Rafşan Yağmur ÇELİK/Sosyal medyada giderek yaygınlaşan “tradwife” akımına tepki gösteren Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) İzmir Kadın Girişimciler Kurul Üyesi Aysel Öztezel, bu akımın kadını eve kapatmak anlamına geldiğini söyledi. Öztezel “Bu akım, kadınların diplomalarının, emeklerinin duvara astırılmaya çalışılarak evin içerisinde kalmalarına neden olur” diye konuştu.
Kadınların yıllar boşu devam eden eden “eşitlik” mücadelesi hala güncelliğini korurken, sosyal medyada son dönemde kadını eve yönlendiren “tradwife” adlı yeni bir akım doğdu. 1950 Amerika tarihini yansıtan, Amerika’dan dünyaya yayılan bu akım “sağ” ve “geleneksel” kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. Sosyal medya üzerinden yaygınlaştırılan videolarla, kadının yerinin evi olduğu, dışarıdaki hayatın zorluklarıyla mücadele etmek yerine evinde ailesine hizmet etmenin kadınları mutlu edeceği savunuluyor.
Nereden çıktı bu akım?
Konuyla ilgili görüşünü aldığımız TOBB İzmir Kadın Girişimciler Kurul Üyesi ve Park Bornova Genel Koordinatörü Aysel Öztezel, bu akımın kadının gücünü yok etmeye çalıştığını söyledi. Öztezel sözlerini şöyle sürdürdü:
“Batı dünyasından sosyal medya üzerinden yaygınlaştırılan geleneksel eş akımı (TradWife) söylemi benim ikna olamayacağım, hatta ‘nereden çıktı bu’ dediğim bir akım. Bu akım kadınların diplomalarının, emeklerinin duvara astırılmaya çalışılarak evin içerisinde kalmalarına neden olur. Biz kadınlar evden iş hayatına çıkabilmek için haklarımızı kazanmak için, ailelerimizi bu konuya ikna etmek için çok zaman kaybettik. Bu akımın kadının gücünü yok etmek istediğini düşünüyorum. Türkiye, kadın hakları konusunda bazı önemli kazanımları tarihsel açıdan birçok Avrupa ülkesinden daha önce kabul etmiştir. Bu konuda Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’e saygılarımı sunuyorum. Geleneksel eş akımının yaygınlaştırılmaması için faaliyette olduğum sivil toplum kuruluşlarıyla da kadının iş hayatındaki yerini korumak ve geliştirmek için mücadele etmeye devam edeceğiz.”
Kadınlar, iş hayatının vazgeçilmezi
Kadınların uzun yıllar süren çabalar sonucunda iş hayatının vazgeçilmezi olduğuna vurgu yapan Öztezel “İçinde bulunduğumuz bilgi ve iletişim çağında dünya açık bir pazar konuma geldi. Zor rekabet koşullarında iş hayatımızda kadının varlığı daha da önem kazandı. Toplumdaki yerinin ise halen tartışıldığı bir ortamın içerisinde yaşıyoruz. Tüm sivil toplum kuruluşlarımızın çalışmaları kadını daha da yüceltmeye yöneliktir. Mağduriyetler yaşayan nice kadın yetişti, gelişti, eğitim alarak iş hayatının vazgeçilmezi oldu. Kadınlarımızın sıkıntıları bitmiş olmasa da kişiliği, olağanüstü iletişim kabiliyeti ile iş hayatında yerini almıştır. İş hayatında ücret eşitsizliği, cam tavanlar olmasına karşılık kadınlar güçlülüğü, dik duruşu ile iş hayatına değer katmaya devam etmektedir” dedi.
Bu akım kadınları mutsuz eder
Kendisi de çocuğunun bakımı nedeniyle bir süre çalışmaya ara vermek durumunda kalan ve bu süreci bir süreliğine de olsa deneyimleyen sosyal medya fenomeni Melike Gülen Ötnü ise, bu konudaki deneyimlerini kendi sayfasından paylaştı. Kadının iş hayatından çekilmesinin Tradwife akımının iddiasındaki gibi mutluluk verici olmadığını ifade eden Ötnü şöyle konuştu:
“Bu akımın gerçekçi olduğunu düşünmüyorum. Kadınların kamusal hayattan ve ekonomik özgürlükten geri çekildiğinde huzur bulduğunu düşünmüyorum. Bu durumu yaşadım ve huzur bulmadım. Her kadın özgür, mutlu ve ekonomik özgürlüğünün olduğu bir hayat yaşamak ister. Bütün kadınların evli olsun olmasın, kendilerini evden başka bir yerde var etmeliler. Kendi gündemimiz, kendi mutluluklarımız, keyiflerimiz ya da tabi ki üzüntülerimiz, sınırlarımız olmalı. Çalışmamak ve sadece ev içi sorumlulukları yerine getirmek psikolojik olarak çok zor. Daha öncesinde çalışan, ekonomik özgürlüğünü elinde tutan bir kadın olarak bu süreç daha zorlaşıyor. İnsan kendini “zaten para kazanamıyorum bari” ile başlayan cümleler kurarken buluyorum, kendimi. Sürekli bir yetersizlik hissiyatı. Evde yaptığın hiçbir iş kimse tarafından görülmüyor. Çalışıyorken daha bakımlı, özgüvenliydim. Daha kaliteli bir yaşam tarzım vardı. Çalışmıyorken evde ev işi, çocuk bakımı daha zor bir hal alıyor. İç dünyamın bu nedenle dış görünüşüme yansıdığını düşünüyorum. Çalışmadığımda kendime bakasım gelmiyor ve çok bakımsız hissediyorum. Bu da bana çalışmadığım zaman özgüven eksikliği olarak hissettiriyor.”