Sezonun en zor maçı Antalyaspor karşılaşmasıydı. Ligin sonuna demir atmış Göztepe’nin işi çok zordu. Takımda Covid-19 olan Burekovic ile birlikte moraller çok bozuktu. Bir tek avantajları vardı o da her zaman olduğu gibi muhteşem taraftarı… Evden çıktım geliyorum Gürsel Aksel Stadı’na… Hava çok güzel… İnsanlar eline içeceklerini almış tutkusu olan Göztepe ile buluşmaya geliyorlar. Kızım Lara’nın da dediği gibi çok zor maçtı. Fakat bu maç bir şekilde oynanması gerekiyordu. Hiç unutmuyorum güzel insan rahmetli Ergun Kantarcı şöyle derdi: “Bir maçta penaltıyı atan gol olsun diye dua eder, kaleci ise olmasın diye dua eder. O zaman bu top havada mı kalsın?” Aynen öyle rahmetlinin dediği gibi.
Gelelim maça…
Ev sahibi Göztepe etkili ataklarla rakip ceza alanında pozisyon arıyordu. Soner’in soldan muz ortasında başarılı stoperi Atınç Nukan mükemmel kafa şutu ile takımını öne geçirdi. İkinci yarıya bu avantajı ile başlayan Göztepe yine başarılı kaptanı Halil’in ceza alanı içinde düşürülmesi ile kazanılan penaltıda Ndiaye’nin atışıyla 2-0 öne geçti. 4-4-2 düzeni ile oyuna başlayan sarı kırmızılı ekip zaman zaman 3-5-2’ye dönerek pozisyon aradı. Bana göre bu maç 3 değil, 6 değil tam 9 puanlık bir maçtı. Çünkü alınacak olan bu puan camianın komple birleşmesine sebep olacaktı. Muhteşem taraftarın sabrı kalmamıştı. Şimdi yapılacak olan transferlerle birlikte uyuyan dev uyanacaktır. Buna cani gönülden inanıyorum. Evet ligin ikinci yarısı başladı ve Göztepe kendisi gibi ligin sonuncusu Malatyaspor deplasmanına gidiyor. Al işte senin rakibin. Buradan alınacak puan veya puanlar ligin kaderini çok değiştirecek. Teknik heyetin alacağı önlemler çok önemli. Sırp hocasının taktiksel açıdan çok dikkat edeceği maç olacak. Sayın başkan Mehmet Sepil’in de bire bir yaptığı transfer ne kadar etkili olacak göreceğiz. Artık bu gidişin dönüşü olmadan ligi kazasız belasız bitirip önümüzdeki yıllara bakılmalı. Her zaman söylediğim gibi yolun açık, şansın bol olsun şanlı Göztepe…