Türkiye ekonomisinin kılcal damarları olan esnaf ve küçük işletmelerin uzun süredir devam eden şikayetlerine kulak veren Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), kartlı ödeme sistemlerinde köklü bir değişikliğe imza attı. Yapılan son düzenleme ile mal ve hizmet alımlarında üye iş yerlerinden tahsil edilen POS komisyonu oranları, kredi kartı ve banka kartı işlemleri için ayrıştırıldı. Bu adım, özellikle banka kartı kullanımının yaygın olduğu sektörlerde faaliyet gösteren on binlerce işletme için finansal bir nefes borusu niteliği taşıyor. Mevcut durumda yüzde 3,56 olarak uygulanan tavan komisyon oranı, kredi kartı işlemleri için korunurken, banka kartı ile yapılan işlemlerde bu oran yüzde 1,04’e çekildi. Bu tarihi indirim, perakende sektöründen hizmet sektörüne kadar geniş bir yelpazede faaliyet gösteren işletmelerin karlılık oranlarını doğrudan etkileyecek ve ekonominin geneline yayılan pozitif bir etki yaratma potansiyeli barındırıyor.

Kredi kartı aynı kaldı, banka kartı ucuzladı

TCMB’nin yeni düzenlemesinin en dikkat çekici noktası, kredi kartı ve banka kartı arasındaki ayrımı net bir şekilde ortaya koyması oldu. Bugüne kadar her iki kart türü için de tek bir azami komisyon oranı uygulanıyordu. Ancak yeni kararla birlikte, kredi kartı işlemlerinde bankaların üstlendiği risk ve fonlama maliyeti göz önünde bulundurularak mevcut tavan oran olan yüzde 3,56’lık uygulama devam edecek. Asıl devrim ise banka kartlarında yaşandı. Müşterinin kendi hesabından doğrudan para çekimini sağlayan banka kartı işlemlerinde, komisyon tavanı üçte birinden daha aza indirilerek yüzde 1,04 olarak belirlendi.

Değişiklik sadece komisyon oranlarıyla sınırlı kalmadı. POS komisyonu ödemek yerine parasının belirli bir süre bankada bloke kalmasını tercih eden iş yerleri için de önemli bir iyileştirme yapıldı. Mevcut sistemde 40 güne kadar çıkabilen azami bloke süresi, banka kartı işlemleri için 15 güne indirildi. Bu sayede, işletmelerin nakit akışları hızlanacak ve işletme sermayesi ihtiyaçları azalacak. Özellikle küçük esnafın günlük operasyonlarını yürütürken karşılaştığı likidite sıkıntısının hafifletilmesinde bu adımın kritik bir rol oynaması bekleniyor. Yeni düzenleme, ön ödemeli kartlar ve son dönemde popülerliği artan hesaptan hesaba iş yeri ödemelerini de kapsayacak şekilde geniş tutuldu. Tüm bu değişiklikler, 1 Kasım 2025 tarihinden itibaren resmen yürürlüğe girecek.

Düzenlemenin arkasındaki ekonomik mantık ne?

Merkez Bankası'nın bu adımı atmasının ardında yatan temel gerekçe, kartlı ödeme sistemlerinin doğasındaki maliyet farklılıkları olarak gösteriliyor. Kredi kartları, özünde birer tüketici kredisidir. Banka, kart sahibine bir ay boyunca harcamaları için bir nevi borç verir ve bu borcun geri ödenmemesi riskini üstlenir. Bu süreç, bankalar için ek bir fonlama maliyeti yaratır. Yani banka, kart sahibine kullandırdığı kredi için bir kaynak maliyetine katlanır. POS komisyonlarının bir kısmı da bu maliyeti karşılamak üzere tasarlanmıştır.

Buna karşılık, banka kartları ile yapılan işlemler tamamen farklı bir mantıkla çalışır. Bir müşteri banka kartıyla ödeme yaptığında, para doğrudan kendi vadesiz mevduat hesabından çekilerek üye iş yerinin hesabına aktarılır. Bu işlemde bankanın üstlendiği bir kredi riski veya fonlama maliyeti bulunmaz. İşlem, esasen bir elektronik fon transferidir (EFT). Dolayısıyla, her iki işlem türüne de aynı komisyon tavanının uygulanması, uzun zamandır hem işletmeler hem de ekonomi uzmanları tarafından adil bulunmayan bir durumdu. TCMB’nin yeni düzenlemesi, bu maliyet yapısını doğru bir şekilde yansıtarak banka kartı işlemlerindeki komisyonu, sadece operasyonel ve sistemsel maliyetleri içerecek şekilde yeniden belirlemiş oldu. Bu ayrım, daha adil, şeffaf ve rekabetçi bir ödeme sistemleri piyasasının oluşmasına zemin hazırlıyor.

Esnaf ve küçük işletmeler için derin bir nefes

Yüksek POS komisyon oranları, yıllardır Türkiye'deki esnaf ve küçük işletmeler için en büyük maliyet kalemlerinden biriydi. Özellikle kar marjlarının düşük olduğu gıda, perakende ve hizmet sektörlerinde, cironun yüzde 3,5'ini aşan bu kesintiler, işletmelerin ayakta kalma mücadelesini zorlaştırıyordu. Bu durum, "Kartla ödemede komisyon farkı alınır" veya "Sadece nakit çalışıyoruz" gibi uygulamaların yaygınlaşmasına neden oluyordu. İşletmeler, ya bu maliyeti fiyatlarına yansıtarak tüketiciye yüklüyor ya da kartlı ödemeleri tamamen reddederek kayıt dışılığa yöneliyordu.

Merkez Bankası’nın banka kartı komisyonlarını yüzde 1,04’e düşürme kararı, bu nedenle esnaf tarafından büyük bir sevinçle karşılandı. Bu indirim, doğrudan işletmelerin kasasında kalacak olan ek bir gelir anlamına geliyor. Özellikle günlük cirosunun önemli bir kısmını banka kartı ile yapan bir bakkal, manav, kafe veya küçük bir giyim mağazası için bu oran farkı, ay sonunda binlerce liralık bir tasarruf demek. Bu tasarrufun, işletmelerin personel giderlerini karşılamasına, yeni yatırımlar yapmasına veya fiyatlarını daha rekabetçi hale getirerek tüketiciye yansıtmasına olanak tanıması bekleniyor. Ticaret odaları ve esnaf birlikleri, kararın işletmelerin üzerindeki finansal baskıyı azaltacağını ve piyasada bir canlanma yaratabileceğini belirtiyor.

Bankacılık sektörü kararı nasıl karşılayacak?

Her madalyonun iki yüzü olduğu gibi, bu düzenlemenin bankacılık sektörü üzerinde de önemli etkileri olacak. Üye iş yeri komisyonları, bankalar için önemli bir hizmet geliri kaynağıdır. Özellikle banka kartı işlemlerinden elde edilen gelirlerin bu düzenlemeyle birlikte ciddi oranda azalması bekleniyor. Bankaların, bu gelir kaybını telafi etmek için farklı stratejiler izleyebileceği öngörülüyor. Bazı bankaların, üye iş yerlerine sundukları diğer hizmetlerde (hesap işletim ücreti, ticari kredi faizleri vb.) fiyat ayarlamalarına gitmesi muhtemel bir senaryo olarak duruyor.

Fed faiz kararını açıkladı! Piyasalar merakla bekliyordu!
Fed faiz kararını açıkladı! Piyasalar merakla bekliyordu!
İçeriği Görüntüle

Ancak diğer bir bakış açısına göre, bu düzenleme bankalar arasında üye iş yeri pazarında daha adil bir rekabet ortamı yaratabilir. Düşük komisyon oranları, daha fazla işletmenin POS cihazı kullanmasını teşvik edebilir. Bu da uzun vadede işlem hacimlerini artırarak bankaların toplam gelirlerini dengeleyebilir. Ayrıca, nakit kullanımının azalıp dijital ödemelerin artması, bankaların operasyonel maliyetlerini düşürebilir ve finansal sisteme daha fazla kaynağın dahil olmasını sağlayabilir. Bankacılık çevreleri, kararın kısa vadede bir gelir düşüşüne neden olacağını kabul etmekle birlikte, orta ve uzun vadede dijitalleşmeyi hızlandırarak sektöre yeni fırsatlar sunabileceğini dile getiriyor.

Tüketici ve kayıt dışı ekonomi üzerindeki etkiler

POS komisyon oranlarındaki düşüş, dolaylı yollardan da olsa tüketicilere ve Türkiye ekonomisinin geneline olumlu yansıyacak. İşletmelerin maliyetlerinin azalması, "komisyon farkı" taleplerinin ortadan kalkmasını sağlayarak tüketicilerin daha şeffaf bir fiyatlandırma ile karşılaşmasına olanak tanıyacak. Fiyatlarına komisyon maliyetini ekleyen işletmelerin, bu indirim sonrası etiket fiyatlarında küçük de olsa bir gevşemeye gitmesi beklenebilir. En önemlisi, daha önce yüksek maliyetler nedeniyle kart kabul etmeyen birçok küçük işletmenin artık POS cihazı kullanmaya başlaması, tüketiciler için ödeme kolaylığı sağlayacak.

Ekonomik açıdan bakıldığında ise kararın en büyük faydalarından biri, kayıt dışı ekonomi ile mücadeleye yapacağı katkı olacak. Nakit kullanımının yoğun olduğu bir ekonomi, vergi kayıp ve kaçağının da yüksek olduğu bir yapı anlamına gelir. Kartlı ödemelerin teşvik edilmesi, tüm ticari faaliyetlerin finansal sistem üzerinden kayıt altına alınmasını sağlar. Bu durum, devletin vergi gelirlerini artırırken daha şeffaf ve denetlenebilir bir ekonomik ortam yaratır. Banka kartı komisyonlarındaki bu tarihi indirim, nakit döngüsünü azaltarak Türkiye'nin dijital ekonomi hedeflerine ulaşmasında ve kayıt dışılığın azaltılmasında stratejik bir adım olarak değerlendiriliyor.

Muhabir: Kazim Bozkurt