Vandenberg Uzay Üssü'nden fırlatılan IoT uydularıyla şirket, çıktığı yatırım turuyla da teknolojik kapasitesini artırmayı hedefliyor. Konuya ilişkin açıklama yapan Plan-S'in Yönetim Kurulu Başkanı Sami Aslanhan açıklamasında "İlk uydumuzu 2022 yılında gönderdik ve bu beş uyduda birçok şeyi öğrenip tecrübe ettik. Bugün artık ticari hizmet vereceğimiz dört Connecta IoT uydumuzu uzaydaki yörüngelerine yerleştirdik ve artık hizmet sunmaya hazırız" dedi.
Sami Aslanhan, “Henüz 3 yıllık bir şirket olmamıza rağmen, kısa sürede büyük başarılara imza attık. Fakat şunu kabul etmek gerekir ki uzay teknolojileri üzerine çalışmak yüksek maliyetli ve aynı zamanda uzun soluklu bir disiplin gerektiriyor. Şu anda 120 çalışanımız ve bu ekibin yüzde 70'i mühendislik ve teknoloji alanında çalışıyor. Ekibimiz, savunma, havacılık ve uzay alanlarında yüksek deneyime sahip mühendisler ile potansiyeli çok yüksek genç mühendislerden oluşuyor. Geliştirdiğimiz uyduların tasarım, üretim, test ve entegrasyon süreçlerinin tamamını kendi bünyemizde gerçekleştiriyoruz. Uzay görevlerine uygun çalışma alanlarımızla, üretim süreçlerinin neredeyse tamamını kurum içinde yönetiyoruz. Uzay ortamını simüle eden ve kritik uzay görevlerine uygun çalışmalar yürütebileceğimiz test cihazlarımız, laboratuvarlarımız ve temiz odalarımız bulunuyor. Bu altyapıyı kurmak ve yönetmek oldukça büyük tecrübe ve özveri istiyor" diye konuştu.
Çıktıkları yatırım turuna dair bilgiler aktaran Aslanhan, “400 milyon dolar değerleme üzerinden sermaye fonu turu başlattık. Türkiye ve yurt dışındaki kurumsal ve bireysel yatırımcılardan 40 milyon dolar yatırım toplamayı hedefliyoruz. Bu yatırımlar, Connecta IoT ve Observa takım uydularımızın genişletilmesi, çok yüksek çözünürlüklü görev yükleri geliştirme, uzaktan algılama ve 5G/6G karasal olmayan ağ teknolojileri için Ar-Ge çalışmalarının yanı sıra, IoT ve yeryüzü gözlem hizmetlerinde yurt dışı pazarlara açılmak için kullanılacak" ifadelerini kullandı.
Yakın gelecekte sayısı 200'den fazlaya ulaşacak olan Connecta IoT takım uydusunun bu ilk dört uydusu ile dünyanın herhangi bir yerine hizmet sağlayabileceklerini belirten Aslanhan “Düşük gecikmeyle haberleşme hizmeti sunacağız. 2025, 2026 ve 2027 yıllarındaki fırlatmalara ilişkin sözleşmelerin birçoğunu imzaladık. Bu dört uydunun ardından bu yılın Ekim ayında 4 uydu, akabinde 2025'in hemen başında ilave 4 uydu, sonra 8'li uydular ve 16'lı uydular gönderilmesini planladık" dedi.
ÖNCELİK TÜRKİYE VE TÜRK CUMHURİYETLERİ
İş planları hakkında da bilgi veren Aslanhan, “IoT haberleşme hizmetlerimizi öncelikli olarak Türkiye ve Türk Cumhuriyetlerinde başlatmayı planlıyoruz. Hemen ardından Körfez Bölgesi, Afrika, Asya Pasifik ve Avrupa ülkelerini de katarak hizmet ağımızı genişletmeyi hedefliyoruz. Yakında bu ülkelerde enerji, tarım, lojistik, madencilik, deniz taşımacılığı ve finans sektörlerine yönelik birçok farklı uygulamada hizmet vermeye başlayacağız. Kısa ve orta vadede IoT haberleşmesi alanındaki hizmetlerimize yeni teknolojileri de dahil etmeyi amaçlıyoruz. Bunun sonrasında hedefimiz, 5G/6G teknolojilerini uzaya taşımak ve Dünya'nın her yerine uydular üzerinden haberleşme hizmetleri sunmak olacak. Yer gözlem ve uzaktan algılama alanında da çok yüksek çözünürlüklü görev yüklerimiz ve takım uydumuzla birçok sektöre hizmet vermeyi ve uydu görüntülerini herkesin günlük hayatında kullanabileceği hale getirmeyi amaçlıyoruz" diye konuştu.
“DEVLET HİBE VE TEŞVİKLERLE BU ALANI DESTEKLEMELİ"
Sami Aslanhan, “Küresel uzay ekonomisinin 2035 yılında 1,8 trilyon dolar büyüklüğe ulaşması bekleniyor. Bu büyük pazarda rekabet de bir o kadar büyük ve acımasız. Çünkü uzay teknolojileri, yüksek giriş sermayelerine ihtiyaç duyulan bir alan. Bu sebeple yatırımcı firmalarımızdan gelen öz sermayeye ek olarak, sermaye turuna çıkmaya karar verdik. Elde edeceğimiz yeni yatırım, mevcut teknolojimizin hızlanması ve global pazarda daha büyük bir paya erişmemiz açısından büyük fayda sağlayacak" açıklamasını yaptı.
Aslanhan, “Teknolojiye dair çeşitli hibe ve destekler olsa da bu destekler uzay alanında oldukça sınırlı. Sektördeki diğer oyuncularla kıyasladığımızda, teknoloji, bilgi birikimi ve tecrübe açısından geride kaldığımızı düşünmüyoruz. Ancak, çalıştığımız sektörün hibe, teşvik ve yatırımlarla desteklenmesi gerekiyor. Amerika başta olmak üzere, Avrupa'daki sektör oyuncuları bu anlamda mevcut durumda bizden daha avantajlı konumda. Biz de bu treni kaçırmadan uzay sahnesinde söz sahibi olacak girişimleri desteklemeliyiz" ifadelerini kullandı.