‘Efsane Kasım’ mottosuyla yeni bir alışveriş çılgınlığımız var. İndirimli ürünleri ya da indirimli olduğunu sandığımız ürünleri çatır çatır alıyoruz. Bir e-ticaret sitesi bu yıl geçen yıla göre 3 katı satış yaptıklarını açıkladı. Yani milyarlarca lira para harcadık. Peki var mı o kadar paramız?

Türkiye’de resmi rakamlara, istatistiklere, yaptığımız haberlere, okuduklarımıza ve duyduklarımıza bakınca oldukça fakir bir durumdayız değil mi? Çoğumuz belli maaşlarla çalışan, ay sonunu getirmeye çalışan insanlarız. Ama kafamızı kaldırıp baktığımızda etrafımızda iştahla gökyüzünü yemeye çalışan gökdelen inşaatlarını görüyoruz. Mesela kendi adıma benim hiçbir yakınım 20-30 milyon lira verip o evlerden birini alamaz. Onların yakınları da alamaz. Eminim çoğunuz için böyledir ama o gökdelenler her gün daha bir iştahla gökyüzüne ulaşmaya çalışmıyor mu?

Daha küçük bir pencereden bakalım. Ortalama bir araba oldu 2-3 milyon lira. Kimse de para yok ama araba almak istersen sıraya giriyorsun. Peki hedefi çok daha küçültelim. İzmir’in kordonunda ya da Bostanlı’da hatta tüm deniz kenarı yerlerinde boş balık restoranı gördünüz mü? Eee ne oldu bu rakamlar, istatistikler, haberler?

Demek ki ortada bir para var ama resmi değil yani kayıt dışı. Böyle düşününce taşlar yerine biraz daha oturuyor sanki. Yani Devlet bir şekilde hepimizi ekstra para kazanmaya zorluyor. En masumundan başlayalım. Kimi köyünden peynir, zeytin getiriyor işyerindeki arkadaşlarına satıyor. Kimi al-sat yapıyor ya da evde yaptığı ürünlerden para kazanmaya çalışıyor. Kimileri iş üstüne iş yapmaya çalışıyor. vesaire vesaire...

Ama bu ortada dönen para öyle böyle bir para değil. Son olarak gösteriş meraklısı fenomenleri gördük. Günlük masrafları bizim aylık gelirimizden çok. Bizler de zannettik ki meşhur olduğu için para kazanıyorlar ama tam tersiymiş. Meğerse kazandıkları para sayesinde meşhur olmuşlar.

Peki Nereden geliyor bu para?

Hadi biraz da onu düşünelim. Türkiye’de kumarhaneler yasak ama herkes elindeki telefondan kumar oynuyor. Son yıllarda hapse giren her kişi kumar oynatıcı olarak hapisten çıkıyor. Neredeyse her mahallede bahis oynatıcılardan bir ağ kurulmuş durumda. Türkiye’de kaçak içki, sigara yasak ama her köşe başında bir tütüncü herkesin kaçak alkol satın aldığı birileri var ve tabi ki bu işin kaçakçılığı da var. İçki ve sigaradaki vergiler yüzünden gençler uyuşturucuya düşmüş her mahallede torbacılar var. E tabi bunların tedarikçileri de var. Kadın ticareti desen, seçenek seçenek, katalog katalog var. Dolandırıcılık almış başını gitmiş, memlekette dolandırılmayan kalmamış zaten. Vergi kaçakçılığımı? En sevilen ata sporumuz. Kısacası say say bitmez. O yüzden bu evleri, bu arabaları kim alıyor? diye kendinizi boşuna üzmeyin. Biz girelim bir alışveriş sitesine  fırsatları kaçırmadan yapalım alışverişimizi, böldürelim kredi kartlarına…