Türkiye ekonomisinin en kronik ve en derin yaralarından biri olan kayıt dışı ekonomiyle mücadelede, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'ten, toplumda şok etkisi yaratan, ezber bozan bir hamle geldi. Katıldığı bir televizyon programında, bazı meslek gruplarının resmi gelir beyanı rakamlarını tek tek açıklayan Şimşek, ortaya çıkan tabloyla adeta bir "vergi adaletsizliği" fotoğrafı çekti. Lüks semtlerde hizmet veren doktorların, büyük davalara bakan avukatların, ciroları milyonları bulan restoranların ve kuyumcuların beyan ettiği komik rakamlar, dürüstçe vergisini ödeyen milyonlarca ücretli çalışanın ve küçük esnafın vicdanını kanattı. Bakan Şimşek'in, bu rakamların bile "denetimlerle yükseltilmiş" hali olduğunu belirtmesi ve "kayıt dışılıkla mücadelede dozu daha da artıracağız" demesi, yeni ve çok daha sert bir denetim döneminin habercisi olarak yorumlandı.
Meslek meslek utanç tablosu mu?
Bakan Mehmet Şimşek'in açıkladığı 2024 yılına ilişkin ortalama aylık brüt gelir beyanı listesi, pek çok kişi için "inanılmaz" olarak nitelendirildi. Kamuoyunda yüksek gelirli olarak bilinen meslek gruplarının, asgari ücretin bile altında kalan beyanları, kayıt dışı ekonominin ne denli derinlere kök saldığını gözler önüne serdi. İşte Bakan Şimşek'in açıkladığı ve büyük tartışma yaratan o liste:
-
Aktör, aktris, dublör: 157.265 TL
-
Müzisyen, ses sanatçısı, sunucu: 136.900 TL
-
Eczacı: 66.236 TL
-
Özel hastanede çalışan doktor: 61.031 TL
-
Kuyumcu: 42.360 TL
-
Avukat: 33.641 TL
-
Restoranlar: 20.329 TL
-
Taksici: 12.961 TL
-
Büfeler: 11.529 TL
-
Bakkal/Market: 10.149 TL
-
Minibüsçü: 8.954 TL
-
Kadın kuaförü: 4.729 TL
-
Erkek kuaförü: 3.633 TL
Bu rakamlar, özellikle bazı meslek grupları için hayatın olağan akışıyla taban tabana zıt bir tablo ortaya koyuyor. Örneğin, büyük şehirlerde veya turistik bir bölgede, yüzlerce müşteriye hizmet veren ve aylık cirosu yüz binlerce lirayı bulan bir restoran işletmesinin aylık ortalama sadece 20 bin 329 lira brüt gelir beyan etmesi, akıllarda ciddi soru işaretleri bıraktı. Benzer şekilde, yüz binlerce liralık davalara bakan bir avukatın aylık 33 bin 641 lira, lüks bir semtte hizmet veren ve saç kesim ücreti binlerce lirayı bulabilen bir erkek kuaförünün ise sadece 3 bin 633 lira gelir beyan etmesi, sistemdeki çarpıklığın boyutunu gözler önüne serdi.
Şimşek'ten net mesaj: 'Dozu daha da artıracağız'
Rakamları açıkladıktan sonra bir değerlendirme yapan Bakan Mehmet Şimşek, bu tablonun kabul edilemez olduğunu net bir dille ifade etti. "Bu bahsettiğim rakamları özellikle büyük şehirlerde, turistik bölgelerde düşünün. Bir restoran bir ay boyunca çalışacak ve brüt gelir beyanı aylık ortalama 20 bin 329 lira olacak. Dolayısıyla biz kayıt dışılıkla mücadelede dozu daha da artıracağız," diyen Şimşek, önümüzdeki dönemde denetimlerin çok daha sıkı ve kapsamlı olacağının altını çizdi.
Bakan'ın en dikkat çekici ifadelerinden biri ise, "Üstelik bu rakamlar, yaptığımız denetimlerle yükselmiş olmasına rağmen tablo halen bu şekilde. 2023'te bu rakamlar çok daha sembolikti" sözleri oldu. Bu ifade, mevcut durumun bile bir "iyileşme" olduğunu, önceki yıllarda durumun çok daha vahim olduğunu ortaya koydu. Bu da, kayıt dışı ekonominin yapısal bir sorun haline geldiğini ve çözümü için radikal adımlar atılmasının kaçınılmaz olduğunu kanıtladı. Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın "dozu artırma" kararlılığı, vergi kaçıranlar için zor günlerin kapıda olduğunun en net işareti olarak kabul ediliyor.
Vergi adaletinde yeni silah: Yapay zeka denetimi
Peki, Bakanlık bu devasa kayıt dışı ağ ile nasıl mücadele edecek? Bakan Şimşek, bu mücadelede en büyük kozlarının teknoloji ve yapay zeka olacağını açıkladı. Geleneksel denetim yöntemlerinin yetersiz kaldığı bu karmaşık yapıya karşı, teknolojinin tüm imkanlarını seferber edeceklerini belirten Şimşek, Gelir İdaresi Başkanlığı'nın bu doğrultuda yeniden yapılandırılacağını söyledi.
Bu yeni dönemde, yapay zeka algoritmaları, farklı kurumlardan gelen milyonlarca veriyi (banka hesap hareketleri, tapu kayıtları, araç tescilleri, kredi kartı harcamaları, sosyal medya paylaşımları vb.) anlık olarak çapraz kontrole tabi tutacak. Örneğin, aylık 3 bin lira gelir beyan eden bir kuaförün, lüks bir otomobil alması veya yurt dışı tatillerine gitmesi, yapay zeka tarafından anında bir "risk sinyali" olarak algılanacak ve bu kişi vergi incelemesi için işaretlenecek. Benzer şekilde, beyan edilen gelir ile banka hesabına yatan paralar veya kredi kartı harcamaları arasındaki büyük tutarsızlıklar, artık denetimden kaçamayacak. Bu teknolojik devrim, denetim süreçlerini daha etkin, daha hızlı ve daha adil hale getirerek, vergi kaçırmayı neredeyse imkansız kılmayı hedefliyor.
Milyonluk kazançlar, asgari ücret altı beyanlar
Bakan Şimşek'in açıkladığı rakamlar, sadece bir vergi meselesi değil, aynı zamanda derin bir toplumsal adalet ve ahlak sorununu da gözler önüne seriyor. Maaşı daha eline geçmeden vergisi kesilen milyonlarca işçi, memur ve emekli, lüks bir yaşam süren bazı serbest meslek sahiplerinin, kendilerinden bile daha az gelir beyan ettiğini görmenin yarattığı hayal kırıklığını ve öfkeyi yaşıyor. Bu durum, toplumun devlete ve adalet sistemine olan güvenini temelden sarsıyor.
Kayıt dışı ekonominin büyüklüğü, aynı zamanda kamu hizmetlerinin kalitesini de doğrudan etkiliyor. Toplanamayan vergiler, okullara, hastanelere, yollara, köprülere ve sosyal yardımlara harcanması gereken milyarlarca liralık kaynağın heba olması anlamına geliyor. Dürüst bir şekilde vergisini ödeyen vatandaşlar, hem kendi yükümlülüklerini yerine getiriyor hem de vergi kaçıranların yarattığı kamu açığını dolaylı olarak finanse etmek zorunda kalıyor. Bu "haksız rekabet" ortamı, dürüst esnafın ve işletmenin de ayakta kalmasını zorlaştırıyor. Bu nedenle, kayıt dışı ile mücadele, sadece bir bütçe meselesi değil, aynı zamanda toplumsal barışı ve ekonomik istikrarı sağlamanın da ön koşulu olarak görülüyor.
Peki şimdi ne olacak? Denetimler kapıda
Bakan Mehmet Şimşek'in bu açıklamaları, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın kayıt dışı ekonomiyle mücadeleyi en öncelikli gündem maddesi haline getirdiğini net bir şekilde gösteriyor. Önümüzdeki günlerde, özellikle gelir beyanları ile yaşam standartları arasında bariz bir uçurum olan meslek gruplarına yönelik olarak ülke genelinde geniş çaplı denetim operasyonlarının başlaması bekleniyor. Vergi müfettişlerinin, riskli olarak işaretlenen binlerce mükellefin kapısını çalması, hesap defterlerini ve banka kayıtlarını didik didik etmesi sürpriz olmayacak. Tespit edilecek usulsüzlükler için ise sadece vergi cezaları değil, aynı zamanda usulsüz fatura düzenleme gibi suçlar için adli süreçlerin de işletilebileceği belirtiliyor. Hükümetin bu kararlı duruşu, Türkiye'de vergiye gönüllü uyum konusunda yeni bir sayfa açma potansiyeli taşıyor. Ancak bu savaşın ne kadar başarılı olacağı, denetimlerin sürekliliğine, yaptırımların caydırıcılığına ve en önemlisi de toplumsal farkındalığın artırılmasına bağlı olacak.