İstanbul ve çevre illerde yenidoğan bebekleri özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek, haksız kazanç sağlayan ve kusurlu davranışlarda bulunarak ölümlerine neden olan Fırat Sarı ve İlker Gönen'in aralarında bulunduğu 22'si tutuklu 47 sanığın yargılandığı davanın beşinci duruşmasında sanık Doktor İlker Gönen dahil 3 kişinin daha savunması alınmıştı.
HAKİM KARŞISINA ÇIKTI
Mahkeme alınan savunmaların ardından duruşmayı örgüt lideri Fırat Sarı'nın savunması alınmak üzere bugün saat 10:00'a ertelemişti. 'Çete lideri' Sarı'nın ifadesi alınmaya başlandı. Sarı'nın mahkeme salonuna mavi ve yeşil kareli bir kışlık gömlekle geldiği belirtildi.
Hakkında 582 yıla kadar hapis cezası istenen Fırat Sarı'nın savunmasına 'her şeyi anlatmak istiyorum' sözleriyle başladığı kaydedildi. Sarı'nın ifadeleri şu şekilde;
"HER ŞEYİ ANLATMAK İSTİYORUM"
"Buraya gelmek çok istedim ama hayata dair pek umudum kalmadı. Hayattan bir beklentim yok artık her şeyi anlatmak istiyorum.
Üniversitede bir yürüyüşe katıldım, bu nedenle 4-5 yıl cezaevinde örgüt üyeliğinden yattım. 16-17 yaşlarında çocukların ölüm orucu yaptığı dönemde bulundum. Örgütü benim kadar iyi kimse bilemez. Daha sonra ayrıştım ve güvenlik güçleriyle görüşmeye başladım. FETÖ dönemine kadar devletle bağlantım vardı.
"BEN BİR HİÇ KALDIM"
İnsanı varlık yapan ne kadar değer varsa hepsi üzerimden alındı. Ben bir hiç kaldım.
Zorunlu hizmetimi Esenyurt Devlet Hastanesi'nde yaptım. Esenyurt, İstanbul’un en büyük ilçesi. Esenyurt, İstanbul’un en büyük ilçesi. Orada çok fazla tıp merkezi var. Halkın sosyoekonomik seviyesi düşüktür. Mesela bir gebe, sadece doğum yapacağı zaman, suyu geldiğinde en yakın tıp merkezine gider. Doğum yapan bir annenin bebeğinin ne durumda olacağını kestiremezsiniz. Bebek kötü olunca da bir an önce sevk etmek isterler.
"BİZDEN SONRA ÖLÜM ORANLARI ARTACAK"
Bir raporla ateşe atıldık. O hastanelerde çalışan binlerce insan işsiz kaldı. Sağlık sistemi sekteye uğradı. Sağlık Bakanlığı ekipleri buradaysa, bizden önce Esenyurt, Beylikdüzü ve Avcılar’daki ölüm oranlarını karşılaştırsınlar. Ben ölüm oranlarının artacağını düşünüyorum.
Yaklaşık 1 aydır haber izlemiyorum. Haber sesi bile benim için bir travma oldu. Artık kendimi insan olarak görmüyorum.
Hayatta tek kurduğum ilişki sevgi ilişkisidir.
CİMER'e ilk şikayet hakkında konuşan Fırat Sarı:
"CİMER şikayeti yapanı da evladım gibi yanımda taşırdım. Şikayeti yaptıktan sonra da Duygu Hastanesi'nde çalışmaya devam etti. Deniz Korkmaz, Deniz Gezmiş parkası giyerdi, hastane molalarında Mao okurdu. Deniz Korkmaz, 'Aziz milletim' diyerek şikayetini yapmış. Ama Deniz böyle bir şey bilmez, o aşırı solcudur. Vatan emniyet ile ilişkisi olduğunu düşünüyorum, Deniz vatan millet kaygısı taşımaz." dediği belirtildi.
CİMER'e şikayeti yapan kişi olduğunu söylediği hemşire için 'korktuklarını' söyleyen Sarı, "Hemşire (erkek) Deniz Korkmaz’ın bunu siyasi bir eylem olarak yaptığını düşünüyorum. Başka türlü açıklayamıyorum. Biz bu çocuğu örgütten ayrı tutalım diye nasihat ederdik, ya dağa gidecek falan diye korkardık." dedi.
Fırat Sarı mahkeme başkanına yönelik konuşmasında, "Hasan Basri Gök (hemşire) ve Hakan Doğukan Taşçı (hemşire), İlker Gönen (doktor) ile aramı bozan kişilerdir. Bu iki çocuk beni sistematik olarak zehirledi." diyerek hemşireleri suçladı. Hasan Basri Gök'ün tape konuşmalarının sorulduğu Sarı, "Hasan Basri Gök, çok ciddiye alınan bir insan değil. Herkesle çok konuşur, kimse de konuşmalarını ciddiye almaz. ('Basamakları çek' konuşması) Renginar hemşire, onun dediğini yapacak biri değil. Kendisi çok iyi bir hemşiredir." dedi.
Sarı ifadesine şöyle devam etti;
"Hastane yönetimlerinin beni sıkıştırdığı nokta, hasta sayısının artırılması yönündeydi. Onlar, tıbbi konuları düşünmeyen yöneticiler. Bana sürekli 'Hasta bul' derlerdi."