Türk Tabipleri Birliği (TTB), tıp fakültesi öğretim üyelerinin yaşadığı sorunları ortaya koymak amacıyla kapsamlı bir anket çalışması gerçekleştirdi. 400'e yakın akademisyenin katıldığı anket, tıp fakültelerinde eğitim koşullarının zorluğunu ve öğrenci sayısının fazlalığını gözler önüne serdi. Anket sonuçlarına göre, bir öğretim üyesine düşen uzmanlık öğrencisi sayısı ortalama 5,5 iken bazı anabilim dallarında bu sayı 65'e kadar çıkıyor. Katılımcıların yüzde 75'i, pratik eğitimdeki öğrenci sayısının gereğinden fazla olduğunu belirtti.

"Eğitim Dışındaki Çalışma Koşulları"nın Zorluğu

TTB'nin anketine katılan 295'i kamu üniversitesinde, 53'ü vakıf üniversitesinde, 22'si eğitim araştırma hastanesi/şehir hastanesinde ve 21'i de özel üniversite ve hastanede görev yapan öğretim üyeleri, eğitim dışındaki çalışma koşulları nedeniyle işlerine yeterince vakit ayıramadıklarını belirtti. Katılımcıların yüzde 55'i, bu yoğunluk nedeniyle hastalarıyla yeterli şekilde ilgilenemediklerini ifade etti.

Hasta Yoğunluğu ve İdari Baskılar

Ankete katılan öğretim üyelerinin yüzde 74'ü, hasta yoğunluğunun ciddi bir sorun olduğunu belirtirken, yüzde 43'ü idari baskılar altında çalıştıklarını dile getirdi. Ayrıca, katılımcıların yüzde 85'i, yaptıkları işin ekonomik açıdan tatmin edici olmadığını vurguladı.

Bilimsel Çalışmalar ve Performans Sistemi

Ankete katılan 10 öğretim üyesinden 8'i, bilimsel çalışmalarının desteklenmediğini belirtirken, performans sistemi ile ücretlendirme ve bilimsel çalışmaların önünde engel oluşturduğunu ifade etti. Katılımcıların yüzde 73'ü, performans sistemi nedeniyle eğitim ve bilimsel çalışmalarının olumsuz etkilendiğini söyledi.

Emeklilik Koşulları ve Liyakat Sorunları

Ankete katılan öğretim üyelerinin yüzde 95'i, emeklilik ikramiyesi ve maaşlarının beklentilerine uygun olmadığını belirtti. Ayrıca, katılımcıların yüzde 83'ü, Türkiye'deki öğretim üyesi atamalarında liyakat aranmadığını ifade etti.

Sağlık Hizmetlerinin Olumsuz Etkilenmesi

TTB, yaptığı açıklamada, “Öğretim üyelerinin üzerindeki siyasal, ekonomik ve çalışma yükü gibi baskıların en aza indirilmesi sağlıklı bir gelecek için zorunludur. Bu baskılar, hem eğitim niteliğini düşürmekte hem de sağlık hizmetlerinin etkinliğini olumsuz etkilemektedir. Sağlıklı bir gelecek için öğretim üyelerinin çalışma koşulları düzeltilmelidir” ifadelerine yer verdi.

Editör: Kazim Bozkurt