Türkiye'nin enerji arenasındaki konumu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar'ın sosyal medya hesabından yaptığı bir açıklamayla yeni bir boyuta ulaştı. Bakan Bayraktar, Türkiye'nin, envanterine kattığı iki yeni ultra derin deniz sondaj gemisiyle birlikte, bu alanda dünyanın en büyük dördüncü filosuna sahip olma unvanını kazandığını ilan etti. Bu açıklama, sadece bir envanter güncellemesi olmanın ötesinde, Türkiye'nin son yıllarda denizlerde yürüttüğü milli enerji politikasının ulaştığı zirveyi simgeliyor.

Bakan Bayraktar, bu başarının basit bir gemi alımından ibaret olmadığının altını çizerek, "Bu sadece bir filo değil; Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde denizlerin derinliklerinden geleceğe uzanan güçlü bir iradenin yansımasıdır" ifadelerini kullandı. Bu irade, Türkiye'nin yıllardır süregelen enerji ithalatına dayalı kırılgan ekonomik yapısını değiştirme ve kendi kaynaklarını kullanarak tam bağımsız bir enerji geleceği inşa etme hedefini ifade ediyor. Filoya katılan yeni gemiler, bu hedefe giden yolda atılmış en somut ve en güçlü adımlardan biri olarak kabul ediliyor.

Fatih, yavuz, kanuni'nin yanına iki yeni kardeş geliyor

Türkiye'nin denizlerdeki enerji mücadelesi, 2017 yılında filonun ilk gemisi olan Fatih'in envantere katılmasıyla başlamıştı. Adını tarihteki büyük komutanlardan ve padişahlardan alan bu gemiler, kısa sürede Türkiye'nin denizlerdeki bayrak taşıyıcıları haline geldi. Fatih, Karadeniz'deki Sakarya Gaz Sahası'nda yaptığı tarihi keşiflerle Türkiye'nin enerji kaderini değiştiren gemi olarak tarihe geçti. Onu, filonun diğer güçlü üyeleri olan Yavuz, Kanuni ve son teknolojiyle donatılmış yedinci nesil sondaj gemisi Abdülhamid Han izledi.

Gurbetçiden esnafa 'can suyu': Düğün, alışveriş, tadilat derken aile başına 15 bin Euro bırakıyorlar!
Gurbetçiden esnafa 'can suyu': Düğün, alışveriş, tadilat derken aile başına 15 bin Euro bırakıyorlar!
İçeriği Görüntüle

Şimdi ise bu dört gemilik dev filoya, iki yeni "kardeş" daha ekleniyor. Bu son katılımlarla birlikte, Türkiye'nin ultra derin deniz sondaj filosundaki gemi sayısı altıya yükselmiş oldu. Bu rakam, Türkiye'yi, ABD, Çin ve Norveç gibi devlerin ardından, bu alanda dünyanın en büyük dördüncü gücü konumuna taşıyor. Filonun bu denli büyümesi, Türkiye'ye aynı anda hem Karadeniz'de hem de Doğu Akdeniz'de, birden fazla noktada sondaj ve araştırma faaliyeti yürütme kabiliyeti kazandırıyor. Bu operasyonel esneklik, Türkiye'nin enerji arama programını hızlandıracak ve potansiyel yeni keşiflerin önünü açacak.

'Mavi vatan' doktrininin çelik yumruğu

Türkiye'nin denizlerdeki bu güçlü varlığı, sadece ekonomik bir anlam taşımıyor; aynı zamanda derin jeopolitik ve stratejik sonuçları da beraberinde getiriyor. Altı gemilik bu dev filo, son yıllarda Türkiye'nin dış politikasının merkezine yerleşen "Mavi Vatan" doktrininin, sahadaki en somut ve en çelikten tezahürü olarak görülüyor. Mavi Vatan, Türkiye'nin deniz yetki alanlarındaki egemenlik haklarını ve bu alanlardaki doğal kaynaklar üzerindeki tasarruf yetkisini savunan bir doktrin olarak biliniyor.

Bu sondaj gemileri, işte bu doktrinin "çelik yumruğu" olma işlevini görüyor. Özellikle Doğu Akdeniz'de, Türkiye'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin meşru haklarının bulunduğu alanlarda, bu gemilerin varlığı, Türkiye'nin oldubittilere izin vermeyeceğinin ve kendi haklarını koruma konusundaki kararlılığının en net mesajını veriyor. Bu filo sayesinde Türkiye, artık kendi deniz yetki alanlarında, başka bir ülkenin iznine veya yardımına ihtiyaç duymadan, kendi imkanlarıyla hidrokarbon arama ve sondaj faaliyetlerini yürütebiliyor. Bu durum, Türkiye'nin hem masadaki diplomatik pazarlık gücünü artırıyor hem de bölgedeki enerji denkleminde oyun kurucu bir aktör haline gelmesini sağlıyor.

Enerjide tam bağımsızlık hedefi ve ekonomik yansımaları

Bu dev yatırımın arkasındaki nihai hedef, Bakan Bayraktar'ın da belirttiği gibi, "enerjide tam bağımsızlık." Türkiye, yıllardır kronik bir sorun olan cari açığının en büyük nedenini oluşturan enerji ithalatına her yıl on milyarlarca dolar ödüyor. Bu durum, ülke ekonomisini dış şoklara karşı oldukça kırılgan hale getiriyor.

Karadeniz'de keşfedilen doğal gazın karaya çıkarılması ve milli şebekeye bağlanması, bu bağımlılığı kırma yolunda atılmış en büyük adımdı. Ancak, mevcut keşifler Türkiye'nin ihtiyacının sadece bir bölümünü karşılayabiliyor. İşte bu yeni sondaj gemileri, hem Karadeniz'deki mevcut sahaların geliştirilmesi hem de potansiyel yeni rezervlerin keşfedilmesi için hayati bir rol oynayacak.

Denizlerde bulunacak her yeni metreküp doğal gaz ve her yeni varil petrol, Türkiye'nin yurt dışına ödediği enerji faturasının azalması, cari açığın kapanması ve Türk Lirası'nın değerinin korunması anlamına geliyor. Bu filo, sadece denizin altındaki gazı değil, aynı zamanda Türkiye'nin ekonomik geleceğini ve refahını da yüzeye çıkarma potansiyeli taşıyor.

Yüksek teknoloji ve 'enerji kahramanları'

Türkiye'nin sahip olduğu bu filo, sadece sayısal bir üstünlük değil, aynı zamanda teknolojik bir yetkinliği de temsil ediyor. Bu gemiler, binlerce metre su derinliğinde ve deniz tabanının da binlerce metre altında, zorlu koşullarda operasyon yapabilen, dünyanın en gelişmiş "ultra derin deniz sondaj" platformları arasında yer alıyor. Bu teknolojiye sahip ve bunu işletebilen sayılı ülkeden biri olmak, Türkiye'nin mühendislik ve teknoloji alanındaki yetkinliğini de gösteriyor.

Bakan Bayraktar, bu zorlu görevleri yürüten personeli "enerji kahramanları" olarak nitelendirerek, projenin insani boyutuna da dikkat çekti. Bu devasa platformlarda, aylarca ailelerinden uzakta, zorlu deniz koşullarında çalışan Türk mühendisler, jeologlar, teknisyenler ve işçiler, Türkiye'nin enerji bağımsızlığı mücadelesinin isimsiz kahramanları olarak görev yapıyor. Bu filo, aynı zamanda, bu alanda yetişmiş, nitelikli bir insan kaynağının da oluşmasını sağlıyor.

Sonuç olarak, Türkiye'nin enerji filosuna kattığı iki yeni gemi, sadece demir yığınları değil; aynı zamanda ekonomik bağımsızlığın, ulusal egemenliğin ve teknolojik ilerlemenin birer simgesi olarak, Mavi Vatan'ın derinliklerinde yeni keşifler için yelken açmaya hazırlanıyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ