Demokrasi kalitesi pek çok Afrika ülkesinin altında seyreden… Doğalgazının da zam üstüne zam yediği güzel ülkemizin… Kalitesi sürekli düşen “süper” sıfatlı fitbol liginin 11. Haftasında… İzmir’i bu ligde beş sezondur üst üste temsil etmeye devam eden İzmir’in Göztepesi… Haftayı Alanyaspor deplasmanından bir puan getirerek kapattı…

Göztepelilerin galibiyeti kaçırdıklarına üzüldüğü, yenilmedikleri için sevindiği bir maçtı… Neyse ki 1 puan alınabildi. Takım siyah ile beyaz arasında geniş zigzaglar çizerek geçirdi uzatmalarla 100 dakikadan fazla süren müsabakayı… İleride basarak başladılar ama daha 3. dakikada rakibin Göztepe’nin solundan gelen ilk atağı, üzülerek alıştığımız şekilde gol oluverince dengeleri bozuldu. İlk 15-20 dakika “Fark mı yiyecekler?” tadında bir karşı takım temposu ve Göztepe açısından cevap verememe ile geçti.  Neyse ki sonradan yavaştan yavaştan toplamaya başladılar. Oyun sistemi açısından son iki maçtaki gibi çok devingen oynamaya devam ettiler…

Yalçın ilk devre sağ kanatta yerini çok yadırgadı kendi ortalamasının çok altındaydı… Her maç tekme yiye yiye bir hal olan Ndiaye (Cheriff’e tekme atmak oyun kurallarında serbestmiş gibi faul de almıyorlar) ve Adis kendi normallerinin çok altındaydı. İrfan Can Eğribayat, kaleye gelen ilk topun gol olmasına defans ve o topa o rahatlıkta vurulmasına neden olanların da katkısıyla engel olmadı… Buna karşı maçın sonunda Beto’yu hatırlatır işler yaparak sonuca etki etmeyi başardı. Sanki “İlk devreyi bir şekilde geçirin de nasıl olursa olsun…” tadında geçen 50 dakikanın ardından Lourency ve Tijanic maçın kaderini değiştirdi ama ikisi de 45 dakikayı anca çıkarabiliyor gibiler. Lourency rakibin sağ kanadını çökertti adeta, kafasına yediği yumruğa kadarki sürede… Atakan kesiciliği kırmızı kart görme potansiyeline benzer düzeyde yüksekti…

Oyunda bir Göztepeli olarak olarak en üzücü gelen kısım… Maç boyu takımın en az 10 bomboş topu kimsenin olmadığı yerlere dağlara taşlara ortalamasıydı… Adis Jahovic, Murat Paluli, Burekoviç, Cheriff Ndiaye, takımın en ne yaptığını bilir iş yapan ayaklarından Soner Aydoğdu ve Berkan Emir…

Hakem Mete Kalkavan’ın maç sonucuna etki eden hatası olmadı. Buna karşı iki takım adına da sarı kartlık pozisyonları atladı ara ara… Bunlardan birinde Obinna kırmızı kart görebilirdi maçın sonuna doğru… Lourency’nin golünde kafasına yediği yumruktan dolayı sarı kart bile görmemiş olmasını anlayabilmiş değilim…

El-Maestro Hoca’nın devre arası ve maç esnasındaki dokunuşları yine işe yaradı ve maçoı çevirdi. Buna karşı son değişikliği daha erken yapsaydı gol yenmeyebilir miydi ya da iki tane mi yenirdi? Hayatta kontrol grubu yok…

Bir anekdot… Umbro’nun yaptığı çeşitli ülkelerden çeşitli takımların formalarının yarıştığı anketler Göztepeliler için alışık olmadıkları heyecanlar yaşattı. El Salvador, Burnley,Fluminense gibi takımlarla ülkelerle taraftarlarla etkileşim sağlandı. Göztepe’nin damalı forması finale kadar geldi. Finalde Mısır’ın Al-Ahly takımı ile eşleşti. Siz bu yazıyı okuduğunuzda o eşleşme de bitmiş olacak… Bu eşleşme bana “Yeryüzünde kibarcası odaklanmış ya da daha sokak diliyle gözü dönmüş Göztepelilerden daha tehlikeli şey sayısı oldukça azdır…” cümlesinin doğruluğunu bir kez daha hatırlattı. Saha dışı Twitter bazında bile olsa ülke dışı ile rakabet etmek atışmalar güzeldi… Sahada da rekabet edebileceğimiz günleri dilemeye devam ediyoruz…

Velhasıl kelam… Göztepe bu her şeyi yaşayacaksın… Takım haftayı elinden kaçan, geri gelen ve tekrar kaçan puanlarla geçirdi. Neyse ki en azından 1 puan alabildiler yeşil sahadan. Takımın aldığı puanlarda aslında Tijanic başta yenilerin katkısı yoğun… Ama maçı 90 dakika oynayacak güçte değiller. Devre arasına kadar Hoca değişikliği yaşamayacak düzeyde puan puanlar almaya devam ederek 17 -20 puan üstünü görebilmek ligde sezon sonunda sağ kalabilmek açısından hayati düzeyde önemli. Takım şu ana kadar 9 puan aldı, üçü içeride altısı dışarıda. İçeride daha çok puan alabilmeyi öğrenmeleri gerek… Sırada Gürsel Aksel Stadı‘nda Konyaspor maçı var... Zor gol yiyorlar… İlhan Palut başta, çok sayıda yolu Göztepe’den geçmiş var takımlarında. Umarım adil hakemlerle geçer maç… En kritik şey tribünün son maçtaki kadar ve son düdüğe dek takıma yoğun destek (üzülerek söylüyorum ki başka türlü puanlar zor gözüküyor) rakibe baskı vermesi. Sonu galibiyet olsun…

Not: Haftayı galibiyet ile kapatan voleybol ve dörtte dört yapan hentbol takımını kutluyorum.