İstanbul’da, bebeklerin ölümüne yol açan ve yenidoğan çetesi olarak bilinen suç örgütü davası sekizinci gününe girdi. Çete üyeleri, bebekleri kendi anlaşmalı hastanelerine sevk ederek yüksek kazanç elde etmiş ve sağlık hizmeti alması gereken bebeklerin uygun merkezlere sevk edilmesini engellemişti. 47 sanığın yargılandığı davada, tutuklu sanıkların savunmalarının tamamlanmasının ardından bugün, tutuksuz sanıkların savunmaları alınıyor.
Yenidoğan hemşiresi Ceren Hatice Kırım savunma yaptı
Duruşmada ilk olarak tutuksuz sanık hemşire Ceren Hatice Kırım savunmasını yaptı. 12 yıllık yenidoğan hemşiresi olan Kırım, olaylar medyaya yansıdıktan sonra işten çıkarıldığını söyledi. Ayrıca, bir telefon görüşmesinde hastaneye yapılan denetimin farklı olduğunu belirterek, "Çok denetim gördüm, ama bu kez yapılan denetim çok detaylıydı" dedi. Bu savunmanın ardından, Kırım’ın Fırat Sarı ile ilişkisini sorgulayan savcı, ona telefon hattı çıkarma ve parasal işlemlerle ilgili sorular yöneltti. Ceren Hatice Kırım, “Fırat Sarı ile samimiyetim yoktu, ama mecburiyet nedeniyle numarayı verdim” diyerek suçlamaları reddetti.
Çetenin usulsüz işlemleri ve bebek ölümleri
İstanbul’daki yenidoğan çetesi üyelerinin gerçekleştirdiği usulsüz işlemler, bebek ölümleriyle sonuçlandı. İddianamede, çetenin, hastaların durumunu yanlış beyan ederek SGK'dan haksız ödeme aldığı ve bazı bebekleri sağlık merkezlerine uygun şekilde sevk etmeyerek hayatlarını kaybetmelerine yol açtığı belirtiliyor. Ayrıca, yeni doğan yoğun bakım ünitelerindeki aşırı kalabalık nedeniyle bebeklerin enfeksiyon kapma riski arttı. Bazı hastalar ise gerekli tedavi ve ilaçlardan mahrum bırakıldıkları için hayati tehlike yaşadı.
Sağlık çalışanlarının da içinde olduğu suç örgütü
İddianamede, suç örgütünün lideri Fırat Sarı ve yardımcıları İlker Gönen ile Gıyasettin Mert Özdemir'in yanı sıra, örgüt üyelerinin çoğunun sağlık çalışanı olduğu vurgulanıyor. Sağlık çalışanları, kazanç sağlamak amacıyla, hastaların durumlarını farklı şekilde gösteren raporlar hazırlayarak SGK’ya haksız fatura göndermiştir. Ayrıca, bebeklerin intübasyon durumunu, gerçekte uygulanmayan tedavi yöntemlerini raporlarda belirtilerek daha uzun süre hastanede kalmalarını sağlamışlardır.
Çetenin sağlık hizmetini sağlamak için gerekli olan tıbbi standartları ihlal ettiği, bebeklerin durumunu daha da kötüleştiren ve ölümle sonuçlanan uygulamalar yaptığı belirtildi. İddianamede, hastaların gereksiz yere yoğun bakımlarda tutulduğu, bunun sonucunda bebeklerin kilo kaybı yaşadığı, beslenme bozukluğu ve hayati riskler yaşadığı ifade ediliyor.
Sağlık Bakanlığı müfettişlerinin tespiti
Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından yapılan incelemede, bebek ölümleri ile ilgili olarak tıbbi ihmal, erken teşhis ve tedavi eksiklikleri gibi ciddi bulgular ortaya çıktı. Uzmanlar, söz konusu hastanelerde gerekli tedavi sürecinin işletilmediğini, yeni doğan bebeklere yeterli bakımın yapılmadığını ve bazı ilaçların verilmediğini raporluyor. Müfettişler, ayrıca hastalara pasif ötenazi uygulandığını ve bebeklerin hayat haklarının ihlal edildiğini belirttiler.
İddianamede sanıklar için hapis cezaları talep ediliyor
İddianamede, sanıkların kasten öldürme, nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik gibi suçlardan cezalandırılmaları talep ediliyor. Sanıkların, bebeklerin ölümüne sebep olan ihmallerinin ardından, toplamda 177 yıl 6 aydan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası istemiyle yargılanmaları bekleniyor.