Nobel ödüllü Türk-Amerikan ekonomist Daron Acemoğlu, dijital dünyanın en büyük aktörlerinden Google'ın çevrimiçi haber ekosistemi üzerindeki hakimiyetine karşı sert eleştirilerde bulundu. Massachusetts Institute of Technology'de (MIT) görev yapan ünlü ekonomist, Financial Times'ta yayımladığı makalesinde, internet devinin 876 milyar dolarlık dijital reklam ekosistemini tekelci bir şekilde kontrol etmesinin, bağımsız haber kuruluşlarını finansal çöküşe sürüklediğini vurguladı.
Medyanın ekonomik çöküşü ve demokrasi krizi
Acemoğlu'na göre bu durum sadece medya sektöründe değil, toplumun genelinde de bilgiye erişim, ifade özgürlüğü ve sağlıklı bir kamuoyunun oluşması açısından ciddi tahribatlar yaratıyor. Ünlü ekonomist, "Sosyal medya daha zehirli hale geldikçe ve aşırılık yanlıları tarafından silah haline getirildikçe, güvenilir haberler yok olmaya devam ediyor" ifadelerini kullanarak, reklam gelirine bağımlı hale gelen haber kurumlarının, Google'ın belirlediği şartlarda rekabet etmeye mecbur kaldığına dikkat çekti.
Acemoğlu, teknoloji devlerinin yarattığı bu ortamın demokratik toplumun temellerini aşındırdığını savunuyor. "Dijital tekeller bilgiye erişimimizi, fikirlerimizi ve ekonomik sistemimizi kendi çıkarları doğrultusunda şekillendiriyor" diyen ünlü ekonomist, bu durumun toplumsal kutuplaşmayı artırdığını ve sağlıklı bir demokratik tartışma ortamını imkansız hale getirdiğini belirtti.
"Bu bir banka borsayı yönetse kabul edilir miydi?"
Makalesinde çarpıcı bir benzetmeye yer veren Acemoğlu, eski bir Google yöneticisinin sözlerini aktardı: "Google'ın reklamcılıktaki hakimiyeti, Citibank ya da Goldman Sachs'ın New York Borsası'na sahip olmasına benziyor. Bu, başka herhangi bir sektörde kesinlikle kabul edilemezdi." Bu benzetme, dijital ekonomideki tekelleşmenin boyutlarını gözler önüne sererken, teknoloji devlerinin diğer sektörlere uygulanan rekabet kurallarından nasıl muaf tutulduğunu da ortaya koyuyor.
MIT'li ekonomist, bu tekelleşmenin sonucunda medya kuruluşlarının içerik kalitesinden ödün vermek zorunda kaldığını, tıklanma odaklı ve sansasyonel haberciliğe yöneldiğini de söyledi. "Gazeteciliğin kalitesi düşerken, dezinformasyon ve yanlış bilgilerin yayılması hızlanıyor" değerlendirmesinde bulunan Acemoğlu, bunun uzun vadede toplumsal gerçeklikle ilgili ortak bir anlayışın kaybolmasına yol açtığını vurguladı.
Çözüm önerisi: Yüzde 50 dijital reklam vergisi
Acemoğlu, makalede sadece sorunları ortaya koymakla kalmayıp somut çözüm önerileri de sundu. MIT'ten meslektaşı Simon Johnson ile birlikte geliştirdiği öneriyi paylaşan ekonomist, yıllık 500 milyon doların üzerinde dijital reklam geliri elde eden şirketlerden yüzde 50 oranında vergi alınmasını savundu.
"Bu vergilendirme, hem tekelleşmenin önüne geçecek hem de elde edilen gelirlerle bağımsız medya kuruluşlarını ve kamusal dijital alanları destekleyecek bir fon oluşturulmasını sağlayacak" diyen Acemoğlu, böylece internet ekonomisinde daha adil bir rekabet ortamının yaratılabileceğini belirtti.
Avrupa öncülük ediyor, Amerika takip ediyor
Makalesinde dünyadaki mevcut düzenlemelere de değinen Acemoğlu, Avrupa Birliği'nin Dijital Piyasalar Yasası ve Dijital Hizmetler Yasası ile önemli adımlar attığını hatırlattı. Buna paralel olarak ABD'de de antitröst uygulamalarına hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçilerden destek geldiğini belirten ekonomist, bu konuda iki partili bir uzlaşının oluşmaya başladığına işaret etti.
Acemoğlu makalede, "Silikon Vadisi çok uzun zamandır internetin kurallarını dikte ediyor, rekabet azalırken ve eşitsizlik artarken piyasaları kendi çıkarlarına hizmet edecek şekilde şekillendiriyor" sözleriyle teknoloji devlerinin gücünü sınırlandırmanın önemine değindi.
"Avrupa harekete geçmeli, demokratik kurumlar söz sahibi olmalı"
Yazısının sonunda Avrupa'yı daha kararlı adımlar atmaya çağıran Acemoğlu, "Avrupa, Google'ın reklam tekelini kırmak üzere harekete geçerek dijital geleceğimizi tekellerin değil demokratik kurumların şekillendirmesi gerektiğini gösterebilir" ifadelerini kullandı.
Dijital teknoloji alanında dünyanın önde gelen düşünürlerinden biri olarak kabul edilen Acemoğlu'nun bu çıkışı, özellikle "Ulusların Düşüşü" ve "Dar Koridor" gibi kitaplarında ele aldığı güçlü kurumların demokrasi için önemi tezinin bir devamı niteliğinde görülüyor. MIT ekonomisti, giderek dijitalleşen dünyada demokratik denetim mekanizmalarının güçlendirilmesinin, sadece ekonomik değil toplumsal bir zorunluluk olduğunu vurguluyor.