çığlık-1

85 Çığlık: Munch’tan Sonra

Sarkis’in Kasım 2014–Ocak 2015 tarihleri arasında ürettiği 100 Çığlık: Munch’tan Sonra başlıklı serisi Dirimart Dolapdere’de.S arkis’in fırça kullanmadan kâğıt üzerine aktardığı çığlık imajlarını yakından görebilmek için 15 Ekim’e kadar sergiyi gezebilirsiniz. 

Sanatçının çocukluk yıllarında bir gazete parçasında karşılaştığı ve yıllardır birçok işinde yankılanan Munch’un Çığlık tablosundaki figürden yola çıkan seri, 100 adet kâğıt üzerine yağlı boyadan oluşuyor. Ayrıca yağlı boya eserler, sanatçının doğduğu yıldan başlayarak peş peşe sıralanıyor ve mekânda otobiyografik bir döngü oluşturuyor. Otoportreler olarak da algılanabilecek bu yapıtlardan 22 tanesi, ilki Sarkis’in doğum yılını simgeleyecek şekilde hayatında dönüm noktası olarak kabul ettiği yılları sembolize eden birer vitray ile eşleşiyor. Bu şekilde, yapıtların yapım yıllarından ve Sarkis’in önem atfettiği yaşlardan oluşan bir otobiyografik hikâye oluşuyor.

cengiz

Notlar arasından: Bugün de Yaşıyorum

Cengiz Çekil’in bugüne kadar gerçekleşen en kapsamlı sergisini Arter’de görebilirsiniz.
Sanatçının, yapıtlarının önemli bir bölümünü oluşturan; saatler, gazeteler ve takvimler aracılığıyla gündemi, güncel eğilimleri ve dönemin hakim düşünce sistemlerini gözlemleyebilmek için 22 Ekim’e kadar vaktiniz var.

Sergi, sanatçının bir deftere yaklaşık 2 ay boyunca her gün “Bugün de yaşıyorum” yazmasından yola çıkıyor. Bu retrospektif sergi, Çekil’in yaşamı tüm zorluklarına rağmen kutlayan gündelik bir ritüel olarak konumlandırdığı üretimini paylaşmayı ve sanatçının yapıtlarının hâlâ güncelliğini koruduğunu vurgulamayı hedefliyor. 

212

Şehirde: 212 Photography İstanbul

Uluslararası programıyla çok katılımlı, ufuk açan, kültür-sanat izleyicisini İstanbul’da farklı rotalarda gezinmeye teşvik eden bir şehir festivali.
Bomontiada, Akaretler ve Müze Gazhane’nin de dahil olduğu 20’ye yakın mekânda fotoğraf başta olmak üzere farklı disiplinlerdeki sanatçılarla tanışmak, film gösterimleri ve söyleşilere katılmak ve festival bünyesinde yer alan birçok konsere gitmek için 15 Ekim son tarih.

Festivale ücretsiz katılmak için tıklayın:
https://www.212photographyistanbul.com/davetiye-al/?utm_source=aposto

in transit

Bir yolculuk hikâyesi: In Transit 

Melody Hesaraky’nin kişisel sergisi, fotoğrafları, illüstrasyonları ve karışık medya eserlerinden oluşan disiplinlerarası bir içerikten oluşuyor.  Sanatço Melody Hesaraky’nin bakış açısından  yaşam yolcululuğunun, oluş eyleminin ve yaratım sürecini keşfetmek için 18 Ekim’e kadar Decollage Art Space adresinde olmalısınız

Sanatçının 2020 yılında başladığı, üç ayrı seriden oluşan yolculuğun ilk adımı In Transit; vücut sanatı eşliğinde karışık medya içeren fotoğraflardan oluşuyor. 

gelecek-1

Zamanı büken: Gelecek Hatıraları

Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu’ndan yola çıkan sergi, nesnelerin yardımıyla yaşanmışlıklara ve yarattığı anılara odaklanırken güncel yapıtlar aracılığıyla da hafıza ile gelecek hayalleri arasında kurulan bağları araştırıyor. 
Arşive gelecek-yönelimli bir bakış açısıyla yaklaşan sergide geçmişe duyulan bağlılık yerine geleceğin nasıl hatırlanacağı hakkında düşünme yollarını keşfetmek için. 26 Ekim - 25 Şubat arasında Pera Müzesi’nde olmayı ihmal etmeyin.

Sergi dört bölümden oluşuyor. Motiflerin Hatırlattıkları başlıklı bölüm, seramik bezemelerinde kullanılan motiflerden yola çıkan eserleri birleştirirken Nesnelerin Hafızası bölümünde hikâyeler seramik nesneler aracılığıyla anlatılıyor. Diğer yandan Bölgenin Hafızası mekânsal müdahaleler ve mekâna özgü yerleştirmeler sunuyor. Son olarak Geleceği Hatırlamak bölümü, spekülatif nesneler, video ve fotoğraflar aracılığıyla geleceğin hafıza nesnelerini bir araya getirmeyi amaçlıyor.

modernizm

Geçmişten bugüne: Modernizmin İzinde Türk Resmi 

Sergi, Sakıp Sabancı Müzesi Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu’nun devamı niteliğinde.İmge üretimindeki dönüşümü, sanat ve sanatçı kavramlarının değişen anlamlarını ve Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne uzanan modernleşme sürecini gözlemlemek için Sakıp Sabancı Müzesi’nde gerçekleşecek sergiyi yıl sonuna kadar görebilirsiniz.

Sergi 13 ana başlığı bir araya getiriyor. Bu başlıklardan birkaçı; Tanzimat’tan Meşrutiyet'e: Saray ve Sanat, Yeni Resim Beğenisi: Portre, Manzara, Natürmort, Asker Ressamlar ve Cumhuriyet’in İlk Sanatçı Grubu: Müstakiller

sihirbaz

Sürprizlere hazır olun: Sihirbaz Aniden Şapkasından Bir Güvercin Çıkarmıştı

Soufiane Ababri’nin galerideki ikinci sergisi; belirli cinsiyet kimlikleri etrafında sertleşen pozisyonlara rağmen özgürleştirici bir geleceği sürdürmeyi amaçlıyor.Sergi aynı zamanda Ababri'nin 2024'te Londra Barbican'da yer alacak olan Birleşik Krallık'taki ilk büyük kişisel sergisinden bir önceki sergi olma özelliği taşıyor. Yatağın ve yatak altının mahremiyetini beden ve bilinçaltı çağrışımları üzerinden eleştirel ve mizahi bir şekilde ele alan Ababri'nin çalışmalarını yakından incelemek için 5 Kasım son tarih. Serginin adresi ise The Pill

mekanın ötesinde

Bir yere bağlı kalmayanlara: Mekânın Ötesinde

Sergi, Murat Kahya, Gözde Mulla ve Emir Yasin Yağmurca'nın işlerini bir araya getiriyor.

Mekân ve boşluk ilişkisini, zaman ve hafıza kavramlarını imge ve kurgusal alanlarla yeniden keşfedebilmek için Simbart Projects’te 21 Ekim’e kadar açık olacak bu sergiyi kaçırmayın.

Sergi, sanatçıların kendi çevrelerinde temas ettikleri mekânların ötesinde bir deneyim sunmayı amaçlıyor. Sanatçılar; tuval, kâğıt, fotoğraf ve yerleştirme gibi çeşitli medyumlar üzerinden söz konusu ilişkileri inceliyor.

keşiş yenge

Çizgilerle: Keşiş Yengecinin Evi 

Sevinç Altan’ın ilk kişisel sergisi Keşiş Yengecinin Evi sanatçının, bir kâğıt toplayıcısı olan İsmail’in kardeşi Can’ın yaptığı keşiş yengeci resminden ilham alarak şekilleniyor.  Göçebelik kavramını yeniden düşünmek, bu kavramın alternatif bir yapma-bozma ve tekrar yapma yolu, bir düşünme ve eyleme hâli ve bir dünya yaratma süreci olarak hatırlanabilmesine tanıklık etmek için Galeri Nev’deki bu sergiyi 21 Ekim’e kadar ziyaret etmeyi unutmayın.

Sergi; ev, yuva, aidiyet, göçmenlik-göçebelik, savaş ve sınırlar gibi temalar etrafında geziniyor. Sergiye ismini veren, 'Hermit' de denilen bu keşiş yengeçleri; kendilerine kabuk üretemiyormuş. Korunmak içinse boş buldukları kabuklara yerleşip kabukları dar geldiğindeyse yeniden sığınacak bir yer bulurlarmış. Sanatçının 4-5 yaşlarındaki Can’la olan diyaloğu üzerine oluşan sergi, sanatçının bir süredir izini kaybettiği ve aramayı sürdürdüğü Can’a bir çağrı niteliğinde. 

geleceğe yadigar

Bir adım sonrayı düşünenlere: Geleceğe Yadigâr

Karma sergi. Malzeme ve işçiliğin değerine dikkat çekmek ve Türkiye’nin yeni nesil tasarımcılarını teşvik etmek amacıyla yola çıkan Geleceğe Yadigâr sergisi 15 Ekim’e kadar The Circle’da.
Açık çağrıyla seçilen tasarımcıların Amerika kökenli sertağaçlarıyla geliştirdikleri birbirinden farklı tasarımları görebilmek için bu sergiyi görmelisiniz.
 

Kaynak: Aposto İstanbul