İstanbul’dan Ankara’ya yürüyüş başlatan Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası üyesi öğretmenler, taban maaşın yasal güvence altına alınmasını, belirsiz süreli sözleşmelerin kaldırılmasını, eğitim ve güzel sanatlar işkolunun kurulmasını ve özlük haklarında kamudaki meslektaşlarıyla eşitlik talepleri için yollardaydı.
Seslerini duyurmaya çalışan öğretmenler Ankara’da polis müdahalesi ile karşılaştı. Gözaltına alınan öğretmenler “Bu mücadele burada bitmeyecek. Bu bir saldırıdır. Öğretmene, emeğe, hak arayışına saldırıdır. Ne baskınız ne gözaltınız bizi yıldırmaz.” Diyerek Milli Eğitim Bakanlığı’na seslendi.
TBMM'de açıklama yapmak isteyen öğretmenler Kurtuluş Parkı’nda sert müdahale ile karşılaştı. Öğretmenlerin talebi, sorunlarının çözümü için Meclis’teki Milli Eğitim Komisyonu’nun toplanmasıydı. Komisyonun toplanması için yeterli sayıda imzaya ulaşıldı. Komisyon 3 Temmuz 14.00’te toplanacak.
Öğretmenler ne istiyor?
1) Taban maaş uygulaması
2014’te elimizden alınan, kamu öğretmenlerinin maaşlarını esas alan taban maaş hakkımız geri tanınmalı. Özel sektör öğretmenlerini yoksulluğa ve patronların keyfi uygulamalarına mahkûm eden ücret politikalarına son verilmelidir.
Patronların “piyasa koşulları” bahanesiyle emeği değersizleştirmesine artık izin verilemez.
Eğitim emeği, ucuz işgücü değildir!
2) Belirsiz süreli iş sözleşmesi
Öğretmenlik, mevsimlik değil; süreklilik gerektiren bir meslektir.
Ancak özel sektörde çalışan öğretmenlerin büyük çoğunluğu her yıl ya istifaya zorlanmakta ya da sözleşmenin yenilenmemesi tehdidiyle karşı karşıya kalmakta ve iş güvencesinden yoksun bir şekilde çalıştırılmaktadır.
Bu uygulama; öğretmeni susturmak, hak talep etmesini engellemek ve sürekli bir baskı altında tutmak anlamına gelmektedir.
İstiyoruz ki öğretmenler her eğitim-öğretim yılı başında “Bu yıl sözleşmem yenilenecek mi?” kaygısı taşımadan, güvenle işine odaklanabilsin.
3) Eğitim ve güzel sanatlar işkolu kurulması
Bugün özel sektörde çalışan öğretmenler, 10 No’lu Ticaret, Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar işkolunda yer almakta ve bu durum, bizleri fiilen grev ve toplu iş sözleşmesi hakkından mahrum bırakmaktadır.
Bu işkolu, öğretmenlik mesleğinin özgün niteliklerini ve kamusal sorumluluğunu yansıtmamakta; öğretmenleri büro çalışanı gibi değerlendiren, haklarımızı kısıtlayan bir yapıya sahiptir.
Eğitim ve Güzel Sanatlar İşkolu adıyla ayrı bir işkolu oluşturulmalı; öğretmenlerin grev ve TİS hakkı başta olmak üzere tüm sendikal hakları güvence altına alınmalıdır.
4) Kamu ile özlük haklarında eşitlik
Bugün kamu öğretmenleri ile özel sektör öğretmenleri arasında ciddi bir hak uçurumu vardır: