TBMM Genel Kurulu, kadına yönelik şiddeti ve kadın cinayetlerini ele almak üzere toplandı. CHP Ankara Milletvekili Semra Dinçer, bu konuda dikkat çekmek amacıyla kürsüye 'kefen' ile çıkarak kadın cinayetlerine karşı protesto gerçekleştirdi. Bu dramatik eylem, Türkiye'deki kadın cinayetleri ve şiddet olaylarına dair kamuoyunda bir farkındalık oluşturma amacı taşıyor.
Kadın Cinayetlerine Dikkat Çekildi
Toplantı, 'Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi'ni görüşmek üzere Meclis Başkan Vekili Gülizar Biçer Karaca başkanlığında gerçekleşti. Siyasi parti grupları, gündemdeki konulara dair önerge sunmak için söz aldılar. DEM Parti, kadınlara yönelik artan şiddeti önlemek amacıyla Meclis Başkanlığı'na araştırma önergesi sundu.
Bu önergenin gerekçesini açıklamak üzere söz alan DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Halide Türkoğlu, Türkiye'de 2010-2024 döneminde 4255 kadın cinayeti işlendiğini belirtti. Ayrıca bu süre zarfında 184 kadının şüpheli bir şekilde ölü bulunduğunu vurguladı.
Türkoğlu, "Bu cinayetlerin önlenmesine dair sunulan önergeler, katledilmek istemeyen kadınların sesiydi" diyerek iktidarın bu konudaki ihmallerine dikkat çekti.
Kadına Yönelik Şiddetin Artışına Tepki
CHP'li Semra Dinçer, kadın cinayetlerine karşı daha fazla ses çıkarılması gerektiğini belirterek, "Münevver’den İkbal’e, Narin’den Sıla’ya, Özgecan’dan Ayşenur’a binlerce kadın ve çocuk... Sizin yüzünüzden işte bu kefeni giydim" dedi.
Dinçer, kefenin üzerinde katledilen kadınların, kız çocuklarının ve bebeklerin isimlerinin bulunduğunu ifade ederek kadınların her gün yaşam mücadelesi verdiğini ve bu durumu kabullenmeyeceklerini vurguladı.
"Sizin erkek egemen politikalarınız ve kadınları katleden canilere uyguladığınız cezasızlık politikalarınız yüzünden 22 yıldır kadınlar, ne yazık ki bu kefeni çantalarında taşıyorlar" diyerek hükümetin kadına yönelik şiddet konusundaki yetersizliklerine eleştirilerde bulundu.
İstanbul Sözleşmesi Tartışmaları
İYİ Parti Tekirdağ Milletvekili Selcan Taşçı Hamşıoğlu, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesini eleştirerek, "Biliyorsunuz İstanbul Sözleşmesi, bütün uluslararası anlaşmalar gibi Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayıyla kabul edildi" diyerek sözlerine başladı.
Taşçı Hamşıoğlu, Anayasa'nın 90. maddesine atıfta bulunarak uluslararası sözleşmelerin yasalarla eşit olduğunu ve bu sözleşmelerin feshedilemeyeceğini belirtti. "Danıştay savcısı mütalaasında söyledi: 'İstanbul Sözleşmesi Meclis'te onaylandı, Cumhurbaşkanı feshedemez.' Bu, hukukun üstünlüğü açısından ciddi bir ihlaldir" diyerek hükümeti eleştirdi.
AK Parti'den Şiddetle Mücadele Vurgusu
AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Tuba Köksal, partisinin kadına yönelik şiddetle mücadelede kararlı olduğunu ifade etti. Köksal, "2002'de ilk seçim beyannamemizle başlayan iktidara geldiğimiz 2003 yılından itibaren şiddetle mücadelemizi kararlılıkla devam ettirmekteyiz" dedi.
Ayrıca 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un yürürlüğe girmesiyle Türkiye’de kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda yasal altyapının güçlendiğini vurguladı.
DEM Parti'den Çağrı
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, kadına yönelik şiddetin artmasına dikkat çekerek, "Bu ülkede İstanbul Sözleşmesi kaldırıldığından beri bir kadın kırımı yaşanıyor. Bu durumu değiştirmek için Meclis’te siyasi bir inisiyatif geliştirilmesi gerekiyor" dedi.
Koçyiğit, "Yaşamak için burada söz kuruyoruz, hamaset olsun diye cümle kurmuyoruz. Biz kadınların bu ülkede yaşam güvenliği yok, bunu görmeniz gerekiyor" diye ekledi.
Şiddetle Mücadele İçin Araştırma Komisyonu Talebi
Koçyiğit, iktidara kadına yönelik şiddetin araştırılması için bir Meclis araştırma komisyonu kurulması çağrısında bulundu. "Sıfır tolerans mı? O sıfır toleransı biz pratikte görmek istiyoruz" diyerek eylemlerin sözel değil, somut adımlarla desteklenmesi gerektiğini vurguladı.
Kadınların ve çocukların yaşam haklarının sistematik olarak yok edildiğini belirten Koçyiğit, bu duruma karşı net adımlar atılmasını istedi.
TBMM'deki bu tartışmalar, Türkiye'deki kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddetin toplumda yarattığı derin etkiyi gözler önüne sererken kadın hakları konusunda daha fazla çalışma yapılması gerektiğini ortaya koydu. Kadına yönelik şiddeti önleme konusundaki toplumsal ve politik sorumluluklar, milletvekilleri tarafından yine hatırlatıldı.
