9 Eylül Gazetesi'nden Mert Yasin Alpdündar'ın haberine göre; İzmir Ticaret Odası’nın (İZTO) temmuz ayı olağan meclis toplantısı, İzmir Ticaret Odası Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Fahri Mutlu Tosun’un katıldığı toplantı, İZTO Meclis Başkanı Selami Özpoyraz idaresinde yapıldı. Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, ihracat, ekonomik gelişmeler, enflasyon, faiz ve hukuki öngörülebilirlik açısından önemli açıklamalarda bulundu. Özgener, “Böyle bir ortamda, hem yerli hem de yabancı yatırımcılar gözünde, iş yapma ve yatırım ortamı açısından öngörülebilirlik çok önemli bir unsur. Öngörülebilirliğin en önemli bileşenlerinden birisi de tartışmasız hukuki öngörülebilirlik. Bu anlamda mevzuatlar açısından öngörülebilirlik, vergi ve idari konularda yapılan değişiklikler ve hatta değiştirilen mevzuat hükümlerinin geriye yürütülmesi yatırımlara ilişkin fizibiliteleri doğrudan etkilemekte” dedi.
ÇEŞME ORMAN YANGINI VE ELEKTRİK FACİASINDA HAYATINI KAYBEDENLER ANILDI
İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, konuşmasına Çeşme orman yangını ve elektrik faciasında hayatını kaybeden vatandaşların ailesine başsağlığı dileyerek başladı. Yaşanan olayların herkesi yasa boğduğunu ifade eden Özgener, böylesine acıların yaşanmaması için gereken özen ve duyarlılığın gösterilmesi gerektiğini vurguladı.
İZMİR İHRACATINDA YÜZDE 16 DÜŞÜŞ
TÜİK’in bugün açıklanan dış ticaret verileri hakkında değerlendirmelerde bulunan Özgener, “Ülkemizde Haziran ayında genel ticaret sistemine göre ihracat yüzde 8,3, ithalat yüzde 4,4 azaldı, İzmir’de ise ihracat yüzde 16,3, ithalat yüzde 1,6 düşüş yaşadı. Verilere göre, ihracatımızda bir düşüş olduğunu görüyoruz ama Kurban Bayram Tatilinin bu sonuçların ortaya çıkmasında etkili olduğunu düşünüyoruz. Bu noktada; dış ticaret verilerinin gelecek ay Euro Bölgesindeki düzelmenin de etkisiyle toparlanacağını düşünüyoruz. Sürdürülebilir cari ve dış ticaret verilerinin, ülkemiz ekonomisi için önem taşıdığına inanıyoruz” diye konuştu.
‘ENFLASYON VE FAİZ İNDİRİMİ DÖNGÜSÜ EYLÜL AYINDA GÜNDEME GELECEK’
Eylül ayı ile birlikte enflasyon ve faiz indirimi döngüsünün yurtdışında olduğu gibi Türkiye’de de gündeme geleceğini söyleyen Mahmut Özgener, sözlerini şu şekilde sürdürdü;
“Ekonomideki yavaşlamanın daha fazla hissedilmesi ile birlikte, Merkez Bankasının verdiği mesajlar ve atacağı adımlar, daha da önemli bir hale gelecek. Bundan sonraki gündemimiz, ekonominin ne hızla yavaşladığı ve buna bağlı olarak faizlerin, enflasyondaki düşüşü engellemeden, indirileceği sürecin takibi olacak. Bu konuda Merkez Bankası’nın iki yönlendirmesinin dikkatle izlenmesi gerektiğine inanıyoruz. Birincisi sözel olarak gerçekleştirilen ve Şubat ayından beri yapılan bir yönlendirme. Buna göre; Merkez Bankası, dezenflasyonist süreç için mevsimsellikten arındırılmış aylık TÜFE’nin yüzde 2,5, faiz indirimi için ise yüzde 1,5’in altına düşmesi gerektiğini belirtiyor. Merkez Bankası’nın ikinci veriye dayalı yönlendirmesi ise, enflasyon beklentileri ile ilgili. Piyasa beklentileri 2024 yıl sonu için yüzde 43’e yaklaşmasına rağmen, orta vadede hala Merkez Bankası projeksiyonlarından yüksek durumda. Reel sektör enflasyon beklentilerinin, hane halkı beklentileri kadar yüksek olmamakla birlikte, halihazırda faiz seviyesinin yüksek kalmasına sebep olacak seviyede olduğunu görüyoruz. Merkez Bankası, enflasyon beklentilerindeki düşüşün henüz yeterli olmadığını ortaya koyuyor. Beklentilerdeki düşüş geciktikçe, faiz indirimlerinin mümkün olmayacağını, öteleneceğini ve bunun da maliyeti artıracağını değerlendiriyor”
‘PARA POLİTİKASI İLE ENFLASYONUN DÜŞÜRÜLMEYE ÇALIŞILMASI MALİYETLERİ ARTIRACAK’
“Bu süreçte sadece para politikası ile enflasyonun düşürülmeye çalışılmasının maliyetleri arttıracağını düşünüyoruz” diyerek sözlerine devam eden Özgener, “Bu yüzden, ekonominin farklı alanlarındaki reformların da hızlandırılmasına ihtiyaç duyulduğuna inanıyoruz. Vergi reformu bu sürecin önemli bir ayağı. Birçok meclis konuşmamda etkin bir vergi sisteminin oluşturulması gerektiğine vurgu yaptım. Bu yapıyı oluştururken yalın, uzun yıllar güncelliğini yitirmeyecek, vergide adaleti sağlayacak, kayıp/kaçağı önleyecek, yatırım dostu, rekabeti koruyan ve yurt dışındaki rakiplerimizle eşit şartlarda mücadele etmemizi sağlayacak bir vergi düzenlemesinin yapılması önem arz ediyor. Kayıt dışı ekonominin önlenmesine katkı yapacak vergi düzenlemelerinden memnuniyet duyuyoruz. Ancak vergi reformunun tam anlamıyla hayata geçirilmesi için, sisteme katkı sağlayacak yeni vergisel düzenlemelerin de devreye girmesi gerektiğine inanıyoruz” diye belirtti.
‘YATIRIMLAR İÇİN ÖNEMLİ UNSURLARDAN BİRİ HUKUKİ ÖNGÖRÜLEBİLİRLİK’
Dünyada katma değerli yatırımları çekebilmek için ülkelerin büyük rekabet içerisinde olduğunu vurgulayan Özgener, “Böyle bir ortamda, hem yerli hem de yabancı yatırımcılar gözünde, iş yapma ve yatırım ortamı açısından öngörülebilirlik çok önemli bir unsur. Öngörülebilirliğin en önemli bileşenlerinden birisi de tartışmasız hukuki öngörülebilirlik. Bu anlamda mevzuatlar açısından öngörülebilirlik, vergi ve idari konularda yapılan değişiklikler ve hatta değiştirilen mevzuat hükümlerinin geriye yürütülmesi yatırımlara ilişkin fizibiliteleri doğrudan etkilemekte. Mevzuat değişikliklerinde iş dünyası, ilgili odalar, meslek kuruluşları ve sivil toplum kuruluşları ile istişare ortamının sürdürülmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
'BİLİŞİM ALANINA ÖNEM VERDİK'
İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Fahri Mutlu Tosun ise, göreve geldikten sonra bilişim alanına önem verdiklerini vurguladı. Bilişim suçları soruşturma bürosundaki savcı sayısını iki katına çıkardıkları bilgisini veren Tosun, "Özellikle uluslararası suç örgütleri tarafından birçok şirketin bilgilerine erişiliyor veya yanlış bilgilerle suç işlenerek mağduriyet oluyor. Bu tarz durumlarda gecikirseniz parayı başka yerlere aktarıyorlar. Suçluların yakalanması komsunda özel savcılarımızla soruşturmaları takip ediyoruz” diye belirtti.
'CEZAEVLERİNDE 59 İŞ KOLUNDA ÜRETİM FALİYETİ YÜRÜTÜLÜYOR'
Tosun, “Cezaevi tutuklularını çalıştırıyoruz. Yaklaşık 59 iş kolunda üretim faaliyeti yapıyoruz. Metalden mobilyaya, tekstilden tarım ve hayvancılığa kadar üretim yapıyoruz. Amacımız mahkumlara meslek edindirmek, mevcut mesleklerindeki yetkinliklerini korumak ve topluma kazandırmak" dedi.