Market çalışanlarının iş sırasında bayıldığı görüntüler sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Ayakta durmakta zorlanan ve iş yüküne dayanamayan çalışanların fenalaştığı anlar, zincir marketlerdeki koşullarını ortaya serdi. Ülke genelinde binlerce mağaza-market çalışanı, 12 saate varan mesailer, oturma yasağı, molasız çalışma ve kamera baskısı altında işlerini yapıyor.

Türkiye Belediyeler Birliği'nden tarihe geçen adım: İlk toplu iş sözleşmesi imzalandı
Türkiye Belediyeler Birliği'nden tarihe geçen adım: İlk toplu iş sözleşmesi imzalandı
İçeriği Görüntüle

“Kasada oturmak yasak, cep telefonu soyunma odasında”

Kasiyerlerin saatlerce ayakta çalışmasının yasal zorunluluk olmadığını ancak sandalye verilmeyerek fiilen oturmalarının engellendiği belirtiliyor. Çalışanlar bu durumu ‘oturma yasağı’ olarak tanımlıyor ve uygulamanın sağlık açısından ciddi riskler taşıdığını vurguluyor.

İki farklı zincir markette çalıştığını belirten eski market çalışanı Çağdaş Değirmencioğlu, yoğunluk ve belirsiz vardiyaların bedensel tükenmişlik yarattığını anlattı:

“Kasada işlem alırken bir yandan da rafları düzenliyorsunuz. Ürün geldiğinde o ürünleri açıp yerleştiriyorsunuz. Aynı zamanda sırayla molaya çıkmanız gerekiyor ama yoğunluk olduğunda molaya çıkamıyorduk. Yükleme olduğu zamanlarda düzgün bir mola kullanma şansımız olmuyordu. 'Sonradan mola vereceğiz' deniyordu ama çoğu zaman o molalar ya hiç verilmiyor ya da biz işi bitirelim diye düşünüp kendimiz de çıkmıyorduk. Molaya çıksak bile, kamera sisteminden mağazayı izlemek zorundaydık. Kameraya bakarken müşteri gelince molayı bırakıp tekrar işe dönüyorduk.”

“Hoş geldiniz” demezseniz tutanak tutuluyor

Zincir marketlerde müşteri karşılaması da performans kriterine bağlanıyor:

“Her müşteriye ‘Hoş geldiniz’, çıkarken de ‘İyi günler’ demek zorunluydu. Bunun denetimi yapılıyor. Gizli müşteri gönderiliyor ve yapılmadığında tutanak tutulup uyarı veriliyor. Vatandaşlar bazen “Kasayı açın!” diye tepki gösteriyor ama aslında o sırada birden fazla işle ilgileniliyor. Sadece reyonda değil, her yerde görevimiz oluyor. Müşteri yoksa reyonları düzeltirsiniz, reyon düzenliyse yeri temizlersiniz. Tuvaleti bile temizlediğimiz oluyor. Ürün geldiğinde depoda mal indirirsiniz. Her işi yapıyoruz. Kasiyerlerin sürekli ayakta durması sanki bir zorunluluk gibi görülüyor. Özellikle yoğunluk olduğunda “Hızlı işlem almak için ayakta durmak gerekiyor” deniyor.

Kaç saat çalıştığımız aylık hesaplanıyor. 195 saat civarı çalışıyorduk. Haftalık 45 saate göre ayarlamaya çalışıyorlar. Ama mesela bir çalışan izne çıktığında, personel sayısı dört kişiyse, o zaman çalışanlara 12 saatlik vardiyalar düşüyor. O 12 saatlik tam günler, insanın tüm enerjisini alıyor.”

Çağdaş Deği̇rmenci̇oğlu

“Tuvalete gitmek bile gözlerine batıyor”

Sosyal-İş Sendikası İzmir Şubesi Örgütlenme Uzmanı Toygar Güneş, market ve mağaza çalışanlarının maruz kaldığı koşulları şu sözlerle anlattı:

“Mağaza ve marketlerde ürünlerin raflara düzgünce dizilmesinin arkasında yoğun ve yorucu bir çalışma ortamı var. Raf düzenlemeden transpaletle ürün taşımaya kadar, mağaza ve market çalışanları birçok zorlukla karşılaşıyor. Sadece raf diziminde bile işçi arkadaşlarımız bel ağrısı ve ileride bel fıtığı gibi sağlık sorunları yaşıyor. AVM’lerdeki mağaza ve marketlere baktığımızda, çoğu çalışanın gün boyu ayakta çalıştığını ve özellikle hafta sonları molasız çalıştırıldığını görüyoruz. Neden? Çünkü şirketler satışları artırmak için işçilere mobbing uyguluyor. Hatta bazı yerlerde işçilerin tuvalete gitmesi bile sorun haline getiriliyor.

Güneş, baskının kamera ve barkod süre takibi gibi detaylarla günlük rutine yerleştiğini vurgularken, yaşananların yalnızca fiziksel değil, psikolojik yıpranmayı da artırdığını belirtti. “Kasada oturmanın yasak olması, iş sağlığı ve güvenliği açısından kabul edilemez. Tüm gün ayakta çalışmak, eklem ağrılarından fiziksel yıpranmaya kadar ciddi sağlık sorunlarına neden oluyor.
Uzun ve yoğun çalışma temposu, bu sektörde çalışanların yaşam biçimine dönüşmüş durumda.

18 yaşındaki öğrenciler, eğitimlerini rahatça sürdürmeleri gerekirken bu sömürü düzeninin içine çekiliyor. Mağaza müdürü baskısı başta olmak üzere birçok sorunla karşı karşıya kalıyorlar. Haklarını bilmiyorlarsa, tazminatsız ya da ‘Kod 46’ gibi disiplin hükümleriyle işten çıkarılabiliyorlar.”

Sendikanın çözüm çağrısı

Sosyal-İş Sendikası'nın önerileri ise şöyle sıralanıyor:

• Marketlerde ayakta çalışmak yasaklanmalı,
• Her kasada konforlu bir sandalye bulunmalı,
• Manuel transpalet yerine elektrikli transpalet kullanılmalı,
• Mola saatleri artırılmalı ve daha sık hale getirilmelidir,
• Su, yemek gibi temel ihtiyaçlar işveren tarafından ücretsiz karşılanmalıdır.

Toygar Güneş-1

Bel ve boyun fıtığı yaygın

Market ve mağaza çalışanlarının saatlerce ayakta çalışmaya zorlanması ciddi bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkıyor. İş yükünün yanı sıra, uzun süreli ayakta durma zorunluluğu ise kas ve iskelet sistemi rahatsızlıklarına davetiye çıkarıyor. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan İş Sağlığı ve Güvenliği Meclisi (İSİG) Üyesi Mustafa Güven, bu uygulamanın hem sağlık hem de hukuki açıdan kabul edilemez olduğunu belirtti:

“İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’na göre marketler gibi ayakta çok durulan işyerlerinde, bel ve boyun fıtığına yol açabilecek çalışma biçimleri riskli kabul edilir. Buradaki esas mesele, işçi sağlığı kurullarının gerçekten işçiden yana işlemesidir. Eğer işveren bu kurulu işletmeden, işçinin sağlığına dair kararları keyfi şekilde alıyorsa, bu durum yasal dışılığa girer. Bu nedenle işçinin haklarını bilmesi, sendikalı olması ve bu kurulun denetiminde çalışması çok önemli. Aksi halde uzun çalışma saatleri, yazın yüksek sıcaklıklarda çalışmak gibi birçok uygulama, işçi sağlığına açıkça aykırı.

Mustafa Güven-1

“Ne insani ne hukuki…”

Market çalışanlarının özellikle yaz aylarında yüksek sıcaklık altında uzun saatler çalıştırıldığını belirten Güven, bu koşulların yalnızca fiziksel değil, psikolojik sağlığı da tehdit ettiğini söyledi:

“Bu konuda daha önce birçok işyerinde işçi direnişleri yaşanmış ve benzer talepler gündeme gelmiştir. Uzun süre ayakta çalışmanın en sık görülen sağlık sorunları arasında bel fıtığı, boyun fıtığı, eklem ağrıları, kireçlenme ve çeşitli ortopedik rahatsızlıklar yer alır. Ancak market çalışanları dar alanlarda ve yüksek tempoda bu zorlayıcı koşullarla baş başa bırakılmaktadır. Bu, sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik olarak da yıpratıcıdır. İnsanı sürekli ayakta çalışmaya zorlamak, ne insani ne de yasal olarak kabul edilebilir bir uygulamadır”

Kaynak: özge uyanık