İzmir'in Bornova ilçesinde 6 işçinin hayatını kaybettiği 32 katlı rezidans inşaatındaki vinç kazasına ilişkin A sınıfı iş güvenliği uzmanınca hazırlanan bilirkişi raporu, soruşturmayı yürüten İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına sunuldu.
Kaza sonrası hazırlanan ve soruşturma dosyasına giren 5 sayfalık raporda, ilgili mevzuata yer verildi.
Kazanın "iş kazası" olduğu vurgulanan raporda, yapı işlerinin "çok tehlikeli işler" kapsamına girdiği, bu işlerin yeterli bilgi ve beceriye sahip personel tarafından yapılması gerektiği, bunun için de personelin teknik yönden eğitilmesi gerektiği vurgulandı.
"Kazanın olmasına sebebiyet veren kule vinç başka bir taşeron firmaya ait"
Bilirkişi raporunda, tutuklanan inşaat firması ortaklarından E.Y, şantiye şefi M.Y. ve iş güvenliği uzmanı F.K.A'nın ifadeleri de yer aldı.
Tutuklanan firma ortaklarından E.Y, ifadesinde, 30 Aralık'ta yurt dışına çıkmak üzere havalimanında bulunduğu esnada kaza haberini aldığını ve olay yerine geçtiğini kaydetti.
İfadesinde kazanın nasıl gerçekleştiğine dair bilgisinin olmadığını belirten E.Y, kendisini şöyle savundu:
"Kaza sırasında şantiye alanında değildim. Daha sonrasında bana haber vermelerinden dolayı acil olarak olay yerine geldim. Ancak kazanın olmasına sebebiyet veren kule vinç başka bir taşeron firmaya ait. Vincin kurulumu, bakımları ve çalışanları üzerinden aramızda sözleşme yaptık. Vinci kuran, yöneten ve kullanan kişiler o firmaya aittir. Firmanın bana ait olan bir çivi, vida dahi takma hakkı yoktur. Bakımı, kurulumu, kulenin yükseltilmesi, alçaltılması firmanın sorumluluğundadır. Firmamıza ait şantiye alanında böyle bir olayın gerçekleşmesinden dolayı üzgünüm. Ben şantiye alanında kendi sorumluluğuma ait her türlü güvenlik önlemini aldırıyorum."
"Mesai saatleri içerisinde konteynerlere girilmemesi gerektiğini bildirdim"
İş sağlığı ve güvenliği uzmanı F.K.A. da kazanın meydana geldiği firmada "kısmi olarak" güvenlik uzmanı görevinde bulunduğunu öne sürdü.
Geçen yıl haziranda göreve başladığını anlatan F.K.A, "İşe başladığımdan itibaren çalışanlara gerekli yasal eğitimleri, bilgilendirmeleri yapıyoruz ve çalışma sahası içerisinde gerekli önlemleri alıyoruz. Bahse konu kule vincin parçalarının üzerine düştüğü konteynerler ben çalışmadan önce sahada vardı. Ben de buna bir çözüm olarak mesai saatleri içerisinde konteynerlere kimsenin girmemesi gerektiğini bildirdim. Mesai bitimi kule vincin operatörü aşağı indiği anda girmek serbestti. Ben şantiye alanında olmadığım sırada vincin devrildiğini bana bildirdiler. Ben de hemen inşaat alanına geçtim" ifadelerini kullandı.
"Konteynerlere başka yer bulunamadı"
M.Y. de ifadesinde, firmada 3 yıldır mimar olarak çalıştığını aynı zamanda şantiye şefi olarak görev yaptığını aktardı.
Kazanın olduğu alandaki inşaatına yaklaşık 3,5 yıl önce başlandığını belirten M.Y, şunları kaydetti:
"Şantiye alanında işlerin yürümesi için işleri verdiğimiz taşeron firmalar var. Bunlardan biride kule vinçten sorumlu taşeron firmadır. Olayın sebep olduğu kule vinç bu firmaya aittir. Kule vinçle ilgili bizim herhangi bir sorumluluğumuz yoktur. Şantiye alanı içerisinde bulunan taşeron firmada çalışanlar ve bizim şirketimize ait çalışanların istirahat etmesi için getirtilen konteynerler şantiyenin ilk başlanıldığı zaman yerine kondu. Kule vinç daha sonrasında şantiye alanına kuruldu. Şantiye alanı dar olduğu için konteynerlere başkaca yer bulunamadı. Şantiyede çalışma ve puantaj saatleri sabah 08.00 ile 17.00 arasındadır. O gün bana ya da iş yerinden kimsenin haberi olmadan, bize bir bilgi verilmeden kule vinçte yükseltilme işlemi gerçekleştirilmiş."
Olayın olduğu sıralarda mesainin bittiğini ve şantiye alanında bulunmadığını ifade eden M.Y. ifadesini şöyle tamamladı:
"Daha sonrasında beni arayarak kaza olduğunu vincin devrildiğini söylediler. Ben de hemen şantiye alanına döndüm. Kule ile ilgili olarak olayın sonrasında avukatımın ulaştığı bir videoda vincin yükseltilmesinde çalışanların herhangi bir güvenlik önlemi almadıklarını, kulenin dengesini sağlamak için kullanılan gerekli ağırlıkların, kulenin demirinde takılı olması gereken ağırlıkların takılmadığı ve dengelenmediğini gördüm. Benim ve bize ait firmanın olayda herhangi bir sorumluluğu yoktur. Benim alanımda kalan bölümlerde ben iş güvenliğimi sağlıyorum. Şantiyemizde böyle bir olay yaşanmasından dolayı çok üzgünüm."
Şüphelilerden 3'ü asli, 1'i tali kusurlu
Raporun sonuç ve kanaat bölümünde, şüphelilerden inşaat firması ortaklarından E.Y, kule vinç firması sahibi İ.K, şantiye şefi M.Y. "asli kusurlu", iş güvenliği uzmanı F.K.A. "tali kusurlu" olduğu kanaatine varıldığı belirtildi.
Ne olmuştu?
Kamil Tunca Caddesi'nde yapımı süren 32 katlı bir rezidans inşaatında kurulu vinç, 30 Aralık'ta akşam saatlerinde 19. kat seviyesinde kırılarak yıkılmış, vinç parçaları işçilerin kaldığı iki katlı konteynerin üzerine düşmüştü. Vinçteki 2 kişi ile konteynerdeki 4 kişi yaşamını yitirmiş, konteynerdeki işçilerden 2'si yaralanmıştı.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında inşaat firması ortaklarından E.Y, şantiye şefi M.Y, iş güvenliği uzmanı F.K.A. ve vinç firması sahibi İ.K. tutuklanmıştı.