Özge Uyanık- Fevzi Efe Sekitmez/ 45 yıllık dostlukların ve hatıraların bir gecede küle döndüğü Doğankent Sitesi'nde, çaresizlik ve isyan bir arada yaşandı. Yangın yalnızca evleri değil; çocukluk anılarını, dostlukları ve geleceğe dair hayalleri de yuttu. İzmir tarihinin en ağır yangınlarından biri olarak kayıtlara geçti.

İzmir, tarihinin en kara günlerinden birini yaşadı. Seferihisar’dan Menderes’e uzanan geniş bir hat boyunca orman yangınları, şiddetli rüzgârın etkisiyle kontrolsüz şekilde büyüdü. Alevler, Doğankent Sitesi'nde yüzlerce evi küle çevirdi. 345 konutun bulunduğu sitede tahliye edilen vatandaşlar sabaha karşı döndüklerinde geriye sadece yanmış duvarlar ve erimiş eşyalar buldu. İzmir itfaiyesi, Orman Genel Müdürlüğü ekipleri ve gönüllüler, gece boyunca mücadele verdi. Havanın aydınlanmasıyla birlikte yangının geride bıraktığı ağır bilanço gün yüzüne çıktı. Yangın yalnızca evleri değil, insanların umutlarını, anılarını ve yaşam alanlarını da yaktı. Geriye kalan yalnızca eski fotoğraflar oldu.

D S C F6662
345 haneli site küle döndü. Yangın, Seferihisar ilçesindeki Doğankent Sitesi’ne ulaşınca çok sayıda ev zarar gördü. Elektrik hattı güvenlik gerekçesiyle kesildi. Yangında birçok yazlık konut kullanılamaz hale geldi. Havanın aydınlanmasıyla birlikte yangının neden olduğu hasar net şekilde görüldü.

D S C F6693

Gözyaşları içinde anlattı


Site sakinleri yaşadıkları korku dolu geceyi anlatarak, “Evimizle birlikte hatıralarımız da küle döndü” dedi.
45 yıldır sitede evi olan Nesrin Soyer, yaşadıklarını gözyaşları içinde anlattı:
“Burada çok büyük dostluklar vardı. Çocuklarım ufacıkken bu siteye geldik, şimdi 45 yaşına geldiler. 45 senedir buranın güzelliklerini yaşıyoruz. Arkadaşlarımız bir daha buraya gelirler mi bilmiyoruz. Çok acı… Bizim sokağın başı tamamen yandı. Hükümetten bize destek vermelerini bekliyoruz. Burada oturanların çoğu memur. Kendi tırnaklarıyla, emekleriyle buradan ev almış insanlar. Bize yardımcı olacak yetkililere çok ihtiyacımız var” dedi.

D S C F6701

Hayvanlarım yangının ortasında kaldı

Naci Görür'den Gemlik uyarısı: 'Enerjiyi geç biriktiriyor ama tehlikeli'
Naci Görür'den Gemlik uyarısı: 'Enerjiyi geç biriktiriyor ama tehlikeli'
İçeriği Görüntüle


Akarca mevkiinde dünden bu yana devam eden yangın hakkında konuşan Nurcan Hanım:
“Yangın durmuyor. İtfaiye, kepçe, köylüler herkes müdahale etti ancak bir türlü sönmüyor. Ahırda 30’dan fazla hayvanımız var. Atlarımız, köpeklerimiz, kedilerimiz var. Yangın o kadar çok yayıldı ki, kim nereye yetişeceğini şaşırdı. Yardımlar gelse de yangın durmuyor. Lütfen artık daha duyarlı olunsun, gözaltına alınan bu yangından sorumluluğu olanlar cezasını çeksin. Benim hayvanlarım aşağıda yangında, ben buradan izliyorum. Bir an önce çözüm bulunsun” dedi.

Nesri̇n Soyer

"Bir gece bile kalmadan evimiz yandı"


Tolga ve Zeynep Alpugan çifti evi henüz yeni almıştı. Bir gece dahi kalmadan evleri küle dönen çift, yaşananları “Yok oluş” olarak anlattı.


Zeynep Alpugan, “Evi geçen sene Temmuz ayında aldık, ellerimizle tadilatını yaptık. Cumartesi günü eşyalarımız taşındı, Pazar günü evimiz yandı. Bir gece bile kalamadık. Burası çok hayal ettiğimiz bir evdi, çocuğumuzu burada büyütmek istiyorduk. Buranın artık 10 senesi gitti. Eşimin çocukluğu gibi, kendi çocuğumuz da burada büyüsün isterdik. Burası eski haline geldiğinde çocuğumuz belki 17 yaşında olacak. Büyük bir kayıp…” diyerek acısını dile getirdi.

Tolga Zeynep Alpuga Çi̇fti̇ (1)
Tolga Alpugan ise sorumlulara seslendi: “Sitemiz, evimiz, ormanımız yandı. Burası bizim için sadece evlerden ibaret değil. Anılardan, çocukluğumuzdan, kahkahalarımızdan ibaret. 45 yıllık bir site. Çocukluğumuz, gençliğimiz burada geçti. Sadece mal kaybımız yok. Bir yok oluş… Aynı evde pek çok yerde yangın çıktığı söyleniyor. Önlenebilir miydi? Bu yangınlar ilk defa mı oluyor? Yıllardır biz bunu izliyoruz. Yani devletin önlemi aynı anda 30-40 yerde çıkacak yangına da müdahale edebilecek düzeyde olmalı. Bu sitenin etrafı çalı çırpı, tahminimce ‘Çalı-çırpıdan yangın çok ilerlemez’ diye düşünüldüğü için yangın girdiğinde burada 3 araç vardı. Burası çatıları ahşap olan bir site. Jandarmayla konuştum, siteye bir şey olmaz, arada yol var dedi. Halbuki yangın atlıyor. Dolayısıyla bir ihmal olduğunu düşünüyorum. Eğer kaynaklar yeterliyse, yani hem evleri hem ormanları koruyamayacaklarsa, evleri korumayı seçiyorlar. Oysa doğru yönetimde halkın ortak serveti öncelenir, ormanlar bizim ortak servetimiz. Kaldı ki evleri de koruyamadılar… Onlarca bahane sıralanabilir ancak yönetici dediğin bahane üretmez, çözüm üretir. Genelde burada 12 ay yaşayan kişi sayısı sınırlı ancak konu ev değil, biz bu ormanlarımızı ellerimizle besledik, simsiyah oldu.”

Cehennem gibi bir gece yaşadık


Site sakinlerinden Doruk Can felaketi şöyle anlattı:
“Burası en çok zarar gören yer. Birkaç ev kurtarıldı, diğer tüm evler yandı, hiçbir şey kalmadı. Çok büyük bir felaket atlattık. Can kaybımız yok ancak hayvanlarımız öldü, ağaçlarımız öldü. Ormanımız küle döndü. Cehennem gibi bir gece yaşadık. Biz akşam döndük, şu an evimize bakmaya geldik, tekrar döneceğiz. Elektrik ve su yok. Soğutma çalışmalarının bitmesini bekliyoruz.”

Muhabir: Özge Uyanık- Fevzi Efe Sekitmez