Kamuoyunda büyük bir heyecanla beklenen ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından duyurulan memurlara yönelik yeni izin düzenlemesi, "Devlet Memurlarının Yarı Zamanlı Çalışma Hakkının Kullanımına İlişkin Yönetmelik" adıyla Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. İlk bakışta, özellikle çalışan anne ve babalar için devrim niteliğinde bir hak olarak görülen düzenleme, detayları incelendiğinde ise ciddi bir "ama" ile birlikte geldi.

Yönetmeliğin en dikkat çekici maddesi, kadın ve erkek devlet memurlarının, çocuklarının doğumundan itibaren ilköğretim çağına başlayana kadar, yani yaklaşık 6-7 yıl boyunca, talep etmeleri halinde yarı zamanlı çalışma imkanına kavuşması oldu. Bu düzenleme, kadın memurlara analık ve ücretsiz izinlerinin bitiminden sonra, eşi doğum yapan erkek memurlara ise babalık izinlerinin ardından başvuru yapma hakkı tanıyor. Özellikle çocuk bakımının en yoğun olduğu ilk yıllarda, ebeveynlere büyük bir esneklik sunması hedeflenen bu düzenleme, aile ve iş yaşamı dengesini kurmada önemli bir adım olarak değerlendirildi.

Ancak yönetmeliğin ilerleyen maddelerinde yer alan mali koşullar, bu olumlu havayı bir anda dağıttı ve yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi.

Maaşlarda yarı yarıya kesinti: İzin hakkının bedeli ağır oldu

Yeni düzenlemenin en çok tartışılan ve hayal kırıklığı yaratan detayı, yarı zamanlı çalışma hakkından faydalanacak olan memurların mali haklarında yapılacak olan kesinti oldu. Yönetmeliğe göre, bu haktan yararlanan bir memurun çalışma süresi, normal çalışma süresinin yarısı olarak belirlenecek. Örneğin, haftalık 40 saat çalışan bir memur, bu hakla birlikte haftada 20 saat çalışacak.

Ancak bu esnekliğin bedeli, maaşların da yarıya düşürülmesi olacak. Yönetmelik, "Memurlar, bu süre içinde maaşlarının ve ödemelerinin yarısını alabilecek" hükmünü içeriyor. Bu durum, özellikle tek maaşla geçinen veya ekonomik olarak zor durumda olan aileler için yarı zamanlı çalışma hakkını neredeyse kullanılamaz hale getiriyor.

Birçok memur sendikası ve sivil toplum kuruluşu, bu düzenlemenin aslında bir "hak" değil, "ücretsiz iznin bir başka versiyonu" olduğunu belirterek tepki gösterdi. Maaşların yarıya düşürülmesi, özellikle büyük şehirlerde yaşayan ve yüksek kira, ulaşım gibi giderleri olan memurlar için bu hakkı lüks haline getiriyor. Düzenlemenin, aile bütçesini ciddi şekilde sarsacağı ve bu nedenle beklenen ilgiyi görmeyeceği tahmin ediliyor.

Süt izni de kaldırıldı: Kadın memura çifte darbe

Yarı zamanlı çalışma hakkını kullanan kadın memurları bekleyen bir diğer olumsuz sürpriz ise, doğum sonrası verilen süt izni hakkının kaldırılması oldu. Mevcut yasaya göre, kadın memurlar ilk altı ay günde üç saat, ikinci altı ay ise günde bir buçuk saat süt izni kullanma hakkına sahipti. Ancak yeni yönetmelik, yarı zamanlı çalışmayı tercih eden kadın memurun bu haktan feragat etmesini şart koşuyor.

Bu madde, özellikle anne sütünün bebek gelişimi için önemini vurgulayan sağlık otoriteleri ve kadın hakları savunucuları tarafından sert bir şekilde eleştirildi. Çalışma süresi zaten yarıya inmiş bir kadının, süt izni hakkının tamamen elinden alınmasının mantıklı bir açıklaması olmadığı belirtiliyor. Bu durumun, yarı zamanlı çalışmayı tercih eden annelerin bebeklerini emzirme sürelerini olumsuz etkileyebileceği ve anne ile bebek arasındaki bağı zayıflatabileceği endişeleri dile getiriliyor. Bu düzenleme, "çalışan anneyi destekleme" amacıyla çıkarılan bir yönetmeliğin, tam tersi bir sonuç doğurabileceği yönündeki eleştirileri de beraberinde getirdi.

Kimler yararlanacak, kimler kapsam dışı kalacak?

Yönetmelik, yarı zamanlı çalışma hakkından kimlerin yararlanabileceği ve kimlerin bu hakkın dışında kalacağı konusunda da net sınırlar çiziyor. Düzenlemenin en olumlu yanlarından biri, kadın veya erkek ayrımı yapılmaması ve eşlerin her ikisinin de memur olması durumunda, bu haktan ayrı ayrı faydalanabilmelerine olanak tanıması. Ayrıca, evlat edinen devlet memurlarının da aynı haklardan yararlanabilecek olması, düzenlemenin kapsayıcılığını artırıyor.

Ancak her memur bu haktan faydalanamayacak. Yönetmeliğe göre, "Şube müdürü ile dengi ve üstü yönetici unvanlı kadrolarda görev yapan memurlar" ile "yurt dışı teşkilatında görev yapan memurlar" bu hakkın kapsamı dışında bırakıldı. Bu istisna, özellikle yönetici pozisyonlarındaki işlerin doğası gereği tam zamanlı mevcudiyet gerektirdiği gerekçesiyle açıklandı.

Ancak bu durum, yönetici pozisyonundaki kadınların kariyerleri ile annelik arasında bir seçim yapmaya zorlanabileceği yönündeki eleştirilere neden oldu. Özellikle kadın yöneticilerin, bu haktan mahrum bırakılmasının, kariyerlerinde ilerlemelerinin önünde bir engel oluşturabileceği ve cinsiyet eşitsizliğini derinleştirebileceği belirtiliyor.

Haftalık çalışma düzeni ve esneklik

Yarı zamanlı çalışma hakkını kullanacak memurların haftalık çalışma düzeni de yönetmelikte detaylandırıldı. Buna göre, haftalık çalışma süresi 20 saati geçemeyecek ve bu süre, haftanın en fazla 3 gününe yayılacak şekilde planlanacak. Bu esneklik, memurların çocuklarıyla daha fazla kaliteli zaman geçirmelerine olanak tanırken, aynı zamanda işlerini de aksatmamalarını sağlamayı hedefliyor.

Trabzonspor’da yeni sezon hazırlıkları sürüyor
Trabzonspor’da yeni sezon hazırlıkları sürüyor
İçeriği Görüntüle

Memurlar, yarı zamanlı çalışma dönemleri içinde, istedikleri herhangi bir zamanda bu hakkı kullanmak için kurumlarına talepte bulunabilecekler. Kurumların, memurların bu taleplerini, hizmetin aksamaması koşuluyla makul bir süre içinde değerlendirmesi ve yanıtlaması gerekiyor.

Bu düzenleme, kamu sektöründe esnek çalışma modellerinin yaygınlaşması adına önemli bir adım olarak görülse de, mali koşulların yarattığı caydırıcı etki nedeniyle ne kadar uygulanabilir olacağı zamanla ortaya çıkacak. Düzenlemenin, maaş kesintisi gibi olumsuz yönleri revize edilmediği takdirde, kağıt üzerinde kalan bir hak olmaktan öteye gidemeyeceği endişesi hakim.

Kaynak: HABER MERKEZİ