Yaz mevsiminin vazgeçilmezi olan meyveler bu yıl vatandaşın cebini yakıyor. Market ve pazarlarda kirazın kilosu 600 lirayı bulurken, karpuz gibi geniş kitlelerin tercih ettiği ürünler dahi üç haneli fiyatlardan satılıyor. Özellikle erik, kayısıve üzüm gibi geleneksel sofralık meyvelerde fiyatlar adeta uçtu.
TÜİK verileri rekor artışı tescilledi
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) haziran ayı tarım verileri, bu artışın sadece bir algı değil, istatistiksel gerçek olduğunu ortaya koydu. Meyve fiyatlarında yıllık bazda yüzde 200’ün üzerinde artış kaydedildi. Bu oran, tarım ürünleri tarihinde şimdiye kadar ölçülen en yüksek artış olarak kayıtlara geçti. Tarım sektöründe uzmanlar, bu verileri “olağanüstü bir alarm” olarak yorumladı.
Kirazda evlere bile yetmeyen rekolte
Artışın başını çeken meyve ise kiraz oldu. Türkiye’nin hem iç piyasada hem de ihracatta söz sahibi olduğu bu üründe bazı üreticiler, “Tarladan evimize yiyecek kadar bile kiraz çıkaramadık” diyerek durumun ciddiyetini gözler önüne serdi. Rekoltedeki düşüş, iç piyasadaki ürün arzını daraltırken, ihracat hedeflerini de riske attı.
Don ve kuraklık çiftçinin belini büktü
Tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım, bu yılın üretim açısından son derece sancılı geçtiğini belirterek, temel sorunun iklim koşullarındaki sert değişim olduğunu vurguladı. “Kayısı ve kiraz gibi ürünlerde Türkiye dünya lideri, fakat 2025 yılında yaşanan don olayları ve su kıtlığı rekolteleri yerle bir etti” diyen Yıldırım, yaşanan fiyat patlamasının sadece tüketiciyi değil, üreticiyi de mağdur ettiğini belirtti.
Kuraklık sadece taze meyveyi değil sanayiyi de vuruyor
Yükselen fiyatlar sadece taze meyveyi değil, onlardan üretilen sanayi ürünlerini de tehdit ediyor. Özellikle meyve suları, reçeller, kurutulmuş meyve ve konserve ürünlerde maliyet artışları kaçınılmaz hale geldi. Bu artışların raflara yansıması ise önümüzdeki aylarda daha da hissedilir olacak.
İhracatta Türkiye’nin eli zayıflayabilir
Sadece iç tüketim değil, dış ticaret dengeleri de bu süreçten nasibini alacak. Özellikle kuru kayısı, çekirdeksiz üzüm, incir gibi ürünlerde Türkiye’nin dünya pazarındaki liderliği, yaşanan krizle sarsılabilir. Uzmanlara göre bu durum, hem ülke ekonomisine hem de üreticinin döviz kazancına olumsuz yansıyacak.
2026’ya kadar yüksek fiyatlara hazırlıklı olun
Mevcut koşullar değişmediği sürece, meyve fiyatlarında düşüş beklemek hayal olabilir. Yıldırım, “2026’ya kadar bu yüksek seyrin sürmesi muhtemel. Rekoltenin artması için sadece tarımsal politikalar değil, doğanın da işbirliği şart. Ancak ne yazık ki önümüzdeki yıl için de kuraklık uyarıları var” sözleriyle gidişata dair karamsar bir tablo çizdi.
Tarımsal destekler yetersiz kalıyor
Çiftçilerin karşı karşıya kaldığı zararı telafi etmek için mevcut desteklerin yetersiz olduğu sıkça dile getiriliyor. Tarım sigortaları, mazot ve gübre teşvikleri, doğrudan gelir desteği gibi kalemlerin artırılması gerektiğini savunan sektör temsilcileri, aksi takdirde çiftçilerin üretimden çekilebileceği uyarısını yapıyor. Bu da krizin kalıcı hale gelmesine neden olabilir.