İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, 2025-2027 dönemine ilişkin enflasyon, istihdam, büyüme gibi temel makroekonomik hedeflerin yer aldığı Orta Vadeli Program (OVP)’a ilişkin yazılı değerlendirme yaptı. Özgener açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

Asgari ücrette 'ara formül' iddiası! Asgari ücrette 'ara formül' iddiası!

Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz tarafından açıklanan 2025-2027 dönemlerini içeren Orta Vadeli Program’ın (OVP) ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diler, programın hazırlanmasında emeği geçen tüm ekonomi yönetimimize teşekkür ederim. İş dünyası olarak sürecin, tüm sektörlerle istişare içinde yürütülmesinden memnuniyet duyuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımızın ve Bakanlarımızın OVP’yi açıklarken bir “enflasyonu düşürme programı” olduğunu vurgulaması bizler için önem arz ediyor.

Orta Vadeli Program’da, makroekonomik tahminlerde ufak da olsa değişiklikler olduğunu görüyoruz. Bu değişen tahminlerin piyasa beklentilerinin ötesinde, reel sektör ve hane halkının enflasyon beklentilerini ne kadar aşağı çekebileceğini ilerleyen süreçte daha net göreceğiz. Merkez Bankası’nın son “enflasyon raporu” açıklamasında, 2024 enflasyonunun tahmin aralığının üst sınırına yakın gerçekleşmesinin daha olası olduğu çıkarımı yapılmıştı. Bu anlamda OVP’nin gerçekçi bir yaklaşım sergilemesinin olumlu olduğu kanaatindeyiz.

Dezenflasyonist süreç açısından OVP’deki en önemli veri, bütçe açık tahminleri. Geçen seneki OVP, 2024 için GSYH’nın %6.4’ü bir bütçe açığına işaret ediyordu. Bu sene, büyük ihtimalle vergi paketinin etkisiyle rakam %4.9 olarak revize edildi. 2025 yılı için %3.1 ve 2026 yılı için %2.8’lik bütçe açığı hedefleniyor. Rakamların geçen seneki hedeflere göre daha sıkı bir maliye politikasına işaret ettiğini görüyoruz.

Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek’in vurguladığı maliye politikalarının dezenflasyonist sürece katkısının önemli olduğu kanaatindeyiz. Bütçe açığının 2024’teki %4.9 seviyesinden 2025’te %3.1’e düşecek olması, mali etkinin nette negatif olması; ve buna bağlı olarak 2025’te 2024’e göre büyümeye negatif ve enflasyona düşürücü etki yapacağına işaret ediyor. Bu noktada, kamudaki hangi gelir kaynaklarının artacağı ve hangi gider kalemlerinin düşeceği, bunların bütçe açığını ne ölçüde azaltacağı, enflasyonun düşmesi konusunda önemli bir fark yaratacağına inanıyoruz.

Kaynak: HABER MERKEZİ