Ege'nin kalbinde, pamuktan bir kaleyi andıran beyaz travertenleriyle, binlerce yıldır şifa ve tarih dağıtan antik sularıyla Pamukkale, bu Kurban Bayramı'nda da cazibesini konuşturdu. Dokuz günlük tatil fırsatını hem dinlenerek hem de kültürel bir geziyle değerlendirmek isteyen on binlerce vatandaş, rotasını Denizli'nin bu eşsiz güzelliğine çevirdi. Bayram tatili boyunca adeta bir ziyaretçi akınına uğrayan Pamukkale ve Hierapolis Antik Kenti, yerli ve yabancı turistlerin oluşturduğu uzun kuyruklarla, Türkiye turizminin en hareketli ve en gözde noktalarından biri olduğunu bir kez daha kanıtladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın açıkladığı resmi veriler, bu yoğunluğun rakamlara dökülmüş haliydi ve Pamukkale'nin, Türkiye'nin en önemli turizm markalarından biri olduğunu tescilledi.

Türkiye'nin ikinci incisi: Efes'in ardından pamukkale

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın bayram tatili boyunca müze ve ören yerlerine ilişkin açıkladığı ziyaretçi verileri, Pamukkale'nin elde ettiği büyük başarıyı gözler önüne serdi. Arefe günüyle başlayan tatil süresince, ülke genelindeki 200'e yakın müze ve ören yeri toplamda 633 bin 527 ziyaretçiyi ağırladı. Bu devasa pastadan en büyük dilimi, her zaman olduğu gibi İzmir'deki Efes Antik Kenti alırken, ikincilik kürsüsüne büyük bir başarıyla Pamukkale-Hierapolis ören yeri oturdu.

Tam 53 bin 363 kişinin ziyaret ettiği Pamukkale, bu rakamla Göreme, Göbeklitepe ve Paşabağlar gibi dünyaca ünlü diğer önemli destinasyonları geride bırakmayı başardı. Bu yoğun ilgi, sadece Pamukkale'nin doğal güzelliğinden değil, aynı zamanda son yıllarda yapılan tanıtım faaliyetleri, ulaşım kolaylıkları ve tesislerdeki hizmet kalitesinin artırılmasının da bir sonucu olarak değerlendiriliyor. Denizli İl Kültür ve Turizm Müdürü Hüdaverdi Otaklı, bu başarıdan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy’un da açıkladığı gibi, ören yerlerimize bayramda yoğun bir ilgi vardı. Hierapolis-Pamukkale’mizin bu listede Türkiye’nin en çok ilgi gören ikinci ören yeri olması bizleri ziyadesiyle mutlu etti" dedi.

Dikili'nin saklı cennetini hiç görmediniz: Karşınızda Akvaryum Koyu
Dikili'nin saklı cennetini hiç görmediniz: Karşınızda Akvaryum Koyu
İçeriği Görüntüle

Sadece traverten değil, binlerce yıllık tarih: Hierapolis'in cazibesi

Pamukkale'yi diğer doğal güzelliklerden ayıran ve onu dünya çapında bir çekim merkezi haline getiren en önemli unsur, şüphesiz ki travertenlerin hemen yanı başında, onlarla iç içe geçmiş bir şekilde yükselen Hierapolis Antik Kenti. Ziyaretçiler, bir yanda dünyanın başka hiçbir yerinde eşi benzeri olmayan beyaz travertenlerin üzerinde yürüme ve termal sulara girme deneyimi yaşarken, diğer yanda sadece birkaç adım atarak kendilerini 2000 yıllık bir Roma kentinin sokaklarında buluyor.

Bayram tatilinde Pamukkale'ye gelen ziyaretçiler de bu eşsiz deneyimi doyasıya yaşadı. Devasa Roma Tiyatrosu'nun basamaklarında oturup tarihin fısıltılarını dinleyenler, Anadolu'nun en büyük nekropollerinden (antik mezarlık) birinde zamanda yolculuğa çıkanlar ve elbette, antik sütunların arasında yüzme ayrıcalığı sunan efsanevi Kleopatra Havuzu'nda (Antik Havuz) serinleyenler, unutulmaz anılar biriktirdi. Özellikle çocuklu aileler için Pamukkale, hem eğlenceli bir doğa gezisi hem de uygulamalı bir tarih dersi niteliği taşıdı. Hierapolis'in iyi korunmuş caddeleri, anıtsal kapıları ve tapınak kalıntıları, ziyaretçilere Roma İmparatorluğu dönemindeki yaşam hakkında eşsiz ipuçları sundu. Bu bütünleşik yapı, yani doğa ve tarihin bu kadar kusursuz bir uyum içinde olması, Pamukkale'nin ziyaretçi sayısını her geçen yıl katlayarak artırmasının arkasındaki en büyük güç.

Yerli ve yabancı turistin buluşma noktası

Kurban Bayramı tatili, ağırlıklı olarak iç turizmin hareketlendiği bir dönem olsa da, Pamukkale'nin evrensel cazibesi, onu yerli ve yabancı turistlerin ortak buluşma noktası haline getirdi. Tatil boyunca travertenlerin üzerinde, Türk ailelerin yanı sıra Avrupa'dan, Uzak Doğu'dan, Rusya'dan ve Arap ülkelerinden gelen binlerce turisti görmek mümkündü. Farklı dillerin ve kültürlerin bir araya geldiği bu kozmopolit atmosfer, Pamukkale'nin sadece bir Türk değeri değil, bir dünya markası olduğunu da gösteriyordu.

Denizli İl Kültür ve Turizm Müdürü Hüdaverdi Otaklı da bu duruma dikkat çekerek, gösterilen ilgiden dolayı tüm ziyaretçilere teşekkür etti. Otaklı, "Her adımda tarih canlandı, kültürle buluştuk. Bu ilgiden dolayı tüm yerli ve yabancı ziyaretçilere teşekkür ediyorum. Kültürle yoğrulmuş nice bayramlarda buluşmak dileğiyle” diyerek, Pamukkale'nin uluslararası kimliğinin altını çizdi. Bu durum, aynı zamanda Denizli'deki oteller, restoranlar, hediyelik eşya dükkanları ve tur acenteleri için de bayram boyunca büyük bir ekonomik hareketlilik ve "bayram bereketi" anlamına geliyordu.

UNESCO dünya mirası unvanının turizme katkısı

Pamukkale'nin bu denli yüksek bir çekim gücüne sahip olmasının arkasındaki bir diğer önemli faktör de, 1988 yılından bu yana sahip olduğu UNESCO Dünya Mirası unvanı. Bu unvan, Pamukkale ve Hierapolis'in sadece Türkiye için değil, tüm insanlık için korunması gereken "olağanüstü evrensel bir değere" sahip olduğunu tescilliyor. Uluslararası alanda büyük bir prestij ve tanınırlık sağlayan bu statü, özellikle kültür turizmine önem veren nitelikli yabancı turistlerin rotalarını Denizli'ye çevirmesinde kilit bir rol oynuyor.

UNESCO logosu, bir nevi kalite ve güvenilirlik mührü olarak, gezginlerin destinasyon seçimlerinde önemli bir kriter haline geliyor. Bayram tatilinde yaşanan bu ziyaretçi akını, aynı zamanda bu değerli mirasın korunması ve sürdürülebilir turizm ilkeleriyle yönetilmesinin ne kadar önemli olduğunu da bir kez daha hatırlattı. Gelen her ziyaretçi, bu eşsiz güzelliğin korunarak gelecek nesillere aktarılması için önemli bir sorumluluğu da beraberinde getiriyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yerel yönetimlerin bu konudaki hassasiyeti ve koruma odaklı çalışmaları, Pamukkale'nin geleceği için büyük bir güvence oluşturuyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ