İzmir’in merkezindeki Konak ilçesinde, ‘tenekeli’ olarak da ifade edilen Romanların yaşadığı eski adıyla Tepecik, güncel adıyla Yenişehir Mahallesi, ilgiyi ‘hıdrellez eğlenceleri’ ile çekiyor. O akşam kıyafetleri, atadan gelen enstrüman hakimiyetleri ve danslarıyla ortaya konulan renkli görüntüler, Roman mahallesini kentin ilgi odağı yapıyor. Siyasetçisi, gazetecisi, tanınmışı, tanınmamışı bu gecede yer kapıyor. Akşam üstünde başlayan ilgi, saatler gece yarısını biraz geçtikten sonra ise bitiyor, ta ki gelecek hıdrellez akşamına kadar mahalle de mahalleli de unutuluyor. Bu unutulmuşluğun sitemini “O gün geldiğinde telefonlarım susmuyor, insanlar buraya akın etmek istiyor. Ama yılın kalan 364 günü mahallemize kimse girmeye cesaret edemiyor" ifadesiyle anlatan Yenişehir’in muhtarı Süleyman Çatalbaş, ardından ekliyor “Kentin görülmeyen, hayalet insanları olmak istemiyoruz”.
Dokuz Eylül Gazetesi’ne konuşan muhtar Süleyman Çatalbaş, mahallesinin yıllardır olumsuz algılar nedeniyle büyük zorluklar yaşadığını, pek çok sorunla mücadele ettiğini ancak mahalleye yönelik korku ve önyargıların bu sorunların çözümü önünde en büyük engel olduğunu ifade etti.
Sorun yumağına dönüşmüş ekonomik ve sosyal sorunların tüm mahalle sakinlerini derinden etkilediğini aktaran Çatalbaş, çözüm için ilk adımın ise ‘olumsuz algı’nın ortadan kaldırılması olduğunun altını çizerek şunları kaydetti:
"İnsanlar mahallemize adım atmaya korkuyor. Bu durum, hizmet alımında ciddi engeller yaratıyor. Örneğin, elektrik, su gibi temel konularda yaşadığımız arızalarda dahi ekiplerin mahallemize gelmesi aylar sürebiliyor. Ancak yoğun uğraş sonucu bunların çözümü mümkün olabiliyor. Kargo teslimatları yapılamıyor. Bunun gibi pek çok konuda, kentin farklı bir yerinde rahatlıkla sağlanan hizmetlerde sorunla karşılaşıyoruz. Yenişehir Mahallesi, önyargılar nedeniyle yalnız bırakılmış bir mahalle. Algıları değiştirmek için çabalıyoruz ancak daha fazla desteğe ihtiyacımız var".
İşsizlik Mahalle Halkını Zorluyor
Mahalle sakinlerinin en büyük sorunlarının başında geçim sıkıntısı ve işsizlik geldiğini vurgulayan Muhtar Çatalbaş, Roman vatandaşların çoğunun ev temizliği, hammallık veya müzisyenlik gibi günlük işlerle geçimlerini sağlamaya çalıştığını söyledi. Mahalledeki işsizlik oranının oldukça yüksek olduğunu ifade eden Çatalbaş, “Biz istiyoruz ki, devlet büyüklerimiz ve belediyelerimiz mahallemize el uzatsın, mahallemiz kalkınsın. Toplumda Roman vatandaşlara yönelik yerleşmiş önyargılar, mahalledeki sorunları daha da karmaşık hale getiriyor. Romanlar hakkında ‘erken kalkmaz, çalışmaz, hırsızlık yapar’ gibi yanlış ve haksız etiketler yapıştırılıyor. Bu algıyı kırmak istiyoruz. Biz devletimize bağlıyız; tek isteğimiz, iş imkanlarının artırılması” dedi.
Gençlerimizi kurtaralım
Mahallenin önemli sorunlarından birinin de artan uyuşturucu kullanımı olduğunu dile getiren Çatalbaş, ekonomik sorunların da tetiklemesiyle bu kötü alışkanlığın giderek yayıldığını söyledi. “11-12 yaşındaki çocuklar bile uyuşturucu kullanıyor. Bu çok büyük bir sıkıntı" diyen Çatalbaş, "En büyük yaramız bu. Buna karşı bizim çabamız yeterli olmuyor. Bu konuda en büyük eksikliğimiz sağlıklı sosyal ortamlar oluşturamamak. Spora teşvik etmek de bunlardan biri; ama tek bir halı sahamız var, o da ne yazık ki kullanılamaz durumda. Çocuklarımız, ailelerimiz için buraya ilgi bekliyoruz. Belediye başkanımızdan da bu konuda söz aldık” dedi. Bağımlıların tedavisi konusunda ciddi eksikliklerin olduğunu da ifade eden Çatalbaş "Uyuşturucuya başlayan bir çocuğu hastaneye yatırmak istiyoruz ama bağımlının kendi isteğiyle başvurması şart koşuluyor. Bu çocuklar evlerini yakıyorlar, ailelerine şiddet uyguluyorlar; kendilerinde değiller ki tedaviye gönüllü olsunlar. Vasilik kararı gibi prosedürler aylarca sürüyor ve bu süreçte çocuk tamamen kaybediliyor. Buna da bir çözüm üretilmesi şart" açıklamasında bulundu.
Dededen toruna kentsel dönüşüm
Muhtar Çatalbaş, İzmir’in deprem kuşağında bulunduğunu ve yapı stok durumunun kötü olduğunu hatırlatarak kentsel dönüşüm beklentilerini de dile getirdi. “Evlerimiz genellikle 20-30 metrekare. Mahallede sokaklar çok dar, bir araba bile giremez. Bir yangın çıksa, ancak sokağın başından hortumla müdahale edilebilir. Kentsel dönüşüm yıllardır konuşuluyor ama hep sözde kalıyor. Babam 70 yaşında, küçüklüğünde buraların yıkılacağını, kentsel dönüşüme gireceğini anlatırdı. Şimdi ben aynı konuyu torunlarıma anlatıyorum. Ki bugün koşullar çok farklılaştı, ağırlaştı. Eğer güzel şartlar sunulursa insanlar kötü evlerde yaşamaya devam etmek istemez. Geçim sıkıntısı çeken, evine yiyecek götürmekte zorlanan insanlar için bu fırsat çok önemli. Hem geçim hem de yaşam kalitesi açısından iyileştirmeler yapılmalı" şeklinde konuştu.
Mahalledeki sorunların çözümü için yalnızca belediyeler ve devlet kurumlarından değil, toplumun genelinden de destek beklediklerini ifade eden Çatalbaş, mahalle sakinlerinin umudunu kaybetmemesi ve sorunlara birlikte çözüm bulunabilmesi için mücadeleye devam edeceğini belirtti.
Roman Kültür Merkezi
Muhtar Çatalbaş, mahalledeki bir diğer önemli projeye dikkat çekerek, “Burada bir Roman Kültür Merkezimiz var. İçinde müzikle ilgili çok sayıda bölüm bulunuyor; Devlet Konservatuarı, Güzel Sanatlar Lisesi, Eğitim Fakültesi ve Türk Musikisi Konservatuarı gibi. Bu tür eğitimler normalde çok pahalı ama sağ olsun belediye başkanımız, 3. sınıftan 12. sınıfa kadar olan tüm yetenekli çocuklarımıza ücretsiz hazırlık dersleri başlattı. Şu an kayıt yaptırma süreçleri devam ediyor. Umarım bu mahallemizdeki çocukların geleceğe umutla bakmalarını, kendilerini iyi yerlere götürmelerini sağlayacak bir kapı olur” dedi.
Birlik olursak başarırız
Muhtar Süleyman Çatalbaş, sorunların çözümünün Romanların birlik içinde hareket etmesiyle mümkün olabileceğini ifade ederek “Birlik olursak, taleplerimiz, beklentilerimiz basit işler. Ancak maalesef birliği sağlayamadık. Bu eksikliği gidermek için herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor,” dedi. Bu eksiklik nedeniyle temsilde noksan kaldıklarını kaydeden Çatalbaş, şöyle devam etti:
“Eğer birlik olursak, yerel ve genel yönetime de temsilci gönderebiliriz ve sorunlarımızı daha kolay aktarabiliriz. Tek gereken birlik olmamız. Kardeşlerime, abilerime, arkadaşlarıma sesleniyorum: Gelin, birlik olalım. Birlikten kuvvet doğar."