12 Eylül'ün baskıları sonucu yurtdışına çıkmak zorunda kalan halk müziği sanatçısı Ali Asker'in hayat hikayesi, zorluklarla dolu bir yolculuğun öyküsüdür. İşte Ali Asker'in biyografisi ve kariyerine dair detaylar.
Erken Yaşam ve Ailesi
Ali Asker, 1954 yılında Tunceli'nin Hozat ilçesinde, 12 çocuklu bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Halk müziğine olan ilgisi, küçük yaşlarda saz çalan babası ve türkü söyleyen annesi sayesinde gelişti. Ailesinden aldığı bu kültürel miras, onun sanatçı kimliğinin temelini oluşturdu.
Gençlik Yılları ve İlk Adımlar
1967 yılında ailesiyle birlikte Elazığ'a taşınan Ali Asker, burada babasının kahvehanesinde çalışmaya başladı. Aynı yıllarda Elazığ Halk Eğitim Merkezi'nde türkü söylemeye başladı ve bu süreçte ünlü halk ozanı Aşık Mahsuni ile birlikte Anadolu turnesine çıktı. Turne sonrasında Ankara'ya giden Ali Asker, burada ilk öğrenci yürüyüşlerine tanıklık etti ve bu yürüyüşler onun siyasi duruşunu şekillendirdi.
Siyasi Baskılar ve Zorunlu Göç
Siyasi görüşleri nedeniyle birçok kez gözaltına alınan ve kısa sürelerle cezaevinde yatan Ali Asker, 9 Eylül 1980'de serbest bırakıldı. Ancak 12 Eylül darbesinin hemen ardından baskılar artınca, sanatçı tekrar yakalandı ve 2,5 yıl cezaevinde kaldı. Bu dönemde, kardeşi Zeynel Abidin Ceylan, Ankara'da gördüğü işkence sonucu hayatını kaybetti.
Cezaevinden serbest bırakıldıktan sonra Ali Asker, 1984 yılında Almanya'ya gitmek zorunda kaldı. Almanya'da sürgün hayatı yaşayan sanatçı, müziğine burada da devam etti.
Özel Hayatı ve Albümleri
1987 yılında evlenen Ali Asker'in Şafak isimli bir kızı ve Doğuş adında bir oğlu bulunuyor. Kızı 16 yaşında, oğlu ise 5 yaşındadır.
Sanatçının, halk müziği severler tarafından büyük ilgi gören Zordur, Oy Dağlar, Sürgün, ve Bahçemsin adlı albümleri bulunmaktadır. Bu albümler, Ali Asker'in sürgün ve baskı dolu hayatının izlerini taşır.