MERT YASİN ALPDÜNDAR- Türkiye’de mevcut ekonomik koşullardan etkilenen sektörlerin başında hazır giyim ve konfeksiyon sektörü geldi. Enflasyon, kurlardaki dengesizlik ve dünyada yaşanılan ekonomik durgunluk nedeniyle sektör, giderek güç kaybediyor. Ege Hazır giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Seray Seyfeli, “Normalde yeni bir müşteriyi edinebilmek uzun soluklu bir şey. Biz zaten 2024’ün altı ayını bununla harcayacağız. Sonrasında ise belki de müşteriyi ikna etmek için daha fazla vakit harcamamız gerekecek. Biz müşterilerimizi gitmeden önce yakalayabilseydik daha kısa zamanda kaybolmadan devamlılığı sağlayabilirdik. Şimdi biz 2025 yılının sonuna kadar dayanmak zorundayız” diye konuştu. Hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün 2024’ün ilk yarısını şimdiden kaybettiğini belirten EHKİB Yönetim Kurulu Başkanı Sertbaş ise “Ancak 2024’ün ikinci yarısında pazarlar hareketlenir ve maliyetlerimizde azalma olursa belki 2024’ün ikinci yarısında mutlu günlerimize dönebiliriz.
‘SEKTÖRDE DURUM KÖTÜ’
Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (EHKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Burak Sertbaş, hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe durumun kötü olduğunun altını çizerken, “Sektörde durum kötü. İhracatımız her geçen ay azalıyor. Dolar olarak rakamlandığı için azalışı çok az görüyoruz lakin bizim ülkemizin yoğun olarak ihracat yaptığı bölge AB Bölgesi. Euro olarak baktığımız zaman çok düşüşler görüyoruz. Kilo olarak baktığımızda çok daha büyük düşüşler görüyoruz” ifadelerini kullandı.
‘REKABETÇİ OLAMIYORUZ’
Bunun iki sebebinin olduğunu söyleyen Sertbaş, “Biri AB iştahsız ve tedirgin. Şu an stoklarını eritir durumdalar. İştah olmadığı için bizim rakibimiz olan ve daha ucuza mal veren yerlerden alarak kendilerini idare ediyorlar. İkincisi ise biz rekabetçi olamıyoruz. Kur ne kadar arttı görünse de bizim iç piyasadaki maliyetlerimiz kurdan daha fazla arttı. Eski fiyatları vermek bir yana dursun daha da ucuz fiyat istiyorlar çünkü Uzak Doğu çok daha ucuz fiyatlar veriyor ve biz müşteriye dokunamıyoruz. Kur artsın tabiri kötü bir tabir biz bunu kullanmak istemiyoruz ama enflasyon kadar artması gerekiyor. Doğal süreç böyledir. Biz daha önceki süreçlerde bunu yaşadık. İhracatın bu noktada zarar görmemesi için olması gereken bu. Çünkü fiyat arttırdığımız an müşteriden tepki görüyoruz” diye belirtti.
‘MÜŞTERİ KAYBETMEMEK İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPARIZ’
Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden siparişlerin artması noktasında bazı ümitlerinin olduğunu dile getiren Burak Sertbaş, “Son çeyreği görmemiz lazım. AB için en rahatsız eden konu Ukrayna-Rusya Savaşıydı. Bu savaşın artık kronik olduğu, belki de senelerce devam edeceği ve gündelik hayatı da etkilemediği görülüyor. Bu da AB’deki insanlar ‘savaştan korkmamalıyım’ düşüncesine girebilir. Bir de Christmas geliyor. Bu etkenleri düşündüğümde Avrupa’nın iştahlanması noktasında ümitliyim. Lakin biz fiyat tutturabilir miyiz onu bilemiyorum. Orta Vadeli Programdaki kura baktığımızda bizim maliyetlerimizi hala karşılamaz bir kur ama gene de müşteri kaybetmemek için elimizden geleni yaparız” diye konuştu.
‘2024’ÜN İLK YARISINI KAYBETTİK’
Hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün 2024’ün ilk yarısını şimdiden kaybettiğini belirten Sertbaş, “Ancak 2024’ün ikinci yarısında pazarlar hareketlenir ve maliyetlerimizde azalma olursa belki 2024’ün ikinci yarısında mutlu günlerimize dönebiliriz. Önümüzde sıkıntılar görünüyor” diye vurguladı.
DURUM DÜZELMEZSE YIL SONU KAPANMALAR OLABİLİR
Sektörde taşeronlarda kapanmaların yaşandığı bilgisini de veren Burak Sertbaş, “İhracatçılar tamamını üretmez. Taşeron kullanarak da üretim yapıyoruz. Taşeronda kapanan çok firma var. Doğu ve Güneydoğu Bölgesi’nde kapanan çok fazla firma olduğunu duyuyorum. Bilinen firmalar hala devam ediyorlar ama böyle giderse, ümitlendiğimiz gelişmeler de olmazsa, yıl sonuna kadar çok fazla kapatan arkadaşımızın olacağını düşünüyorum” dedi.
SİPARİŞLER HİNDİSTAN VE BANGLADEŞ’E KAYMAYA BAŞLADI
Hazır giyim ve Konfeksiyon sektöründe daralmalar yaşandığını söyleyen Ege Hazır giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Seray Seyfeli ise “sektörde daralma söz konusu. Sadece Türkiye’de değil resesyon, enflasyon, savaş ve enerji krizi gibi etkenlerden kaynaklı olarak ekonomik olarak bütün ülkeler gerilemeye başladı. Satışlarımızın yüzde 70’ini Avrupa’ya yaptığımız için satışlar da doğal olarak gerileme söz konusu. Bu makro ölçekte anlattığım bir durumdu. Mikro ölçekte değerlendirecek olursak, siparişler var ama siparişler başka tarafa kaymaya başladı. Bizim ülkemizde yaşanan enflasyon hiper enflasyon. Yurtdışında da enflasyon var ama bizimki onlardan çok çok yukarıda. İşçilik fiyatlarımız çok yükseldi ve pahalı kalmaya başladık. Tabii bu sektörde Hindistan ve Bangladeş gibi ülkelerden oyuncular var. Müşteriler bu ülkelere doğru kaymaya başladı. Dolayısıyla ülkede yaşanan hiper enflasyon ve buna bağlı işçilik maliyetlerindeki artışlar nedeniyle biz pazarımızı iyice kaybetmeye başladık” diye vurguladı.
‘ŞİRKETLERDE DARALMA SÖZ KONUSU’
“Koşulların bu şekilde devam etmesi durumunda pazarın giderek kaybedileceğini söyleyen Seyfeli, şirketlerde de bir daralmanın söz konusu olduğunun bilgisini verdi. Seyfeli, “Bütçelerini tekrar tekrat yapıyorlar. Elamanlarla ilgili de küçülmemiş gerekiyor. Başka şansımız kalmadı. Sipariş alamadığımız noktada sürdürülebilir bir üretim yapamıyoruz. 2024’ün yarısına kadar çok parlak bir senaryo söz konusu değil gibi gözlemliyorum”
‘2025’İN SONUNA KADAR DAYANMAK ZORUNDAYIZ’
“Bir seneye varan süre boyunca pazardaki daralma ve onların başka ülkelere, üreticilere alışması önemli bir konu” diyerek sözlerine devam eden Seyfeli, “Çünkü iki sezon geçirmiş oluyorlar. Bir alışkanlık söz konusu oluyor. 2024’ün ilk iki çeyreğini de kaybettiğimizi düşünelim. Geri kalan zamanların ise muhteşem gittiğini hayal etsek bile bizim tekrar pazarı geri kazanmamız bir yılımızı alır. Yani 2025 yılının ikinci yarısı. Normalde yeni bir müşteriyi edinebilmek uzun soluklu bir şey. Biz zaten 2024’ün altı ayını bununla harcayacağız. Sonrasında ise belki de müşteriyi ikna etmek için daha fazla vakit harcamamız gerekecek. Biz müşterilerimizi gitmeden önce yakalayabilseydik daha kısa zamanda kaybolmadan devamlılığı sağlayabilirdik. Şimdi biz 2025 yılının sonuna kadar dayanmak zorundayız” dedi.