İZBAN’da neredeyse bir aydır süren grev ve ardından gündeme gelen İzmir Metro ve tramvay işletmelerindeki grev hazırlığı; her iki kurumda da üst yönetici konumunda olan Sönmez Alev’in istifa kararı ve yıllık izne çıkması ile farklı bir seviyeye taşındı.
Peki, bu noktaya nasıl gelindi? Önce Başkan Kocaoğlu’nun İzmir Metro’yu ziyaret edip bir grup çalışanla yaptığı toplantıya gidelim. Sendika temsilcilerinin de olduğu toplantı tüm çalışanlar için sürprizdi, apar topar yemekhane hazırlandı, Başkan Kocaoğlu teklifini yaptı; sendika ve çalışanlara ‘Ben içeride sonucu bekliyorum’ deyip toplantı odasına geçti. İşçiler ile sendika temsilcileri bir saati aşkın görüştü ama oranın farklı maaş gruplarına nasıl dağıtılacağı konusu sorundu, sonuçta sendika temsilcisi Başkan Kocaoğlu’nun beklediği odaya geldi ve teklifin kabul edilmediğini bildirdi.
O andan itibaren Kocaoğlu’nun öfkesi koridorlara taştı, Gül Şener bu öfkeyi ‘iş hayatımda değil, tüm hayatım boyunca böyle azarlanmadım’ diye anlatacaktı. Öfkeden, sendika temsilcisi de nasibini fazlasıyla aldı ama asıl hedef Genel Müdür Sönmez Alev ‘di. Yaptığı teklifle muhtemelen çalışanların desteğini alacağını, hatta önerinin alkışlarla karşılanacağını bekleyen Başkan, işçilerin tavrı karşısında şok olmuştu. Üst yöneticilerin, çalışanlar üzerinde hiç mi karşılığı, hatırı, saygısı, sevgisi yoktu? Yöneticilik becerisi ve yeteneği, normal zamanda değil, kriz dönemlerinde anlaşılırdı!.. ‘Beni rezil ettiniz, küçük düşürdünüz’ diye bağırarak arabasına atladı ve çekip gitti.
Ertesi gün, Gül Şener, Genel Müdür Alev ve bir grup çalışan oranın farklı maaş gruplarına dağılımı için bir çalışma daha yaptı, ara yöneticilere ‘gidin bunu personelinizi anlatın’ dendi!.. Sendikanın etkisi altındaki çalışanlar bunu da kabul etmedi. Başkan ‘ya çözün ya istifa edin’ resti çekmişti ve son hamle de başarısızdı.
Cuma akşamı Genel Müdür, ara yöneticileri ve bir grup eski çalışanı yine sürpriz bir şekilde toplantıya çağırdı, elindeki yazılı metni okuyarak İZBAN ve İzmir Metro’daki görevlerinden istifa ettiğini; yıllık izne çıktığını bildirdi.
Her ne kadar sendikanın grev kararlarında ‘siyasi davrandığı’ düşüncesi kamuoyunda genel kabul görse de sürecin üst yönetim tarafından iyi yönetilemediği yargısı Genel Müdürü (en azından şimdiki durumda) koltuğundan etti.
Bundan sonra ne olur? İzban grevi hemen sonuçlanır, İzmir Metro’da anlaşma sağlanırsa ‘yıllık izin’den geri dönüş olabilir ama artık ilişkiler Başkan Kocaoğlu ile asla aynı olmaz. Yeni gelecek Başkan ile nasıl olacağını ise bu yaşananlar etkileyecektir.
Sonuç olarak, üst yöneticilerin çalışanlarla sıcak, samimi, dostane, içten ilişki içinde olması, kendisini sevdirmesi, korkuyla değil, saygıyla yaklaşılan kişiler olması; kriz zamanlarını yönetmede büyük kolaylık sağlar; bunu da unutmamak lazım.