ediyor ve seslendiriyoruz." diye konuştu.
Türk dünyası kültürünün tanıtımına katkı yapmaktan büyük mutluluk duyduğunu anlatan Eryürek, bu kültürel zenginliğin dünyaya açılmasında sanattan daha güçlü bir araç düşünemediğini ifade etti.
Eryürek, Anadolu toprağına ait temaları büyük projelerle Türk dünyasına ve dünya sahnelerine taşımak istediklerini kaydederek, "Bu eserlerin Avrupa, Amerika ve Avustralya gibi coğrafyalarda tanıtımı, Türk kültürünün zenginliğini göstermesi açısından çok değerli." dedi.
Türkiye'de Türk dünyasına ait bir repertuvar bulunmadığını dile getiren Eryürek, şunları kaydetti:
"En büyük zorluğumuz, Türkiye'de Türk dünyasına ait yazılı bir repertuvar arşivi olmaması. Seçtiğimiz eserleri kaynak kişilerden dinleyerek notaya alıyoruz ve orkestramıza uyarlayarak yepyeni düzenlemeler ve aranjelerle sanatseverlere sunuyoruz. Dolayısıyla aslında biz, bizden sonra gelecek nesillere ve gelecek genç kuşaklara, hazırladığımız bu repertuvar arşivini bir külliyat olarak bırakmayı hedefliyoruz."
Topluluğun repertuvarında Kırgızistan'ın Kurmanbek Destanı'nda yer alan "Kırk Cigit" adlı savaş dansı, Tuva halk ezgisi "Enesayım"da şaman davuluyla yapılan performans, Köroğlu Destanı'ndan Ruşen Ali'nin Bolu Beyi ile yaptığı kılıç-kalkan dansı ile Azerbaycan halk dansı "Reksi Ağ Çiçek" gibi gösteriler yer alıyor.