9 EYLÜL- Zafer Partisi, düşürülen Türk SİHA'sı hakkında yazılı basın açıklaması yaptı. Yapılan basın açıklaması şöyle:
"Pazar günü İçişleri Bakanlığı nizamiyesinde meydana gelen saldırıların ardından, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Irak ve Suriye'de gerçekleştirdiği hava operasyonlarını yakından takip ediyoruz. Bu operasyonlar, uluslararası ilişkiler ve bölgesel güvenlik açısından büyük önem taşıyor.
ABD'nin Türk SİHA'sını Düşürdüğü İddiası
Dün akşam, Reuters haber ajansının yayınladığı bir haber, ABD'nin Suriye'de bir Türk SİHA'sını (Silahlı İnsansız Hava Aracı) düşürdüğü yönündeydi. Ancak Milli Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, düşürülen SİHA'nın Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait olmadığı belirtildi. Bu noktada, uluslararası medyada bu olayın nasıl yansıdığını ve gerçekliği konusunda soru işaretleri oluştu.
Suriye'deki Roketli Saldırı ve Görüşmeler
Aynı gece, Tel Rıfat yakınlarındaki Dabık bölgesinde bulunan bir askeri üsse yapılan PKK'ya ait roketli saldırı haberleri de medyada yer aldı. Bu saldırı sonucunda 8 güvenlik görevlisi yaralandı. Gelişmeleri takip ederken, Milli Savunma Bakanı'nın ABD Savunma Bakanı ile yaptığı görüşmeye dair bilgilendirmeler geldi. Görüşmede, bölgedeki gerginliği azaltma ve IŞİD'e karşı ortak mücadele gibi konular ele alındı.
Sorular ve Beklentiler
Ancak, bu noktada bazı sorular ve beklentiler ortaya çıkıyor:
- ABD gerçekten bir Türk SİHA'sını hedef alıp düşürdü mü?
- Reuters'in haberinde bahsedilen SİHA için tarafımızca yapılan uyarılar doğru mu?
- İki ülke arasında belirlenmiş olan "güvenlik protokollerine" neden uyulmadı?
- Eğer ABD bir SİHA'yı düşürdüyse, bu durum TSK'ya açık bir saldırı olarak kabul edilmeli midir?
- Bu olay, daha önce yaşanan "Muavenet Muhribinin Vurulması" veya "Süleymaniye'de Askerimizin Başına Çuval Geçirilmesi" gibi olaylardan daha vahim bir hadise midir?
- Türkiye, ABD'ye bu saldırıyı kınayan bir NOTA verme düşüncesi taşıyor mu?
- Hala resmi bir açıklama yapılmaması, soruların cevapsız kalmasına neden olur mu?
- Türkiye'nin sınırları, güvenlik ve ulusal egemenlik açısından ne kadar önemlidir?
Bu soruların yanıtları, Türkiye'nin uluslararası ilişkilerinde ve bölgesel güvenlik politikalarında nasıl bir yol izleyeceğini belirleyebilir. Özellikle sınırların güvence altına alınması, Türk milleti için son derece önemlidir ve bu konuda atılacak adımlar merakla beklenmektedir.