Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi'nin eski binasının lakabı barakaydı. Biz kendimizi anlatırken “barakada okuduk” demekten gizli bir keyif alırdık. Şöhretli hocalarımız da bu durumdan şikayet etmezdi. Eğitimin binadan ibaret olmadığını yaşayarak öğreniyorduk. Bitişik binamız Tıp Fakültesi'ne aitti...Tıp öğrencileri kadavrada insan bedenleri üzerinde eğitim görürlerdi. İç içe olduğumuz için epey arkadaş edinmiştik. Lütfi'de bunlardan biriydi. Kayseriliydi... Sakin biriydi. Bazen oturur sohbet ederdik. Ailesi köyde yaşıyordu. Okulu bitirdiğinde o köyden, hatta çevre köylerden yetişen ilk doktor olacaktı. Sıkı çalışıyordu. Hatta bu nedenle kız arkadaşından bile ayrılmıştı. Çok üzgündü ama derslerini ihmal edemezdi. Hatta gezip tozamazdı. Çünkü ailesinden gelen para ancak okul hacamalarına yetiyordu. Devletten aldığı bursla da yeme içme masrafını karşılıyordu... Uzunca bir bayram tatili dönüşünde karşılaşmıştık. Kantinde çay içerken tatilde köyüne gitmediğini öğrendim. Nedeni belliydi. Gidecek yol parası yoktu. Eğer borç harç bulup gitse bu kez karnını doyurmakta zorlanacaktı... Ailesinin durumunu sorduğumda şöyle demişti;
“Reçberlik yapıyorlar. Kendi kendilerine yetiyorlar. Ama bir tıp fakültesi öğrencisinin masrafını karşılamak, İzmir'de okutmak onlara ağır geldi. Bana yaptıkları fedakarlığın farkındayım. Onların yüzünü kara çıkarmamak için elimden geleni yapıyorum.”
Sosyal hayatı ihmal etmesindeki neden de buydu zaten. Cerrah olmak isityordu. Bazen cerrahlığın önemini anlatır, ünlü cerrahlardan örnekler verirdi. Bu hikayelerin hepsinde kahraman doktor büyük bir ustalıkla ameliyat ettiği hastasının hayatını kurtarırdı. O da hayatlar kurtarmak için yola çıkmıştı ve hayat kurtaranları kendine örnek almıştı.
Doktorluk çok emek ve özveri istiyor.
Şimdi onlara gitsin diyenler... Sadece bir doktorun emeğini değil, ailesinin de varı yoğuyla ettiği mücadeleyi de yok sayıyor.
Zaten mesele doktor değil.
Zaten mesele eğitime, liyakata önem verme.
Yoksa hepimiz biliyoruz ki uzmanla yolun başındaki doktor aynı şey değil... Evet hastaneler boş kalmaz. Ama gidenlerin yeri doldurulur mu? işte orası soru işareti...